Engin, hicretin Allah ile bir sözleşme, fedakârlık, samimiyet, vefa, sadakat, özgürlük, zalime karşı hakkı haykırış, namus, haysiyet ve şeref olduğuna vurgu yaptı.
Engin, “Hani o Yemen var ya! Üzerine ağıtlar yaktığımız, on binlerce askerimizin gidip dönmediği Yemen! Bugün kendi kardeşleri tarafından açlığa, susuzluğa, hatta nefes almaya bile fırsat verilmeyen Yemen'in mazlum çocukları. Bombalarla, silahlarla, yaşlı, genç, erkek, kadın, çocuk, bebek demeden katledilen, sakat bırakılan Yemen! Hicri yılbaşının yani İslam’ın, Müslümanların, bir araya gelerek devlet oluşunun 1442. sene-i devriyesinde katledilen Yemen, Irak, Suriye, Libya, Lübnan, Filistin, Mısır, Arakan, Bosna, Doğu Türkistan ve daha nice yerde Müslümanlar katledildi katledilmeye devam ediyor. Biz eğer ülke olarak, İslam âlemi olarak birlik olmadığımız sürece her türlü zulüm Müslümanlara yapılmaya devam edecektir.” diye belirtti.
“Ümmet şuuru ile hareket ettiğimizde hicreti anlamış oluruz”
“Biz mezhep, tarikat, cemaat, dernek, vakıf ayrımcılığı yapmak yerine İslam’ı, kardeşliği, birlik- beraberliği, ümmet şuuru ile hareket ettiğimiz sürece hicreti anlamış oluruz kardeşler!” diyerek devam eden Engin, “Bizi Alevi-Sünni, sağ-sol, Arap-Türk-Kürt-Laz-Çerkez vs. diye böldüler, Ahmet, Mehmet, Ali tarikatı diye ayrıştıydılar. Halbuki bunlar bizim zenginlikliklerimizdi. Çünkü bir karıncayı bile incitmeyen bir ecdadın torunlarıyız. Dağdaki, çöldeki hayvanların aç-susuz kalmaması için çözüm üreten bir Peygamberin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ümmetiyiz.” dedi.
Batı'nın dünyanın her tarafından, her ırktan, her dinden, her mezhepten insanların bir araya gelerek Amerika Birleşik Devletleri’ni SSCB’yi, Avrupa Birliği'ni ve Birleşmiş Milletleri kurduklarını söyleyen Engin, "Ancak beş ülkeye veto hakkı verdiler o da hep kendileri. Hicret bunu anlamaktır kardeşler!” diye dikkat çekti.
Mesajında Bosna’da yaşanan zulüm ve katliamlara değinen Engin, “Bosna’da insanlar katledilirken, ırzlarına geçilirken, ana-babaların gözleri önünde evlatlarına her türlü zulüm yapılarak, öldürülürken, hatta bununla da kalmayarak bu evlatların etleri ana-babalara köfte yapılıp yedirilirken mezhebi, tarikatı, cemaati sorulmadı. Zaten Bosnalıların da onlardan çok farkı yoktu. Sadece isimleri Ahmet, Mehmet, Ali, Hüseyin, Ömer, Osman, Ayşe, Fatma oldukları için yüzbinler yok edildi. Zalimlerin Müslümanların isimlerine bile tahammüllerinin olmadığı bir dünyada yaşıyorken bu şuura varamıyor isek hicret ve hicri yılbaşından bize ne.” diye sordu.
“Hicret zalime karşı hakkı haykırıştır”
Engin, mesajının devamında şunları aktardı:
“Ta kaç bin kilometre uzaktan ülkeme müdahale ediliyorken, parçala, böl, yönet ya da parçala, böl, yok et mantığını, mentalitesini hala kavrayamamışsak hicretten bize ne dostlar. Hicret şuurdur, hicret özgüvendir, hicret fedakarlıktır, hicret samimiyettir, hicret vefadır, hicret sadakattir, hicret özgürlüktür, hicret Rabbimizle sözleşmedir, akittir, hicret kardeşliktir, hicret zalime karşı hakkı haykırıştır, hicret namustur, hicret haysiyettir, şereftir. Rabbim bizlere bu şuura ermeyi nasip etsin. Rabbim bizlere kardeşliği, birlik-beraberliği, farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğunu kavramayı nasip etsin. Rabbim akibetimizi hayreylesin. Rabbim bizleri bu pandemi sürecinden bir an önce kurtarsın. Hicri yılbaşımız ve hicretimiz mübarek olsun.” (İLKHA)