Çeyrek asır sonra dosyası raftan indirilen Başbağlar katliamında arama kayıtlarının yenileneceği, kaçak kişilerin üzerine gidileceği, olay günü ve sonrasına ilişkin ortaya atılan tüm iddiaların titizlikle araştırılacağı kaydedildi. Katliamın tanıklarının tek tek dinleneceği soruşturma sürecinde kapalı kalan konuların aydınlığa çıkarılmasının ardından ceza davası açılacağı öğrenildi.
Gazetemizin ısrarlı haberleriyle gündemde tuttuğu Başbağlar katliamındaki sis perdesini aralayacak gelişme. Madımak hadisesinin 3 gün sonrasında 33 sivilin katledildiği ve hiçbir tutuklu zanlının bulunmadığı Başbağlar köyü katliamında dava dosyasının yeniden açılacağı öğrenildi.
27 yıldır sönmeyen ateş
5 Temmuz 1993, bir köyün adeta haritadan silindiği ve Türkiye’nin adalet sistemine kapkara bir leke bıraktığı gün oldu. Sivas Madımak olaylarından 3 gün sonra Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Başbağlar köyü baskına uğradı. Ateist bölücülerin PKK desteğiyle, “Madımak’ın intikamını alıyoruz” naralarıyla baskın düzenlediği Başbağlar Köyü’nün erkekleri cami önünde toplandı, kurşun yağmuruna tutuldu. Cami dahil, kadınları evlerle birlikte diri diri yaktılar. Taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmadı. Tam 33 kişi, hunharca katledildi. 30 kadın dul, yüzlerce çocuk yetim kaldı.
Yanan evlerdeki alevler söndürüldü ama yürekler yangın yeri olarak kaldı. Gözlerini kan bürümüş katiller sürüsü kaçtı. Yakalananlar serbest bırakıldı. Serbest kalanların bir kısmı Avrupa’ya uçtu. Haklarında bugüne kadar işlem yapılmadı. Katliam günü ve sonrasına dair tüyler ürperten birçok iddia ise aydınlatılamayarak karanlığa mahkum edildi.
‘Hesap mahşere mi kaldı’ derken...
Başbağlar Köyü’nden yükselen adalet çığlığı 27. yılında yankı buldu. Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığının Başbağlar dosyasını yeniden açacağı bildirildi. Akit’in ulaştığı bilgilere göre Başbağlar Köyü’nde 33 masumu katleden zorbaların cezasız kaldığı olayda dosyanın tekrar ele alındığı ve karanlıkta kalan noktaların üzerine gidileceği öğrenildi. Çeyrek asır sonra dosyası raftan indirilen Başbağlar Katliamında arama kayıtlarının yenileneceği, kaçak kişilerin üzerine gidileceği, olay günü ve sonrasına ilişkin ortaya atılan tüm iddiaların titizlikle araştırılacağı kaydedildi. Katliamın tanıklarının tek tek dinleneceği soruşturma sürecinde kapalı kalan konuların aydınlığa çıkarılmasının ardından ceza davası açılacağı aktarıldı.
Bu sorular cevabını bulmalı
Soruşturma, bölgede heyecanla karşılandı. Bölgede 24 yıl boyunca koruculuk yapan Ortatepe Köyü Muhtarı Bekir Turgut Kuruçaylıoğlu, Başbağlar’la ilgili dosyanın yeniden açılmasının önemli olduğunu söyledi. Akit’e konuşan Bekir Turgut Kuruçaylıoğlu, soruşturmanın derinleşme safhasında irdelenmesi gereken bazı hususların altını çizdi. Olay günü Çekiç Güç’ün o bölgede yasak olmasına rağmen helikopter uçuşu gerçekleştirdiğini dile getiren Kuruçaylıoğlu, “Katliamı yapan grubun içerisinde farklı askeri kamuflajı olduğu ve bölgeye göre farklı ten rengine ait 5 kişinin olduğu biliniyor. Bunlar Amerikalı mıydı?” sorusunu yöneltti.
Katliamda köydeki mermilerin balistik incelemesinin yapılmadığını ifade eden Kuruçaylıoğlu, “Değişik silah kovanlarının olduğu da söyleniyordu ama o kovanların toplanıp nereye götürüldüğü de belirsiz” sözlerini sarf etti.
Konsolosluğa giren 6 kişi kimdi?
“Madımak olayından bir gün önce Divriği’ye bağlı Adatepe’de Karayolları’nın 12 iş makinesi yakılmıştı” diyen korucubaşı Kuruçaylıoğlu, şöyle devam etti: “Bunun bir gün sonrasında bir şoförü kaçırıp infaz ettiler. 2 gün sonra da Başbağlar’a baskın düzenlediler. Tüm bunları aynı grup gerçekleştirdi. O dönem Adalet Bakanı olarak Şevket Kazan, Sivas’tan gelip Amerikan konsolosluğuna giren kimliği meçhul 6 kişinin kim olduğunu sormuştu. Meclis kürsüsünden sorulan bu soru maalesef cevapsız kaldı.”
O silahları kim getirdi?
Başbağlar katliamında karanlık ellerin devrede olduğunun bariz örneklerinden birisini paylaşan Kuruçaylıoğlu, şöyle devam etti: “Olaydan sonra ‘derin devlet’, köyde yaşayan Necati isminde bir vatandaşa yaklaşık 30 tane silah göndermişti. Misilleme için köylüye dağıtması söyleniyor. Başbağlar’ın arka bölgesinde Tunceli Ovacık’a bağlı Alevi köyleri vardır. Açıkça söylemiyorlar ama o manaya getirerek böyle bir tezgah kuruluyor. Ancak Başbağlarlı köylü bunu kabul etmiyor ve uzun süre silahlar bekledikten sonra gelip götürüyorlar. Bu hadise mutlaka aydınlatılmalıdır.”
Kaynak: Yeniakit