Entelektüel kimliğe sahip mütevazı bir dava adamı olan merhum Mehmet Yavuz, 46 yıllık hayatına çok şey sığdırdı. Siyasi kişiliği, mücadeleci ruhu ve etkili hitabetiyle yüzbinlerin gönlünde taht kuran Yavuz, Türkiye siyaset tarihinde ender bir konuma sahipti.

Eğitimci geleneğinden gelen ve yıllarca öğretmenlik yapmış merhum Mehmet Yavuz, 1973 yılında Adıyaman'ın Kahta ilçesinde doğmuş, ilk öğrenimini Kahta Atatürk İlkokulunda, Ortaöğretim ve Liseyi ise Kahta İmam Hatip Lisesinde tamamlamıştı. Daha sonra Konya Selçuklu Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun olan Yavuz, 2014 yılında HÜDA PAR ile siyaset hayatına adım atmıştı.

2000'li yılların 28 Şubatçı zihniyeti tarafından çeşitli kumpasları sonucu hapsedilerek zindan süreci yaşayan Yavuz, yaklaşık 2 yıl kaldığı cezaevinde yapılan hukuksuz işkenceler sonucu böbrek kanserine yakalanmıştı. 2019’un Ocak ayından itibaren başlamak üzere yaklaşık 6 ay boyunca Diyarbakır’da kanser tedavisi gören Yavuz, Kurban Bayramı’na 2 gün kala Cuma gecesi saat 01.05 sıralarında tedavi gördüğü hastanede ruhunu Rahman'a teslim ederek dar-ı bekaya irtihal etmişti.

Türkiye’ye, İslam ümmetine, insanlığa ve davasına sunacak daha çok hizmeti, katkısı olacaktı ama takdir-i ilahi böyle uygun gördü ve 46 yaşında aramızdan ayrıldı. Bu kısacık hayatında çok güzel ameller, iz bırakan hayırlı hizmetler yaptı.

HÜDA PAR ile siyasete adım attığı 2014 yılından bu yana Genel Başkan Yardımcılığı sıfatıyla hem yurt dışında hem de yurt içinde birçok şehir, ilçe, belde, kasaba ve köy gezerek, bıkmadan/usanmadan davasını anlatan Yavuz, gittiği her yerde sürekli kalıcı etki bıraktı.

Meydanlarda, konferanslarda, seminerlerde, panellerde, esnaf ziyaretlerinde veya katıldığı TV programlarında belagatindeki akıcılık, konularındaki derinlik ve feraseti ile dinleyenleri ve izleyenleri müspet manada etkiledi. Enerjisi ve yaydığı sinerji, azmi ve gayreti ile çevresinde hep güzel bir örnek oldu.

İnsanlığın içinde bulunduğu hali dert edinen Yavuz, gecesini gündüzüne katarak İslam ümmetinin bugününü ve yarınını nasıl kurtarırız diye çaba sarf ediyordu. İslam Coğrafyasındaki katliamların, zulümlerin ve akan gözyaşının tefrikadan kaynaklandığını bilen Mehmet hoca, sürekli birlik-beraberlik çağrıları yaparak İslam ümmetini vahdete davet ederdi.

Kirlenmiş Türkiye siyasetinde HÜDA PAR aracılığıyla tertemiz ve erdemli bir siyaset güden, “Önce İnsan, Öncelik Adalet” şiarıyla insana kıymet veren, adaletin öncelenmesi için gayret gösteren Mehmet hoca, “devletin dini adalet olmalıdır” söylemini sürekli terennüm eder, iktidar üzerinde baskı unsuru olurdu.

Esnafın derdiyle dertlenen, fakir ve muhtaçların elinden tutan, yaşlılara, kadınlara son derece hürmet gösteren Mehmet hoca, gençlerin ve çocukların da öğretmeni ve hocasıydı.

Güzel ahlakı ile çevresindekilere hep güzel örnek olmuştu Mehmet Yavuz Hoca… Hastalığı süresince hep tevekkül etmiş, rabbine sığınmış, takdir-i ilahiye boyun eğmişti. Mehmet Yavuz, çok arzuladığı Rabbine kavuştu. Sadece eşi ve çocukları değil, bütün bir sevenleri onu hayırla yâd ederek uğurladı.

Vefatının sene-i devriyesinde onu rahmetle, minnetle ve özlemle yad ediyoruz. (İLKHA)