Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdik." müjdesini İlke Haber Ajansı'na (İLKHA) değerlendiren Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Karan, bulunan doğal gaz rezervinin umut verici olduğunu belirtti.

 

"Sürpriz diyordu, gerçekten çok büyük bir sürpriz"

Türkiye'nin Karadeniz'de münhasır ekonomik bölge ilan ettiğini ve sonunda yapmış olduğu yatırımın karşılığını aldığını dile getiren Karan, "2010'lu yılların başında Türkiye deniz araştırmalarına çok büyük yatırımlar yaptı. İleride petrol ve doğal gaz rezervi bulunduğunda bunu işletebilmek amacıyla büyük bir yatırım yaptı. Şu an için bulunan doğal gaz, yakın bir zamanda çıkacak olursa Türkiye bir yandan araştırma ve işletim faaliyetinde diğer taraftan da söz konusu rezervler bakımından dünyada öncü ülkelerden biri haline gelecek. Bunun da doğal olarak Türkiye halkına çok güzel yansımaları olacak diye düşünüyorum. Bizim en büyük girdimiz yani ithal ettiğimiz malzeme ne yazık ki petrol ve doğal gaz türevleri. Sonuçta bunun Türkiye tarafından elde ediliyor olması döviz çıkışını engelleyecek. Bu da ister istemez halkımızı refaha kavuşturacak. Sürpriz diyordu gerçekten çok büyük bir sürpriz. Umarım bu sürprizi ileride başka sürprizlerle de destekleriz." İfadelerini kullandı.

"Türkiye'nin denizlere olan sahipliği Norveç ile kıyaslandığında daha fazla"

Dünyadaki kaynakların kıt olması ve kıt kaynakların neredeyse hepsine ulaşılmış olmasının denizlere olan özlemi daha da artırdığını ifade eden Karan, konuşmasına şöyle devam etti:

Denizdeki kaynaklara erişim imkânları arttıkça hiç şüphesiz ülkelerin refahı da artıyor. En güzel örnek Norveç'tir. Dünyada denizcilik konusunda en ileri giden ülkelerden bir tanesi olan Norveç, 60'lı yılların sonlarına kadar dünyada gelişmekte olan ülkelerden bir tanesiydi. Ancak 60'lı yılların sonunda petrole ve doğal gaza denizlerinde ulaştı ve o günden bugüne elde etmiş olduğu gelirleri de çok iyi kullanarak dünyanın en refah ülkelerden biri haline geldi. Norveç konusunda şunu ifade etmek istiyorum. Yaklaşık 10 yıla yakın bir araştırma yapıp 10'larca kuyu açıyorlar ve artık iş bitiyor ve son kuyuyu da öylesine açıyorlar ve son kuyuda petrolü buluyorlar. O günden bu güne Norveç bu aşamaya geldi. Türkiye'nin denizlere olan sahipliği Norveç ile kıyaslandığında daha fazla gibi gözüküyor.

"İyi bir analiz sonucunda ancak 7'de bir rezerve ulaşılıyor"

"Bulunan rezervden daha düşük bir rezerv bile bulunsaydı bu da önemli olacaktı" diyen Karan, "Yapılan yatırımın karşılığını alabilecek bir rezerve ulaşıldı. Bu çok önemli bir gelişmedir. Bu rezerv ileriye doğru bir ışık, umut veriyor. Daha yükseğe de ulaşabileceğimizi gösteriyor. Petrol aramalarında sondaj faaliyetlerine girildiği zaman ortalama şans 7'de birdir. İyi bir analiz sonucunda ancak 7'de bire ulaşılıyor.

Türkiye'de gerek yabancı yatırımcılar gerekse kendi yatırımlarıyla 10'larca kuyu açıp hiç birinde çıkmadı. İlk defa anladığım kadarıyla böyle bir rezerve ulaşıldı ki muazzam bir olaydır. Bunun miktarı da ileriye dönük olarak önemlidir. Türkiye'nin 20 yıllık deniliyor ama 10 yıllık rezerv dahi olsaydı önemli bir rakamdı. Şu an petrol ve doğal gaz fiyatları düşüştedir. Denizde böyle bir doğal gaz rezervine ulaşılması da ayrı bir güzelliktir. Denizde petrol ve türevlerini arama ve ardından bunları çıkarma maliyeti karadakiyle kıyaslanınca çok yüksektir. Fiyatlar düşük olduğu zaman ister istemez bu ileride bir masraf kalemi olarak karşımıza çıkıyor." dedi.

"Akdeniz güney batısında rezervler olduğu söyleniliyor"

Karadeniz'de deniz yetki alanlarının yıllar öncesinden sınırlandırıldığını hatırlatan Karan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin Karadeniz'deki mavi vatan sınırları anlaşmalarla sınırlanmış durumdadır. Karadeniz'de sınırları olan her bir ülke Karadeniz'de yetki anlamında ne kadarlık bir hakka sahip olduklarını biliyorlar. Bu konuda bir tereddüt yok. Netice itibarıyla bizim petrol veya doğal gaz rezervlerine ulaştığımız alan da bizim bölgemiz.

Akdeniz'de ise daha sınırlandırma anlaşmaları yapılmadığı ve sınırlandırma meselesi çözülmediği için her hangi bir rezerv bulunduğu takdirde bunun işletilmesi konusunda çıkacak sıkıntıların ne şekilde çözüleceği de şüphelidir. Bana göre Karadeniz daha çok vaat ediyordu ama bulunamıyordu. Şimdi Karadeniz'de bulundu.

Akdeniz'in güney batısında rezervler olduğu söyleniliyor. Dolayısıyla ileride orada da çıkacağını düşünüyorum. Tabi ortalama 7'de birde çıkıyor. Her bir kuyunun sondaj maliyeti korkunç. Böyle bir maliyete girme gücüne sahip olmamız gerekiyor ki şu anda 2010'lu yıllardan itibaren alınan kararlarla Türkiye bu güce ulaştı. Nihayetin de Allah'a şükür böyle bir rezerv karşımıza çıktı." (İLKHA)