İlk etapta bu çekişmenin tek sebebi petrol ve doğalgaz rezervleri olarak anılsa da sorunu bunlara indirgemek yanlıştır.

Türkiye'nin tezlerinin temelinde "Kıta sahanlığı" konusu ve burnunun dibindeki Yunan adaları bulunuyor.

Türkiye, zamanında İnönü'nün Lozan'daki oldubittiyle yaptığı yanlışları düzeltmek için uğraşırken karşısında neredeyse tüm Akdeniz ülkelerini görecek.

Yunanistan, KKRK, Siyonist işgal çetesi, Mısır, Fransa derken bir de okyanus ötesinden ABD olaya dahil oldu. Bu konsorsiyumun içinde Sisi'nin Mısır'ı da olmasa "Tam bir Haçlı koalisyonu" denilirdi. Tabii Sisi'nin de hangi mekanizmalar tarafından başa getirildiği ortada. 

ABD, bir süre önce Yunanistan-Türkiye sınırının Yunan tarafında bazı birliklerini konuşlandıracağını açıklamıştı.

Aynı ABD,  Doğu Akdeniz’de süregelen gerginlikte sözde gözlemci rolüyle  savaş gemisi USS Hershel Woody Williams'ı, Yunanistan'a gönderdiğini açıklamıştı. İşte bu deniz üssü Girit Adasına ulaştı.

 Askeri uzmanlara göre, USS Hershel Woody Williams adeta yüzen bir askeri üs niteliğinde. 230 metre uzunluğundaki gemi, ABD donanmasının yeni sınıf dev gemilerinden ikincisi. USS Hershel Woody Williams, askeri operasyonlarda hızlı ulaşım ve destek merkezleri olarak kullanılıyor.

ABD’nin savaş gemisinin varmasından önce Fransa 13 Ağustos’ta Yunan kuvvetleriyle güneydeki Girit Adası açıklarında eğitim tatbikatı düzenlemiş ve Doğu Akdeniz’e iki firkateyn göndermişti. Rus donanması da bir firkateynini bölgeye konuşlandırmıştı. Öte yandan Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, diğer AB ülkelerinden kuvvetlerin de kendilerine destek için büyük olasılıkla bölgeye gönderileceğini söyledi. Hristodulidis, diplomatik bir çözüm bulunana kadar askeri varlığın arttırılmasını, Türkiye’nin bölgede artan nüfuzunu Batı’nın engelleme kararının bir kanıtı olduğu gerekçesiyle övdü.

NATO çatısı, Batı ile Müttefiklik, ABD ile stratejik ortaklık gibi birçok kavramın anlamını yitirmeye başladığı bugünlerde tek önemli şeyin Ulusal Çıkarlar olduğu anlaşılıyor.

Türkiye de bu anlayışla hareket etmeye başlamış olacak ki eskisi gibi (Eski) Müttefiklerine dert yanmıyor. Hani müttefiktik hani stratejik ortaktık? soruları artık pek sorulmuyor.

Doğrusu da bu.

Türkiye, Batılı ülkelerin yörüngesinde dönmeyi bırakıp kendi bölgesi için bir çekim merkezi ve (İslami Değerleri gözetmedeki duyarlılığıyla) model bir ülke olma potansiyelini değerlendirmelidir. 

Malum sözde de denildiği gibi;

"Domuzdan post bunlardan dost olmaz!"