İSLAMABAD (AA)
Dünya Keşmir Farkındalık Forumu (WKAF) tarafından düzenlenen web seminerine tüm dünyadan Müslüman liderler, diplomatlar ve yazarlar katıldı.
İslam İşbirliği Teşkilatı İnsan Hakları Konseyi Başkanı Adama Nana, seminerde yaptığı konuşmada, Hindistan hükümetinin Cammu Keşmir'de bir yıldır sürdürdüğü tecrit ve iletişim kısıtlamalarını kınadı.
"Hindistan hükümeti, uluslararası yasaları ciddi şekilde ihlal ederek insan hakları aktivistleri ve masum kişilere asılsız ithamlarla zulmetmiştir." diyen Nana, tecridin bölgeye ve Keşmir halkına büyük ekonomik zarar verdiğini vurguladı.
Nana, Yeni Delhi hükümetinin Cammu Keşmirli Müslümanlara bir yıldır sistematik zulmettiğinin altını çizdi.
Hindistan bölgeye 900 bin asker sevk etti
Pakistan'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Munir Akram ise Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin Cammu Keşmir konusunda diyaloğa asla yanaşmadığını ve bölge halkına karşı güç kullandığını kaydetti.
Akram, "Hindistan, Keşmir'e 900 binden fazla asker sevk etti ve masum halka zulmediyor." dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK), Cammu Keşmir'deki insan hakları ihlallerini ve vadinin yasal durumunu ortaya koyan iki belge sunduğunu aktaran Akram, uluslararası toplumu Keşmirlilerin haklı davalarını desteklemeye çağırdı.
İslami ve Küresel İlişkiler Merkezi (CIGA) Direktörü Sami el-Arian da Keşmir ve Filistin halkının, askeri işgal altında kendi kaderlerini tayin hakkı için ırkçı ve Siyonist güçlerle mücadele ettiklerini söyledi.
El-Arian, iki halkın da işgal güçlerinin zulmünden ve işgalin yol açtığı ekonomik kayıpların neden olduğu fakirlikten muzdarip olduğunu belirtti.
İsrail ve Hindistan hükümetlerinin İslamofobi'yi teşvik ettiğini ifade eden el-Arian, bu süreçte dünya güçlerinin bu hükümetlere silah ve ekonomik destek sağlamayı sürdürdüklerini vurguladı.
"Dünya Keşmir'deki soykırıma karşı sessiz"
Pakistan kontrolündeki Azad Cammu ve Keşmir Cumhurbaşkanı Serdar Mesud Han, BMGK'nin Keşmirle ilgili sessizliğini koruduğunu, BMGK kalıcı üyelerinin sorunun çözümüyle ilgilenmediğini söyledi.
"Hindistan askerleri masum Keşmirlileri öldürürken dünya sessizliğini bozmuyor." diyen Han, Yeni Delhi yönetiminin bir yıl önce Cammu Keşmir'in özel statüsünü kaldırmasının yasal olmadığının altını çizdi.
İngiliz yazar Victoria Schofield, Keşmir halkının diğer halkların yararlandığı özgürlük gibi temel haklardan yararlanamadığını ifade etti.
Bölgeye gazetecilerin bile girmesine izin verilmeyerek sahadaki gerçeklerin aktarılmasının engellendiğini vurgulayan Schofield, bunun uluslararası toplum açısından son derece endişe verici olduğunu aktardı.
Seminerin katılımcıları, Hindistan hükümetinin bölgede bir yıldır sürdürdüğü askeri kuşatmayı kaldırmasını, tüm iletişim ve internet kısıtlamalarını kaldırmasını, aralarında çocuk, gazeteci ve sivil toplum üyelerinin de bulunduğu siyasi mahkumları serbest bırakmasını istedi.
Cammu Keşmir'deki insan hakları ihlallerinin izlenmesi ve belgelenmesi için uluslararası sivil toplum kuruluşları ve BM raportörlerinin bölgeye girişine izin verilmesini talep eden katılımcılar, Hindistan hükümetine çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bölgenin nüfusunu değiştirmek için çıkardığı yasaları uygulamaktan vazgeçme çağrısı yaptı.
Cammu Keşmir'in özel statüsü 1 yıl önce kaldırıldı
Hindistan yönetimi, 5 Ağustos 2019'da, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan, kendine ait bayrağı ve kimliği bulunan Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırmış, 31 Ekim 2019'da eyalet yönetimini lağvederek merkeze bağlı Cammu Keşmir ve Ladakh "Birlik Toprağı" olarak ikiye ayırmıştı.
Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir'de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırmış, sokağa çıkma yasağının yanı sıra internet, telefon ve ulaşım kısıtlamaları getirilmiş, bölgedeki yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınmıştı.
Cammu Keşmir'in özel statüsünün kaldırılmasını yeni bir toprak ele geçirilmiş gibi lanse eden Hindistan yönetimi, ayrıca çıkardığı yeni yasalarla Hindu nüfusun Keşmir'e yerleştirilmesini teşvik ederek bölgenin demografik yapısını değiştirmeye çalışıyor.