Yusuf Can – Haber Yorum
“İdlib'in güneyindeki M4 karayolunda 25'inci Türkiye- Rusya Birleşik Kara Devriyesi sırasında Eriha - Musaybin arasında teröristler tarafından RPG'li saldırı düzenlendi.”
Bu devriyelere yapılan ilk saldırı olmadığı için insanın aklına “Bu saldırıları kim neden yapıyor?” sorusu geliyor haliyle.
Geçen hafta ABD’li bir petrol şirketi, YPG/Pkk ile önemli bir petrol anlaşması yaptığını ilan etti.
Elbette ki bu anlaşma ABD yönetimi ve Pentagon’dan habersiz değildi.
Tam aksine bu anlaşma Beyaz Saray ve Pentagon’un kontrolünde yapılmış ve garantörlüğünü de ABD’nin Merkez Kuvvetler Komutanlığı üstlenmişti.
İlk etapta “Ya bunun neyi var zaten her gün silah indirmiyorlar mı?” sorusu sorulabilir.
Ancak mesele hiç de öyle değil.
ABD’nin her gün tırlarca silah indirmesi ayrı, YPG/ Pkk ile petrol anlaşması yapması apayrı bir durumdur.
Öncelikle Suriye’nin (varsayım olarak) toprak bütünlüğü dışına çıkılarak YPG/Pkk ile bu anlaşmanın yapılması hem YPG/Pkk’yi meşru bir güç gibi gösteriyor hem de ülke petrollerini bir örgüte (Ekonomik destek anlamında) sunmuş oluyor.
Rimelan ve Tel Brak, tel Hamiş bölgelerinde çıkartılacak petrol miktarı 380-400 bin varile ulaşırsa (Hedef bu) YPG/Pkk’ye 350-400 milyon $’lık bir destek söz konusu olacaktı ki bu miktar resmi yollardan bankalara yatırılacak ve bu sirkülasyon YPG/Pkk oluşumunu bölgede resmi bir aktöre dönüştürecektir.
ABD tüm bunların hesabını yaparken Türkiye ve Rusya da M4 karayolunda askeri devriyelerini atarak “Buralar bizden sorulur!” mesajını vermeye çalışıyorlarken bu kaçıncıdır devriyeleri yerel halkın veya tespit edilemeyen bazı güçlerin saldırısına uğruyor.
Haliyle insanın aklına YPG/Pkk güçleri geliyor.
Oysa YPG/Pkk’nin bir kolu da Kamışlo’da Ruslar ile sürekli temas halinde olmaya gayret gösteriyor.
Malum Pkk, yapısı gereği tüm aktörlerle bağlantıda kalmayı isteyen bir örgüt.
Saldırı Pkk’nin çok kullandığı RPG ile ve TSK’ya ait bir zırhlıya yapıldı.
Bu da YPG/Pkk’yi işaret etmeye yetiyor
Ancak saldırıların arka planında yine de ABD’nin olduğu söylenebilir.
Çünkü bu bölgeden Rusların çıkmasını en çok isteyen ABD askeri birlikleridir.
ABD’nin hesaplarına göre; Bu bölgeden Rusya’nın çekilmesi, Baas Güçlerinin bu bölgeye yaklaşmaması ve Türkiye’nin de uzak tutulması sonucu ilan edilmiş olan Özerk Yapı’nın tutunması söz konusu olabilecek.
Tabii bu hesapların tutmasının mümkün olmadığını Ortadoğu’da yaşayan göçmen kuşlar dahi bilir, çünkü değişkenler o kadar çok ki akşam yapılan planlar sabah iptal edilir. Sabah yapılan planların ömrü akşama yetmez…
Buna rağmen Okyanus Ötesinden gelip İslam Dünyasının göbeğinde bunca hesabı-planı yapan ABD’den ders çıkarmak gerek.