Emniyet Genel Müdürlüğünce 2020 yılının ilk 6 ayının geçen yılın aynı dönemine göre kıyaslanması ile elde edilen verilerde, Adıyaman asayiş olaylarının en az yaşandığı şehir olmasını değerlendiren Çevik, "Adıyaman'ın hakikaten güzel bir insan yapısı, güzel bir insan karakteri var. Özellikle dışarıdan gelen insanlara çok sahip çıkıyor. Bu çok güzel bir özellik, kendi içinde de uyumu ve birlikteliği sağlarsa inşallah Adıyaman'ın büyümesi, gelişmesinin önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Adıyaman'da valilik, adliye, kolluk birimleri arasında çok güzel bir çalışma ve işbirliği vardır. Bunun etkisi, Adıyamanlıların olaylara karşı duyarlılığı şeklinde yansımaktadır. Suçla mücadelede tek başına bir kurum başarılı olamaz. Evet, kamu kurumları yoğun bir şekilde çalışacak. Gerekli tüm teknik imkânlarını kullanarak suçla mücadele edecek. Vatandaş da bize yardımcı olacak.
Vatandaşın da yardımıyla el birliği içinde suçla mücadele iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebilirim. Ama bu bizi kesinlikle rehavete kaptırmamalı. Bir tane dahi suç işlense o suçun bir mağduru vardır. O suç, mağdurları zor durumda bırakır, sonuçları onlar üzerinde etki doğurur. Biz kamu kurumları olarak, suçla mücadele eden kurumlar olarak her an teyakkuzda olmak zorundayız. Adıyaman'a ilk geldiğim zamanda da söyledim, Adıyaman sahabelerin şehridir. Adıyaman'ın suçla anılmaması gerekiyor. Ama dediğim gibi her an tüm önlemlerimizi almış bulunmaktayız. Suçla mücadelemizle kararlı bir şekilde devam etmekteyiz." dedi.
"Adıyaman'ın da, Türkiye'nin de en temel sorunlarından biri uyuşturucudur"
Uyuşturucu madde kullanımın çok küçük yaşlara kadar düşmüş olmasının çok üzücü bir durum olduğuna değinen Çevik, "Adıyaman'ın da Türkiye'nin de en temel sorunlarından biri uyuşturucu madde sorunudur. Maalesef ortaokullara hatta bazı yerlerde ilkokullara kadar uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin girdiğini görmekteyiz. Hepimiz kamu görevlerini ifa ediyor, aynı zamanda birer veliyiz, çocuklarımız var. Hiçbirimizin bu durumdan memnun olabileceğini düşünmüyorum. Suçla mücadele noktasında ilk kriterimiz biz sahada olduğumuz zaman suçluları tespit edip, gerekli yaptırımları uygulayabiliriz diye düşünüyorum. Biz kolluk birimlerimizle sahada olacağız. Bu sahada bire bir takip yoluyla Ceza Muhakeme Kanunu'nun bize tanıdığı koruma tedbirlerini uygulayarak teknik takip, İletişimin dinlenmesi başta olmak üzere elimizde birçok argüman var. Bunları değerlendirerek suçla mücadele etmek zorundayız. Adıyaman suçla mücadele başarılıysa bunun en büyük etkenlerin biride vatandaşların duyarlılığıdır. Bu noktada da velilerimize çok sorumluluklar düşüyor. Uyuşturucu maddesini kullanıp kullanmadığını tespit etmek noktasında velilerimiz çocuklarını mutlaka yakından gözlemlesinler. Her ailede her akşam en azından bir saat aile bireyleri bir araya gelip hasbihâl etsinler istiyoruz. Çocuklarımızı dinleyelim." ifadelerini kullandı.
"Kötü niyetli insanlar her zaman var"
Çevik, " Teknolojinin gelişmesiyle birlikte teknoloji üzerinden çocukları suça bulaştırma yönünde çalışan art niyetli insanlar her zaman var. Bu kötü niyetliler de internet üzerinden çocuklarımızı suça bulaştırmaya çabalayacaktır. Burada temel görev ailelerin çocuklarını yakından takip etmeleridir. Onlarda arkadaş çevresi olabilir, aileye karşı farklı bir tutum ve davranış olabilir, Bir farklılık gözetledikleri an tedbirlerini alsınlar ve kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmesinler. Bizim asıl amacımız suç işlenmesini önlemektir. Suç işledikten sonra adliyeler olarak devreye giriyoruz ama toplum olarak, kamu kurumları olarak önceliğimiz suç işlenmesini önlemek. Bu noktada biz her türlü istişareye paylaşıma açığız. Ailelerimiz çocuklarımız adı lekelenebilir bu ve benzeri kaygılara kapılmasınlar. Biz lekelenmeme hakkı noktasında gerekli gizliliğe riayet ederek bunu çok kolay önleyebiliriz." şeklinde konuştu.
"Eşin birini koruyalım derken diğerini mağdur etmemeliyiz"
Yasa uygulayıcıların yasaları uygularken olayları en ince ayrıtsan kadar tetkik ederek mağduriyetlere sebebiyet vermemesi gerektiğini vurgulayan Çevik 6284 sayılı yasayla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
Biz kanun uygulayıcılarıyız. Türkiye Büyük Millet Meclis'inin hazırladığı yasaları uygulamakla yükümlüyüz. Bu bir temel kriter. Diğer tarafta da şöyle bir temel kriterimiz var: İyi kanun kötü hâkimin elinde de çok berbat hale gelebilir. Ama kötü bir kanun vicdanlı, olayı tüm yönleriyle muhakeme edebilen iyi bir hâkimin elinde de toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye gelebilir. Yargı mensupları olarak üzerimize düşen sorumluluk şu: Her somut olayın tüm ince ayrıntısına kadar incelemeliyiz, Somut olayı değerlendirerek karar vermeliyiz. Hakikaten eşin birini koruyalım derken eşin diğerini mağdur etmemeliyiz. Bu konu maalesef balıksırtı bir konudur. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Evet, toplumda kadınlara yönelik bir şiddet var bunu da yansıyamayız. Yine temel kriterimiz şu: Biz kadına karşı şiddette sıfır tolerans ilkesini benimsemiş bir ülkeyiz. Bu ilke doğrultusunda hareket etmeliyiz. Ama yasa uygulayıcı olarak bize düşen bir tarafın mağduriyetini giderirken, diğer tarafı mağdur etmemeliyiz. Bunun yolu da çok açıktır önümüze gelen olayı tüm ayrıntılarıyla tetkik edip en doğru kararı vermemiz gerekiyor. Bu noktada yine toplumsal bilinci geliştirmemiz gerektiği kanaatindeyim.
"Maalesef boşanma sayıları artıyor"
Günümüzde boşamaların çok basit nedenlerden gerçekleştiğini bunun önüne geçebilmek için aile yapısının korunması gerektiğini belirten Çevik, "Boşanmaya gelen taraflarla ilgili Adıyaman Adliyesi'nde kurduğumuz bir birimimiz var. Eşlerle görüşüyor, psikologlarımız, sosyal çalışmacılarımız onları yasanın verdiği yetki çerçevesinde ikna etmeye çalışıyor, evlilik birlikteliğinin kutsallığından bahsediyoruz. Çocukların maruz kalacağı olumsuz durumlardan bahsediyoruz. Tabii evlenirken kimse boşanmak istemez. Ama şiddet, yoğun baskı, tabiri caizse eziyet görülen bir evliliğin devamını da eşlerden beklememek lazımdır. Adıyaman'da da Türkiye genelinde de şunu söyleyebilirim: Maalesef boşama sayılarımız artıyor. Önce bu tespiti yapalım. Boşanmalarımız neden artıyor? Birçok nedeni var bunun. Ama geçmişle kıyaslandığında çok daha basit nedenlerle boşanabiliyoruz artık." dedi.
"Bizim toplum olarak en kıymetli değerimizlerken biri aile yapımızdır"
Müslüman toplumlarda aile yapısının çok güçlü olduğunun bunun korunması gerektiğini ifade eden Çevik şöyle devam etti:
Bizim toplum olarak en kıymetli değerimizlerken biri aile yapımızdır. Aile yapımız çok kuvvetliydi, aile yapımızla övünürdük. Bir zorluk olduğu zaman aile bağları sayesinde biz bunları çok kolay atlatabiliyorduk. Güney Amerika ülkesinde ekonomik kriz olduğunda gidip alışveriş merkezlerini yağmalıyorlardı. Ülkemiz de niye yağmalanmıyor aile bağlarımızdan dolayıdır. Akrabalık bağlarımız çok kuvvetli birbirimize yardım da bulunarak sahip çıkıyoruz. Maalesef son yıllarda eşlerin ekonomik özgürlüklerinden mi kaynaklanıyor, birbirlerine tahammül sınırlarının kalmamasından mı? Boşanmaya karşı toplumda gösterilen sosyal reaksiyonun değişmesi mi? Hepsi birer etmendir. Ama en çok hangisinin etkili olduğunu bilmiyorum ama hepsinin etkili olduğu kanaatindeyim. Maalesef çok kolay nedenlerle boşanabiliyoruz. Bunu önlememiz bu noktada el birliğiyle hareket etmemiz lazım. Aile yapımız tabii ki güçlü ama bu gücün devam ettirilebilinmesi için aile bireylerini korumamız gerekiyor.
"Bu konuda vatandaşlarımızda hassasiyet bekliyoruz"
Covid-19 nedeniyle karantinaya alınan ama kurallara uymayan vatandaşlara dava açılabileceğini belirten Çevik, "Hıfzıssıhha ve kabahatler kanununa dayanarak idari yaptırım kararları uygulanmakta. İl Pandemi kurulunun kullandığı kararlara uymadığı gerekçesiyle. Bu kararlar idari yaptırım kararlarıdır. Tüm idari yaptırım kararları gibi itiraza tabii, itirazı inceleme mercii Suç Ceza Hâkimlikleridir. Adıyaman'ımızda dönem dönem verilen idari para cezalarının uygun olmadığını düşünen vatandaşlarımız Suç Ceza Hâkimliğine müracaat etmekte, hâkimliğimiz tarafından gerekli değerlendirme yapılmaktadır. Özellikle vurgulamak istediğim Covid-19 vakası olduğu veya temaslı olduğu için filyason hekimleri tarafından karantina kararı verilen vatandaşlarımızın bu karara uyama halinde aynı zamanda Türk Ceza Kanun'un da hapis cezası da öngörülen bir suç olarak düzenlendiğini vatandaşlarımıza hatırlatmak istiyorum. Bu konuda vatandaşlarımızdan hassasiyet bekliyoruz. Verilen karantina kararına uymayan vatandaşlarımız hakkında dava açacağımızı bunun yanında ceza alacaklarını kendilerine hatırlatmak istiyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)