BİTLİS - Başörtü yasağının devam ettirilmesine tepki gösteren Bitlisliler, mevcut hükümeti, 2002 yılında 28 Şubat yasakçı zihniyetin dayatmış olduğu başörtü yasağının kaldırılması için verdiği vaatleri yerine getirmeye çağırdı.
 
Tepkilerini dile getiren vatandaşlardan Sedat İşbaran, hükümetin 28 Şubattan kalan uygulamaları kaldırmamasını anlayamadıklarını belirtti. İşbaşaran, tepkisini şöyle dile getirdi: "28 Şubat zihniyetinin İslam`a ve onun şiarlarına olan tahammülsüzlüklerini yapmış oldukları zulümle, imam hatiplerin kapılarına vurulan kilitlerle, inancı gereği örtünen Müslüman bayanları fişlemekle, üniversitelerin kapılarında pasaport kontrol edercesine başörtülüleri kontrol etmekle, yalan yanlış ihbarlar mütedeyyin Müslümanları gözaltına almakla, sorgu odalarında işkenceler yapmakla, sakallı, şalvarlı ve çarşaflılara karşı düşmanca davranmakla, topluma yararlı ve inançlı bir gençlik oluşturmak isteyen camialara saldırmakla insanlığa ve insanlığın değerlerine karşı olan kin ve nefretlerini açıkça kusmuşlardır. Kendilerini Kemalist rejimin yılmaz bekçileri olarak gören bu zihniyetin İslam`ın şiarı olan başörtüsüne karşı olan düşmanlıklarını anlıyoruz. Fakat bu zulmü iliklerine kadar yaşayan bu hükümetin, bu zulmü ortadan kaldırmak için halkın desteğini arkasına almasına rağmen, bu zulme sesiz kalarak, zulmü anayasal güvence altına alarak meşrulaştırmasını anlamış değiliz."
 
"Allah`ın yasakları dışında hiçbir yasak kabul edilemez"
Allah`ın yasakları dışında hiçbir yasağın kabul edilecek tarafının olmadığını dile getiren vatandaşlardan Fikret Demirkol ise, "Bizler Müslümansız ve inançlarımız gereği eşlerimiz ve kızlarımız başlarını örtüyor. Allah`ın yaratırken bizlere verdiği hakları ellerimizden alarak yasak eden bu zihniyetin yaptıklarının kabul edilebilir bir yanı yoktur. Ama 10 yıl önce inancından dolayı hor görülen ve bir takım hakları ellerinden alınan muhafazakâr ve inançlı kesime bu hükümet tarafında bir söz verilmişti. Miting meydanlarında bol keseden vaatlerle halkın inançlarıyla oynayıp, halka vaatlerde bulunan bu hükümete sesleniyoruz. Acaba dün meydanlarda yasakçı zihniyet tarafından yasak edilen başörtüsünün her alanda serbest bırakacaklarını ve bunu yapmanın namus borçları olduğunu dile getirenler neden bugün namus borçları olan o yasakları güvence altına alarak meşrulaştırıyorlar. Her gün basın ve medya kanalıyla 28 Şubat yasakçı zihniyetinin kalıntılarının kalmadığını haykıran başbakan ve onun kurmaylarına soruyoruz! Madem 28 Şubat yasakçı zihniyeti kalmadı bu yaptığınız yasalardaki başörtüsü yasağının adını ne koyacaksınız? Acaba buna da 28 Şubat yasakçı zihniyetin takipçileri 2002 yasakçı zihniyeti mi diyelim. Biz vatandaş olarak sizden hiçbir şey talep etmiyoruz. Şunu diyoruz: eğer Allah ve resullüne inanıyorsanız -ki biz sizi inançlı görüyoruz- Allah`ın bizlere insan olarak verdiği hakları gasp etmeyin ve inançlarımızın önündeki engelleri kaldırın" dedi.
 
"Başörtüsü Allah`ın emridir amirlerin inisiyatifinde değildir"
Başörtüsünün Allah`ın emri olduğunu belirten vatandaşlardan Murat Oran ise, İlköğretim ve liselerde başörtülü olarak okumak isteyen ve başörtülü olarak kamuda çalışmak isteyenlerin haklarının yasal güvence altına alınması gerektiğini söyledi.
 
"Samimiyseniz başörtüsünü referanduma götürün"
Başörtüsünün serbestisinin, mülki amir ve diğer amirlerin inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini belirten Murat Oran, "Bu minvalde başörtüsünün Allah`ın emri olduğunu idrak ederek her alanda serbest edilerek güvence altına alınmasını istiyoruz. Halkın iradesini her şeyin üzerinde gören mevcut hükümete sesleniyoruz: `Söylediklerinizden samimi iseniz o zaman başörtüsünün serbest olup olmaması için referanduma götürerek halkın iradesine bırakın buna halk karar versin" şeklinde konuştu. (Şükrü Tontaş - İLKHA)