ÖSYM tarafından açıklanan YKS sonuçlarına göre üniversite tercihleri başladı. 6-14 Ağustos tarihleri arasında yapılabilecek olan üniversite tercihlerinde dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili konuşan Eğitimci-Yazar Erkan Haras, tercih yapılırken öğrencinin isteğinin önemli olduğunu, fazla mezun veren bölümlerin tercih edilmemesi gerektiğini onun yerine geleceği olan bölümlerin tercih edilebileceğini söyledi.

"Hangi mesleği seviyorsanız ona yönelin"

Öğrencinin istediği bölümü tercih etmesinin çok önemli olduğunu belirten Haras, "Öğrenciler tercih yaparken dikkat etmeleri gereken şey seçtikleri mesleğin ömür boyu onlarla beraber olacağı konusudur. Ya sevdiğiniz işi yapacaksınız ya da yaptığınız işi seveceksiniz. Biz bunu başaramıyoruz. Bunu başaramadığımız için belki buralardayız. Ben öğrencilere, hangi mesleği seviyorsanız veya neye meyliniz varsa, kendinizi nerede daha iyi hissedecekseniz oraya yönelin diyorum." dedi.

"Tercihlerde çocuğun ne istediği çok önemlidir"

Haras, "İşlerinde başarılı olan kişilerin biyografilerini incelediğimizde bu kişilerin hep içlerinde olan potansiyeli yaptıkları meslek olarak dışarı vurduklarını görüyoruz. Ancak bizde tercih dönemi böyle geçmiyor. Tercih döneminde anne baba bazen öğrenci ile birlikte geliyor. Anne eczacı baba tıp okusun diyor. Kimse çocuğa sen ne istiyorsun diye sormuyor. Bu soruyu soran çok az bir grup var. Ben her zaman çocuk ne istiyor diye soruyorum. Tercihlerde çocuğun ne istediği çok önemlidir. Çünkü bir ömür boyunca onunla birlikte yaşayacak." diye konuştu.

"Kısa yoldan para kazanmanın değil başarının peşinde koşulmalı"

"Öğrenciler tercih yaparken hangi alanda başarılıysalar onu seçsinler." diyen Haras, "Bu ülkenin aşçıya da doktora da hemşireye de mühendise de ihtiyacı var. Ancak bize gelen öğrencilerin çoğu ‘hocam bu mesleği seçersem ne kadar para kazanırım’ diye soruyor. Kısa yoldan para kazanmanın, hayata atılmanın yollarını arıyorlar. Bu yanlış. Bunun aksine hocam bu alanda neler yapabilirim? Nasıl başarılı olabilirim? Deyip bunu dert edinmeleri gerekir." şeklinde konuştu.

Öğretmenliklerin bir bölümü KPSS’ ye takıldığını ve atamalarının çok zor gerçekleştiğini hatırlatan Haras, bu tür bölümlerin tercih edilmemesinin gayet normal olduğunu ve kendilerinin de bu tarz bölümleri tavsiye etmediklerini söyledi.

"Teknoloji ile alakalı bölümler tercih edilebilir"

Haras, "Türkiye’de yakın bir zamanda teknoloji bölümlerine rağbet oldu. Son dönemlerde hibrit ile ilgili, hibritli araba çalışmaları yapılmaya başlandı. Bu alanlar tercih edilebilecek bölümler olmalıdır. Sağlık alanı bir dönem çok iyiydi ama şu anda burada da birçok alan dolmuş durumda. Orada da tıbbi görüntüleme hala iyi, tercih edilebilir." ifadelerini kullandı.

"Hukuk fakültesi yerine Gastronomi tercih edilebilir"

Öğrencilerin büyük çoğunluğunun hukuk fakültesi istediğini ancak bu bölümün de çok sayıda mezun verdiğine dikkat çeken Haras, "Kararsız ve kafası karışı öğrenci hep ‘hocam 2 yıllık adalet yazarsam oradan 4 yıllığa geçerim’ diyor. Bu fark etmiyor. Sonuçta 4 yıla tamamladığınızda hukuk fakültesi mezunu olmuş oluyorsunuz. Hukuk fakültesi şu anda binlerce mezun veriyor. O yüzden bunlar yerine Gastronomi seçilebilir. Mutfağa ve yemeğe biraz meyli varsa Gastronomi tercih edebilir." dedi.

Hangi bölüm olursa olsun hakkı verilerek ve farkındalık ortaya konularak okunduğunda bunun başarıyı beraberinde getireceğini dile getiren Haras, üniversite adaylarına şu tavsiyelerde bulundu: "Ben iddia ediyorum ki kişi tercih kılavuzunda geleceği olmadığını düşündüğü bir bölümü seçer ve bölümün gerektirdiklerini yerine getirerek kendisini bu alanda yetiştirirse Türkiye’de ilk sıraya yerleşecektir. Üniversiteden herkes gibi mezun olursanız herkes gibi olursunuz. Farkındalık ortaya koyarak mezun olursanız farklı olursunuz. Herkes gibi yemek yapmayalım, herkes gibi doktor, mühendis olmayalım. Farklılık ortaya koyalım ki, insanlar görebilsin. Bu tüm bölümler için geçerlidir. Bence gereksiz bölüm yoktur. Bizim ne yaptığımız önemlidir."

"Mezun olup yerleşemeyen her kişi toplumda yeni bir problemin ortaya çıkmasına sebep oluyor"

Son dönemlerde sayıları oldukça artan özel üniversiteler sebebiyle eğitimde kalitenin düşmeye başladığını ifade eden Haras, şunları kaydetti:

"Her mahallede artık bir üniversite var. Birkaç katlı bina anında üniversiteye çevrilebiliyor. Yakın gelecekte insanlar bir semtte ev alacakları veya kiralayacakları zaman burada üniversite yok, burada oturmam diyecekler. İş artık bu raddeye geldi. Türkiye’de özel üniversitelerin tabiri caizse mantar gibi yayılması eğitim kalitesini düşürür. Eğitim kalitesi zaten yavaş yavaş düşüyor. Bu bence biraz da ekonomi ile alakalı bir durum. Geçmiş yıllarda Türkiye’de sayılı üniversite vardı ve eğitim çok kaliteliydi. Şimdi çok sayıda üniversite var. Öğrenci artık eğitim derdinde değil nereden mezun olabilirim derdimde. Burada veliler öğrencisi üniversite sınavına hazırlanırken ‘oğlum-kızım hiç korkma olmadı özel bir üniversiteye göndeririz’ dedikleri andan itibaren öğrenci çalışmaz. Eskiden çalışma odalarımız yoktu ama çalışma azmimiz vardı. Şimdi herkesin çalışma odası var ama azmi yok. Her yerde özel üniversite açılması toplumu tembelliğe sevk etti. Öğrenci üniversiteye gidip pazarlık yaparak anlaşıp parasını verdikten sonra mezun oluyor. Sonra da işsiz kalıyor. Öğrenci zannediyor ki mezun olduktan hemen sonra bir yere yerleşecek. Hayır, öyle bir şey yok. Mezun olup yerleşemeyen her kişi toplumda yeni bir problemin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bu çocuklar işsiz kalınca psikolojileri bozuluyor. Her gün televizyonlarda kendisini atan, yakan insanlar görüyoruz. Özel üniversite tabiki tercih edilip okunabilir ama kalifiyeli bir bölüm, geleceği olan bir bölüm tercih edilmeli.

"Devlete düşen en büyük görev mezun olmuş insana alternatif istihdam sağlamasıdır"

Devletin istihdam edemeyeceği kadar öğrenciyi üniversitelerden mezun ettiğine dikkat çeken Haras, yaşanan olumsuzluğun önüne geçilmesi için şu önerilerde bulundu: "Devlet üniversiteleri Fen-Edebiyat bölümlerinden o kadar mezun verdi ki artı mezunlar yerleşemiyorlar. Bunun aynısını özel de yapıyor. Devlet çok mezun verdiği bölümleri birkaç yıllığına dondurabilir. Devletin öğrenci kabul etmediği bölümü belki özel de açmaz. Devlete düşen en büyük görev mezun olmuş insana alternatif istihdam sağlamasıdır. Devletin istihdam edemediğini özel üniversite zaten istihdam edemez. Ya istihdam sağlanmalı ya da bölüm kapatılmalı. Özel üniversitelere kota veya kriter getirilmeli. Devletten mezun olup iş bulamayanları özele de yönlendirmemesi gerekiyor." (İLKHA)