Açıklamada, "Toplumumuzun değer yargılarını, aile yapısını, dini değerlerini hedef alan resmi adı 'Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bununla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi' olan İstanbul Sözleşmesi'nin ve bu sözleşmeden yola çıkarılarak kabul edilen 6284 Sayılı Kanun'un, telafisi imkânsız zararlara yol açmadan kaldırılacağına ilişkin inancımızı koruyoruz." ifadelerine yer verildi.
Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu adına yapılan açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi:
"Kadına şiddet ve şiddetin her türlüsü ile mücadele edilmesini savunuyoruz. Bunun için yapılacak yasal düzenlemeleri destekliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin ve bu sözleşmeye dayanılarak yürütülen yasal ve idari çalışmaların kadına şiddeti engelleme ve kadınların haklarını korumakta etkili olmadığını görüyoruz. Bu düzenlemelerin yürürlükte kalması, toplumsal fayda sağlamak yerine zararlar doğurmaktadır.
Ailenin bütün bireylerine karşı her türlü şiddetin önlenmesi için adaleti esas alan düzenlemelerle önlem almak ve aile kurumunu bütün ifsat edici tehlikelerden korumaya çalışmak en etkili çözüm olacaktır.
Bu anlayışla din, kültür, medeniyet ve değer yargılarımızla uyuşmayan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmesini, kendi milli ve manevi değerlerimiz ve kendi toplum yapımız ile uyumlu, aile kurumunu güçlendirecek, aile fertlerine, kadına, çocuklara karşı şiddeti önleyecek yeni çalışmaların yapılmasını savunuyoruz. Bu yönde yapılacaklar çalışmaların yanında olacağımızı ifade ediyoruz.
Son olarak İstanbul Sözleşmesi ekseninde dönen tartışmaların ümmetin birlik ve beraberliğine, kardeşliğimize zarar vermesine, fitne ateşinin yakılmasına izin verilmemelidir. Ömrünü mazlumlara sahip çıkmakla geçiren ve İslam davası için bedeller ödeyen Abdurrahman Dilipak’ın son açıklamaları da dikkate alındığında, kendisine gösterilen tepkiler makul düzeyi aşmıştır. Ayrıca bu tepkilerin toplu davalara dönüştürülmesini doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." (İLKHA)