DOĞRUHABER / Hasan Işık / Analiz

Dün “Siz de faizleri düşürün!” başlıklı yazımızda doların kirli geçmişine dair bir iki hatırlatma yapmıştık. Ayrıca doların 2002’de ortalama 1,5 TL olduğunu söylemiştik. Geçmişe dönük bir yoklama yapınca şunu fark edebilirsiniz; 2002’de 1,5 TL olan dolar Gezi kalkışmasının olduğu yıla yani 2013 yılına ortalama 1,8 TL ile başlıyor, yani 11 yılda sadece 30 kuruşluk bir artış var.

Fakat ne olduysa FETÖ ile sürtüşmenin belirginleştiği MİT krizi (2012), ve Gezi kalkışmasının olduğu 2013 yılından sonra Dolar/TL kuru şaha kalkıyor… Bugün dolar 7 TL’yi geçti. Yıllar göre bakınca FETÖ ile uyumlu yıllarda dolar çoğu zaman 1,5 TL‘nin altını bile görmesine rağmen yukarıda bahsettiğim zaman diliminde sunii bir şekilde artmaya başlıyor. Çünkü bu yıl yani 2013 yılı Türkiye ekonomisinin her yönden güçlü olduğu bir yıl. Faizin %4.6’ya kadar düştüğü o yıl Türkiye ekonomisine saldırılar artık hiç çekinmeden açıkça yapılmaya başladı.

Hatta Rahip Andrew Brunson hakkındaki tutuklama kararı olayında Trump attığı Twitter mesajında, "Türk lirası, çok güçlü dolarımız karşısında hızla düşerken Türkiye'den gelen çelik ve alüminyum üzerindeki gümrük vergilerinin ikiye katlanmasına onay verdim! Alüminyumda bu oran artık yüzde 20, çelikte de yüzde 50. Türkiye ile ilişkilerimiz bu dönemde iyi değil!" dedi. Dolar/TL kuru günlük yüzde 22 yükselişle 6,87'ye çıktı. Hatta sonraları 7 TL’nin üzerini de gördü….

ŞEYTANIN VARLIĞINA İNANMAYANLAR ASLINDA ŞEYTANIN YOLUNDA GİDENLERDİR!

Peki, bu bilgileri size niçin sunuyorum? Bakınız bugün bazı kesimler “uzmanlar”, “faiz lobisi” diye bir şeyin olmadığını bunun ekonomik başarısızlıkları örtbas etmek için uydurulmuş şeyler olduğunu iddia etmekteler. İşin garip tarafı da bu “uzmanlar” ülkede bir kur oynaklığı olduğu zaman hemen köşelerinden oynaklık yaparak “faizleri artırmak şart” diyerek üst perdeden yorumlarla piyasayı ve ortalığı karıştırmaya çalışırlar(bugünlerde olduğu gibi).

Yukarıda bahsettiğim durumlar sizce tesadüf olabilir mi? İşin aslı “şeytanın varlığına inanamayanların aslında şeytanın en has adamı olduğu gerçeği ile örtüşmüyor mu? Bunlar “bu uzmanlar”, faizi bir kurtuluş reçetesi olarak sunan bu güruh, kimin has hizmetkarı olabilir? Milletin mi? Yoksa varlığına inanamadıklarını iddia ettikleri “faiz lobisi”nin mi?

Geçen gün Londra merkezli bazı finansal kuruluşlar, ellerinde olmayan TL ile hızlı bir şekilde ve yüksek miktarda döviz almaya kalkarak, TL’ye değer kaybettirmeye yönelik manipülatif ataklar yaptılar! Niye? Niçin durup dururken böyle örgütlü bir atağa geçiyorlar? Sonuç dolar yine rekor kırdı… Bu tesadüf olabilir mi? İşin ilgin yanı bu yabancı finans kuruluşlarının, Türkiye ayağı da buradaki banka ve finans kuruluşları…

FAİZİN BOYNUNA BİR DARBE DAHA İNDİRECEK MİSİNİZ?

15 Temmuz’da FETÖ’nün darbe girişimi yaptığı 2016 yılına dolar ortalama 2,7 TL ile başlarken bugün 7 TL. Doların bu 4 yılda gösterdiği performans 2002’den 2012’ye yani 10 yılda gösterdiği performansın tam 9 kat fazlası! Bu tesadüf mü?

Hasılı meramımı anlattığımı zannediyorum. Bugün Türkiye ekonomisinin gerçekleri ile örtüşmeyen bir dolar fiyatlandırması var, bir şişirme var adeta balon gibi. Bu altın içinde geçerli. Ekonomi yönetiminin hiç mi hatası yok var elbet ama bu kadar değil. Hatta bize göre en büyük hata son destekleme kredilerinin faizli verilmesidir. Halbuki özellikle katılım bankaları eli ile küçük esnaf ve KOBİ’lere faizsiz kredi verilebilmiş olsaydı, hem ekonominin can damarı olan bu kesim canlanacak hem de katılım bankaları bu vesile ile daha revaçta olacaktı…

Hazır yeri gelmişken söyleyeyim , “tam altın ve dolar alma zamanı” diyen kargalara uyup da sakın bunlara yönelmeyin.

Ülke ekonomisini yerli maşaları “uzmanları” ile ateşleyip faiz artırımı için müsait zemin oluşturmaya çalışanlar var. Ve bunlar yabancı, yani dost değiller… Ve bunların bizim sözlüğümüzdeki ismi “faiz lobisi!”

Evet, faiz lobisi, faizleri artırmak Türkiye ekonomisine yapılacak yatırımların önünü kesmek, halkın sırtına kambur gibi faizi yüklemek için yine kur oynaklığı silahını çekti ve ateşledi.

İşte tam da burada ekonomiyi yönetenlerin dirayetli duruşu önem kazanıyor.

Lobiye boyun eğip faizleri artıracak mısınız yoksa cesaretle faizin boynuna bir darbe daha indirecek misiniz?