Doğu Akdeniz’deki gelişmeler üzerinden Yunanistan yaptıklarını İlke Haber Ajansına (İLKHA) değerlendiren SDE Başkan Yardımcısı Alpar, "Yunanistan stratejik hesaplamalar yapmaksızın suni bir Türkiye düşmanlığıyla ve her şeye sahip olma isteğiyle kendi geleceklerini de tehlikeye attıklarını." belirtti.  

Gerginliğin asıl sebebinin Yunanistan’ın sadece 7 kilometre karelik alanı bahane ederek Doğu Akdeniz’i tamamen kendi denizi yapma çabası olduğunu belirten Alpar, "Yunanistan; Türkiye ve Kıbrıs’ı yok sayarak Ege ve Akdeniz’deki doğal kaynaklardan tek başına yararlanmak istemektedir. Tabi buradaki kaynakların hakça bölüştürülmesi durumunda bu tür bir gerginlik olmayacaktır. Yunanistan dışarıdan aldığı destek ve güçlerle bunu başarabileceğini zannetmektedir." dedi.

"Akdeniz’deki gerginliğin tarihi Navarin olayına dayanmaktadır"

Akdeniz’deki gerginliğin Navarin olayına dayandığına dikkat çeken Alpar, "Aslında bugün yaşananların tarihsel sürecine baktığımızda Navarin’de Osmanlı donanmasının yakılması olayı ile başladığını söyleyebiliriz. Yunanistan’daki Türkiye düşmanlığı da yabancı ülkelerin empoze ettiği bir olaydır. Maalesef bugüne kadar başarılı olmuştur. O zaman Osmanlıyı şimdi ise Türkiye’yi bölmek isteyen güçler, Osmanlı donanmasını yıktılar. Bölgede bir dengesizlik oluşturdular. Türkiye son dönemlerde bu dengeyi yakaladı ve kendini geliştirdi. Türkiye’ye 2 kilometre Yunanistan’a 500 kilometre uzaklıktaki bir adadan bahsediyoruz. Sadece bir ada ile Türkiye’nin geleceğine engel olamazsınız. Bunu sadece değil Türkiye başka ülkelerinde kabul etmesi söz konusu değildir." ifadelerini kullandı.

"Yunanistan ekonomik olarak çok zor durumdadır"

Yunanistan’ın gerginliği tırmandırarak kendi kendine darbe vurduğunu söyleyen Alpar, "Yunanistan ekonomisi bir krize girdi tam da düzelmedi. Yunanistan ekonomik olarak çok zor bir durumdadır. Bu zorluğu tüm Yunan halkı çekiyor. Adalar denizi dediğimiz Ege Denizi’nde 10 bine yakın ada, adacık ve kayalık vardır. Siz bunların hepsine birden asker yığamazsınız. Yüzlerce kilometre uzaklıktan gelip gemilerinizle hepsini korumaya çalışamazsınız. Bunu Yunan ekonomisinin kaldırması mümkün değildir. Dünyadaki hiçbir ekonominin kaldırması mümkün değildir. Yunanlı yöneticiler bunu düşünmeksizin stratejik hesaplamalar yapmaksızın suni bir Türkiye düşmanlığıyla her şeye sahip olma isteğiyle kendi geleceklerini de tehlikeye atmaktadırlar." diye konuştu.

"Olası bir savaştan sanki Yunanlılar ve Rumlar etkilenmeyecekmiş gibi davranıyorlar"

Yunanistan’ın Fransa, İngiltere ve Rusya tarafından kurulduğunu hatırlatan Alpar, "Yunanistan kurulduktan ve Osmanlı yıkıldıktan sonra Cezayir, Kuzey Afrika işgal edildi. Mısır işgal edilerek ele geçirildi. Diğer bölgeler sırasıyla ele geçirilerek bölgede bir dengesizlik oluşturuldu. Bu ülkelere zaman zaman Amerika Birleşik Devletleri de katılmaktadır. Rum kesimi ve Yunanistan İngilizlere üs vermişti. Ayrıca Fransızları çağırıp üs verdiler. Amerikalıları çağırıyorlar. Bölgede sanki bir karışıklık olursa bir savaş çıkarsa bundan sanki Yunanlılar ve Rumlar etkilenmeyecekmiş gibi davranıyorlar. Hâlbuki bölgede çıkan en ufak krizden ilk önce etkilenecek olanlar Rumlar ve Yunanlardır." dedi.

"Yunanistan’ın bir an önce bu tür saldırgan tavırlarından vazgeçmesi gerekir"

Birleşik Arap Emirlikleri ile Yunanistan’ın yaptığı tatbikatlar gibi Yunanistan’ın son zamanlarda attığı adımların son derece mantıksız olduğunu dile getiren Alpar, şunları söyledi: "Yunanistan’ın bir an önce bu tür saldırgan tavırlarından vazgeçmesi ve Türkiye ile anlaşarak bölgedeki kaynakların eşit ve adaletli bir şekilde paylaşılacağı projeler geliştirmesinin daha uygun olacağını değerlendiriyorum."

"Yunanistan’a kimsenin sahip çıkacağını zannetmiyorum"

Uluslararası hukuka göre Türkiye’nin haklı olduğunu belirten Alpar, "Türkiye Libya ile deniz yetki alanlarını sınırlandırmaya dair anlaşma imzaladı. Yunanistan’ın yaptığı daha sonraki anlaşmalar hukuka uygun değildir. Bunu Yunanlı yöneticiler çok iyi bilmektedirler. Olası bir çatışmada Yunan ekonomisi, Yunan halkı ve Kıbrıs’taki Rumlar bundan çok olumsuz bir şekilde etkilenir. Bu aşamada Yunanistan’a kimsenin sahip çıkacağını zannetmiyorum. Yunanistan kendi gücü dışında bölge dışı aktörleri bölgeye davet ederek herhangi bir şey elde edemez. Bunu Yunanlıların da çok iyi anlamaları lazım. Yunanistan’daki aklı başında olan insanlar böyle bir şeye müsaade etmez diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu. (İLKHA)