DOĞRUHABER / Zeki Aras
Türkiye’de 1 Haziran itibariyle başlayan normalleşme süreci salgının seyrini olumsuz yönde değiştirdi. Yaz aylarının başlamasıyla sahillere akın eden vatandaşlar kuralları hiçe sayarak salgının yayılmasına davetiye çıkarıyor. Kurban Bayramı tatilinde binlerce vatandaş sahillere akın etti. Ege, Akdeniz kıyıları ve İstanbul plajları doldu taştı. Bilim Kurulu üyeleri, sahillerden gelen görüntülerin ardından önemli uyarılarda bulundu.
“SAHİLLERDE ÇOK CİDDİ BİR YOĞUNLUK OLUŞTU”
Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, "Sahillerdeki görüntüyü izledik. Resmen koronavirüs sahillere akın etti. Biz kalabalıklardan uzak durmayı, kişiler arasında sosyal mesafenin korunmasını ve uygun biçimde maske kullanılmasını özellikle tavsiye ederken ve herkes bunu ezberlemişken gördüğümüz tablo bizi son derece üzdü. Plajlara girerken kuyruklar oluştuğunu gördük. Sosyal mesafenin hiçe sayıldığını gördük. Kişilerin bu alanlarda maske takmadığını gördük. Sahillerde çok ciddi bir yoğunluk oluştu. Sahillerde sosyal mesafenin sıfır olduğunu gördük. Plajda sıra bekleyen kişiler 'bize bir şey olmaz, koronavirüs bize bir şey yapmaz' gibi bir yaklaşımı kameralara karşı dile getirdi. Bu da bizi çok üzdü." dedi.
"HİÇBİR ÜLKENİN SAĞLIK KAPASİTESİ SINIRSIZ DEĞİL"
Kayıpmaz, hastalığa karşı etkinliği yüzde 100 kanıtlanmış ilaç olmadığına dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Aşı çalışmalarını her birimiz merakla bekliyoruz. Bundan daha kolay yapabileceğimiz önlemler var. Örneğin, maske. Maskenin maliyeti 50 kuruş. 50 kuruşluk bir maskeyi dışarıda her yerde kullanarak hem kendimi koruyorum hem de bende olabilecek bir mikroba karşı etrafımdaki insanları koruyorum. Sosyal mesafeye de dikkat ederek hastalığın bulaşma riskini en aza indiriyorum. Ama siz bir hastayı yoğun bakımda tedavi etmeye çalıştığınız zaman maliyetler de çok yükseliyor. Günlük binlerce lirayı bulan tedavi maliyetleri var. Bu maliyet de hepimizin ortak bütçesinden çıkıyor. Biz hastalıktan korunur ve alacağımız tedbirlerle hastalığa yakalanmazsak hastane ve sağlık kapasiteleri zorlanmaz. Türkiye dahil olmak üzere hiçbir ülkenin sağlık kapasitesi sınırsız değil. Sağlık kapasitesinin zorlanmaması adına kendimizi hastalıktan korumamız lazım. 'Sıcaklar bunaltıyor maske takamıyorum' düşüncesinin olmaması lazım."
“EĞLENCE YERLERİNDE, DENİZDE, PLAJDA YAŞANAN KALABALIKLAŞMANIN ETKİSİNİ GÖRECEĞİZ”
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Kurban Bayramı tatilinde, koronavirüs tedbirlerinin hiçe sayıldığı görüntülere tepki gösterdi. Tatil yerlerinde vatandaşların maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uymadığını dile getiren Tevfik Özlü, bayram sonrası vaka sayısında yeniden patlama olabileceğini ifade etti.
Tevfik Özlü, tatil beldelerinde koronavirüs tedbirlerinin hiçe sayıldığı görüntülerin, ilerleyen günlerde vakaların artmasına neden olabileceğini belirterek, "Vaka sayılarını belirleyen bizim davranışlarımız. Bu bayramda önemli ölçüde insan hareketliliği yaşandı. Tedbirlere uyanlar da var. Salgın yokmuş gibi davrananlar oldu. Bayram sonrası bunun bir yansıması olabilir. Genelde 7-10 gün içerisinde tabloda kendisini belli edecektir. Eğlence yerlerinde, denizde, plajda yaşanan kalabalıklaşmanın etkisini hep beraber göreceğiz" dedi.
"RAKAMLAR YÜKSELİRSE YASAKLAR GELEBİLİR"
Yeniden yasaklamaların gelme ihtimalini değerlendiren Özlü, şöyle konuştu: "Bu yasaklamaların uzun süre sürdürülebilirliği yok. Bunu bütün dünya anladı. Normalleşme adımları atılmak zorunda. Önümüzdeki bir yıl daha muhtemelen virüsle mücadele devam edecek. Hayatı sürdürmemiz lazım. Ancak yasaklara geri dönüş olabilir. Eğer rakamlar tekrar yükselme trendine dönerse yasaklamalar gelebilir."
“HİÇBİR SALGIN TEK BİR PİK İLE BİTMEZ, İKİNCİ DALGA MUTLAKA GELECEKTİR”
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sema Turan ise: Bu nedenle COVID-19 pandemisinde de ikinci dalganın geleceğini bilim insanları olarak ön görüyoruz, olabileceğini de düşünüyoruz. Onun için de gerekli önlemleri almamız gerektiğini biliyoruz. Aslında yaz aylarında kişilerin dirençlerinin biraz daha iyi olması, vaka sayılarının bir miktar azalması gözümüzü boyamasın. Vaka sayıları tüm dünyada sıfırlanmadan tehlike geçmiş sayılmaz. Yaz döneminin getirdiği rehavetten bir an önce kurtulmalıyız. Duyarlılık yeniden artmalı. Maske, mesafe ve hijyenin hayat kurtardığı unutulmamalı. Önümüzdeki aylar virüs tehlikesini artıracaktır. Okullar da açılacak. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile toplantıları yapıyoruz. Çocuklar için en iyi olan için ortak karar alınacak. Hiçbir salgın tek bir pik ile bitmez, ikinci dalga mutlaka gelecektir.”