VAN - Van Köyleri ile Dayanışma Derneği, köy ziyaretleri kapsamında merkeze bağlı Alaköy köyünü ziyaret etti. Köy sakinleriyle camide bir araya gelen dernek yetkilileri, köylülerin dilinden yaşadıkları sıkıntıları dinledi.
 
Köyün en büyük geçim kaynağının besicilik ve süt sığırcılığı olduğunu ve aynı zamanda bu işi yaptığını söyleyen İsmail Oğuzcan, bu alanda yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Geçen yılların kurak geçmesi nedeniyle yem fiyatlarının yükseldiğini; et fiyatlarının ise düştüğünü söyleyen Oğuzcan, hayvancılık sektörünün artık kâr getirmediğini kaydetti. Köy sakinlerinden bir besicinin geçen yıllarda, büyükbaş hayvanı 5 bin TL`ye aldığını; ancak bu yıl 2 bin TL`ye sattığını söyleyen Oğuzcan, "Burada, sadece bir inekte 3 milyar zarar etti. Fiyat sabit kalırsa alan insan da kendini ona göre ayarlar. Bu fiyatların düşmesiyle bütün besiciler zarar ediyor" dedi.
 
Bu yıl, beyaz samanın kilosunun 1 liraya kadar yükseldiğini belirten Oğuzcan, bunun yanında et fiyatlarının da 10 liranın altına düştüğünü ifade etti. Geçen yıl, hayvanları için toplamda 150 bin TL değerinde saman aldıklarını belirten Oğuzcan, sattıkları hayvanların değerinin ise 20-30 milyar kadar olduğunu söyleyerek bu alandaki zararlarını gözler önüne serdi.
 
"Verilen yem desteği bizim işimizi görmüyor"
Verilen yem desteğini de eleştiren Oğuzcan, devlet tarafından verilen yemin buğday sapından oluştuğunu bunun ise batıda büyük çiftliklerdeki hayvanlara has olduğunu ifade etti. Depremden sonra hayvanları için barınakların yapılmadığını da dile getiren Oğuzcan, "Bizim 50 tane hayvanımız var. Bize, 7 metre uzunluğunda ahır yapılıyor; bir tane ineği olana da 7 metre uzunluğunda ahır yapılıyor. Oysa ahırların hayvan sayısına göre yapılması gerekiyor" dedi.
 
"Siz yapamıyorsunuz demekle olmuyor"
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile Yüzüncü Yıl Üniversitesi`nin ilgili bölümlerine seslenen Oğuzcan, "Bundan 3-4 yıl önce üniversite ve tarım il müdürlüğü geldiler. Burada derslerini yaptılar. "Sizin çiftçileriniz bir şey bilmiyor; Avrupa`daki çitçiler bizden önde. Siz mısır ekmiyorsunuz" dediler. Biz de onların teşvikiyle mısır ektik. Biçim zamanı gidiyoruz `bizde biçim makinesi yoktur. Biz veremeyiz` diyorlar. Üniversite de biçim makinesi vermiyor. Tarım il müdürlüğünde de yok. Bizim hasadımız tarlada kalmış, bunu nasıl yapacağız? Tarım il müdürlüğünden ve üniversitenin ilgili bölümlerinden destek bekliyoruz. Buraya gelip de `siz yapamıyorsunuz` demekle olmuyor" şeklinde konuştu.
 
"Konutların yetiştirileceği sözü verilmişti"
Remzi Aysan ise köydeki diğer sıkıntıları şöyle anlattı: "Köyümüzün belli başlı sorunlarından biri de işsizlik sorunudur. Bütün gençlerimiz iş olmadığından dolayı gurbete gidiyorlar. Yetkililerden isteğimiz köylü gençlerimize iş istihdamı sağlanmasıdır. Bunun yanında, Köyün kanalizasyonunun yapılması lazım. Camimiz de yok. Şu an konteyner camide ibadetlerimizi yapıyoruz. Depremde 7 ev ayakta kaldı. Bize 2012 yılı kasım ayının 5`inde konutlarınız yetiştirilecek denildi. Sayın valimiz de bu sözü vermişti. Ancak ne olduysa konutlar yetiştirilmedi. TOKİ`ler yetişmiş; neden köydeki evler yetişmedi. Elektrik kesintileri çok fazla oluyor. Konteynıra soba kuramadığımız için, elektrik gittiğinde konteyner buzdolabı gibi oluyor. Okul sıkıntımız var. Birinci dönem bitecek dediler. Ama ikinci döneme de yetişmeyecek. Köyümüzün şu an sabit hatları çalışmıyor." (Fırat Arslan - İLKHA)