Coronavirus (Covid-19) salgını ile birlikte gıda fiyatlarında halkı mağdur eden oranlarda fiyat artışları meydana geldi. Market ve pazarlarda vatandaşlara satışı yapılan ürünlere yansıyan aşırı fiyat artışları vatandaşın cebini yakıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, gıdalarda taklit ve tağşişin önüne geçilmesi, halkın sağlığının korunması ve tüketicilerin aldatılmasının önlenmesi ile sektörde oluşan haksız rekabetin engellenmesi amacıyla gıda üretimi ve satışı yapan firmalara yönelik denetimler gerçekleştiriyor.

Ancak yapılan denetimlere rağmen gıda ürünlerin taklit ve tağşişin önüne geçilemiyor, vatandaşın sağlığı ile oynanmaya devam ediliyor. Tüm bu denetimlere rağmen gıda da hilenin önüne geçemeyen Tarım ve Orman Bakanlığı, zaman zaman taklit ve tağşiş yapan firmaları sitesinden duyuruyor.

 

Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, gıda güvenliği, işletme denetimleri, gıda fiyatlarındaki artış, taklit ve tağşişe ilişkin İLKHA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Gıda işletmelerine yönelik denetimlerin yetersiz olduğunu belirten Aydın, gıda denetimlerinin artması ve günümüz koşullarına göre yapılması gerektiğini ifade etti.

“Gıda denetimleri yetersiz”

Taklit ve tağşişi “gıda sahtekarlığı” olarak nitelendiren Aydın, “Aslında gıda sahtekarlığını ve gıda hilelerini önleme konusu uzun zamandır hem odamızın hem de kamunun gündeminde olan bir konudur. Bu konuda denetimlerin yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Yani bakanlığın yaptığı denetimlerin halkın sağlığını, halkın ihtiyaç ve beklentilerini yerine getirebilmek kabiliyeti sağlayan firmaların, bu kabiliyeti ve liyakatinin ne kadar yeterli ne kadar yetersiz olup olmadığına karar verecek kurum olan Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgili birimleri denetim konusunda maalesef yetersiz kalıyor. Türkiye'de ve Gaziantep’te denetim sayısı yetersiz. Çünkü kamuda istihdam olunan gıda ve ziraat mühendisleri ile veteriner hekimler yetersiz.” dedi.

“Denetimlerin artması, denetimlerde teknoloji ve bilimin kullanılması lazım”

Türkiye’de gıda güvenliği alanında yetkili otorite olan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gıda denetimleri konusunda etkin bir şekilde yapılması gereken denetimlerde yetersiz kaldığını ileri süren Aydın, “Eğer kamu denetimlerini iyi yapamazsa halkın kendinden başka taklit ve tağşiş konusunda başka hiç bir kontrol mekanizması kalmıyor. Ya kamu kurumu işini iyi yapacak yani ürün rafa gitmeden ürünü fabrikalarda iyi denetleyecek. Ya da artık teknoloji ve bilim kullanmaları lazım. Yani iki yılda bir, bir denetçinin 15-20 dakika gidip bir fabrikayı denetlemesi artık günümüz şartlarında yeterli bir denetim olarak görünmüyor. Bende bunu yeterli bulmuyorum. Tarım il müdürlüklerinin, teknoloji ve bilimi daha etkin kullanarak daha etkili bir izlenebilirlik yapması lazım. Tarım il müdürlüklerinin bu konuda kadrosunu ve teknoloji altyapısını iyileştirmesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Taklit ve tağşiş ürün sayısı artıyor”

Gıda ürünlerinin fiyatlarında meydana gelen artışlar nedeniyle özellikle et ürünleri başta olmak üzere tüm gıda ürünlerinde taklit ve tağşiş oranlarının arttığına dikkat çeken Aydın, şunları söyledi:

“Özellikle taklit ve tağşiş, enflasyonun arttığı, insanların alım güçlerinin azaldığı dönemde daha fazla ortaya çıkıyor. Çünkü insanlar doğal olarak ucuz ürünlere yöneliyor. Bu konu daha da tehlikeli bir hal alıyor. Vatandaşları bu konuda özellikle uyarıyorum; bilmedikleri marketlerden, mağazalardan veya güvenilir olmayan yerlerden alışveriş yapmasınlar. Üzerinde işletme kayıt numarası olmayan, ambalajında ve etiketinde şirketin unvanı ve gıda kodeksi etiket tebliğine uygun olmayan ürünleri daha doğrusu açıkta satılan ürünleri tercih etmemelerini, ambalaj ürünlerini tercih etmelerini öneriyorum. ‘Alo Gıda’ hattımız var. Herhangi bir durumda ‘Alo Gıda’ hattını arayıp şikayetlerini dile getirmelerini talep ediyoruz. Çünkü ‘en iyi denetçi tüketicidir’ diyoruz. Tüketici ne kadar bilinçli olursa ve ne kadar farkındalığı yüksek bir satın alma alışkanlığı geliştirirse üreticiler de buna göre pozisyon almak zorundadır.”

“Tüketicinin bilincini arttırmaktan başka çaremiz yok”

Tüketicinin bilinçlendirilmesinin önemine değinen Aydın, “Tüketicinin bilincini arttırmaktan başka çaremiz yok. Yoksa gıda sahteciliği, insanların inançlarını ve sağlığını riske atarak para kazanma ihtiyacı yıllarca bu sermayenin, elinde gücü bulunduran parayı ve siyasi gücü bulunduran sermayenin emellerinden birisi olmuştur. Bu konuda dikkatli olacağız, farkında olacağız, haklarımızı ve şikayet mekanizmalarını bileceğiz ve bu mekanizmalar sonuna kadar kullanacağız. Bunun yanında kamu kurumları da yeterince denetim yapacak. Çünkü halk sağlığını, Tarım ve Orman Bakanlığına ve ilgili teşkilatlarına emanet ediyor. Bebeğimizin, çocuğumuzun sağlığı onlara emanet ediyoruz. Bebeğimize o bisküvilerden ya da o pazarda satılan sebzelerden alıyoruz. O sebzelerdeki ve meyvelerdeki pestisit oranlarının çok iyi takip edilmesini, bu konuda halkın aydınlatılması ve halka karşı şeffaf olunmasını istiyoruz. Sermayeyi değil, halkın sağlığını savunmaları gerektiğini söylüyoruz. Bunu defalarca dile getiriyoruz ama Tarım ve Orman İl Müdürlüğünde halen kadrolara baktığımızda, gıda mühendislerinin sayısı yetersiz. 10-15 tane gıda mühendisi ile nüfusu yaklaşık 3 milyonluk Gaziantep gibi büyük bir şehri eğer denetleyeceksiniz işiniz çok zor.” şeklinde konuştu.(İLKHA)