İşte Hüseynisevda.biz sitesinde yayınlanan Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu`nun hayattının yer aldığı 3. bölüm....
2. BÖLÜM
OKUL HAYATI
Çocukluk yıllarını köyde geçiren Şehid Rehber Hüseyin Velioğlu, dokuz yaşlarına geldiğinde ailece köyden Batman’a taşınıp Hürriyet mahallesine yerleştiler ve aynı yılda, yani 1961 yılında okula kaydı yaptırıldı.
Babası ve kendisinden yaklaşık 20 yaş büyük olan ağabeyi Hacı Mehmet beraberce onu okula götürüp kaydetmek isteyince, yaşının büyüklüğünden dolayı okul idaresi ilk başta kaydetmek istemiyor. Babası ve ağabeyi ısrar edince, onlar da geçici kaydını yapıp durumuna bakacaklarını, eğer okuma–yazmaya çabuk geçer ve akranlarıyla uyum sağlayabilirse kabul edeceklerini söylüyorlar. Birkaç hafta sonra ağabeyi okula uğrayıp durumunu sorunca, öğretmeninin kendisinden son derece memnun olduğunu görüyor. İlkokulu bitirdikten sonra ise babası ve ağabeyi onu okula göndermek istemiyorlar. Ancak öğretmeni çok ısrar ediyor ve bu çocuğun mutlaka okuması gerekir, çok zeki ve kabiliyetlidir, bu yaşına rağmen beni hayrette bırakacak şeyler söylüyor, eğer siz onu okutmazsanız ben onun kaydını yapacağım diyor. Bunun üzerine kaydını ortaokula yaptırıyorlar.
Şehid Rehber; ilkokulu Batman Devrim İlkokulunda okudu (Bu okul sonradan M. Akif İlköğretim okulu adını almıştır) ve buradan 1966 yılında pekiyi dereceyle mezun oldu.
Bölge insanının okullara itibar etmediği ve ekonomik şartların ağır olduğu o dönemde Şehid Rehber okula devam ederek 1966 yılında Batman Site Ortaokuluna kaydoldu. (Bu okul, sonradan Batman Petrol Ortaokulu adını almıştır.)
Ortaokulu Batman Site Ortaokulunda okuyup (Bu okul sonradan Batman Petrol Ortaokulu adını almıştır) buradan 1969 yılında 10 üzerinden 9 ile mezun olan Şehid Rehber, aynı yıl kaydını Batman Lisesine yaptırdı. Ancak 20 Ekim 1969 tarihinde 48 no’lu tasdikname ile buradan ayrılıp 25 Ekim 1969 tarihinde Mardin Yatılı Lisesine kaydını yaptırdı.
Liseyi, Mardin Yatılı Lisesinde okuyup 01. 07. 1972 tarihinde 1656 no’lu diploma ile bu okuldan mezun oldu. Okuldaki dosya bilgileri ise 30. 02. 1973 tarihinde bu okuldan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine gönderilmiştir.
Mardin Yatılı Lisesinden 1972 yılında mezun olan Şehid Rehber, üniversiteyi kazanarak aynı yıl Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi–Maliye Bölümü’ne girdi. Bu okul, Mülkiye diye ünlenmiştir.
Şehid Rehber Hüseyin Velioğlu, daha küçüklüğünden beri İslami bir inanç taşıyor ve ibadetlerini yerine getiriyordu. İlkokulda okuduğu yıllarda okumaya ve yazmaya merak sarmış, o dönemde mahalli gazetelere yazılar göndermişti. Eline geçen harçlıklarla günlük gazeteler alır ve okurdu. Mardin Yatılı Lisesinde okuduğu yıllarda, okulun duvar gazetelerinde makaleler yazmış, okulun hazırladığı dergide şiirleri çıkmıştı.
Şehid Rehber’in Siyasala kayıt yaptığı 70’li yıllardaki Türkiye’de, üniversitelerde yoğun fikri tartışmalar yaşanmaktaydı. Siyasal Bilgiler Fakültesi ise solun kalesi durumundaydı ve fikri tartışmaların merkezi konumundaydı. Sol ve beşeri ideolojilerin, özellikle Marksizm ve Materyalizm ideolojisinin öğretildiği ve oradan solcu önderlerin çıktığı bir okuldu. Dolayısıyla kendisini bir anda böyle yoğun bir fikri atmosferin içinde buldu. O dönemde bilinçli ve şuurlu Müslümanların üniversitedeki sayıları çok azdı. Fikri tartışmaların yoğun olarak yaşandığı okul ortamında İslami kişilikle okul okumanın sıkıntıları çekiliyor, sahip olunan İslami inancı korumanın ve bunu pratize etmenin zorlukları yaşanıyordu. Şehid Rehber de geleneksel Müslüman bir ailenin çocuğu, dini duygular taşıyan ancak bilinci ve bilgisi yeterince gelişmemiş, fikri açıdan henüz yetersiz olan bir genç olarak Siyasala girmişti. Böyle bir ortama yenik düşmemek için azimle çabalıyor, akidevi ve fikri olarak eksiklik ve yetersizliklerini gidermek için okumaya daha çok ağırlık veriyordu.
Bu nedenle daha gittiği ilk yıl olmasına rağmen, okula bir yıl ara vererek Risale–i Nur’u okumaya karar verdi. Külliyatı alarak doğup büyüdüğü köye, Bağözü köyüne gitti. Bir yıl boyunca sabahları köy dışındaki bir mağaraya gidip orada risaleyi okur ve akşamları eve dönerdi. Bir yıl aradan sonra tekrar okula başladı. Okuldaki fikri yoğunluğa karşı risaleyle kendini adeta takviye etmişti. Dolayısıyla Şehid Rehber’in akidesinin ve fikri yapısının temelinde ‘Risale–i Nur’un büyük etkisi vardır ve O’nun vesilesiyle Cemaat de bundan nasibini almıştır.
Kendisi olayı şöyle anlatır: “Risale–i Nur Külliyatını alıp köye gittim. Bir yıl boyunca köyün çevresindeki dağlarda risale okudum. Hatta kitaplarımı alıp köyün dışına çıktığımda köylüler: “Disa kurê Mala Veli rahışte kitaben xwe û derket çiya’ (Yine Velioğulları ailesinin oğlu kitaplarını aldı ve dağlara çıktı) diyorlardı. “
Şehid Rehber, bir yıllık aradan sonra tekrar okula döndü. Burada fikri tartışmalarda ve tebliğ çalışmalarında bulundu. O dönemde solcu öğrenciler okulda etkinlik kurmaya çalışıyor ve İslami kesime mensup öğrencileri sindirmeye yönelik eylemlere girişiyorlardı. Bu solcu öğrencilerden bir grup, bir kere Şehid Rehber’in de kaldığı öğrenci yurduna saldırıda bulunuyorlar. Rehber’in oda arkadaşları: “bu durumu aramızda istişare edelim ve ne yapacağımıza karar verelim” derken, Rehber yanında taşıdığı tabanca ile onlara önce pencereden karşılık veriyor, sonra da dışarı çıkıp arkalarından ateş ediyor. Saldırı yapanlar kaçıyorlar. Şehid Rehber içeri giriyor ve silahını masaya koyarak: “şimdi istişare edebiliriz, bir daha gelirlerse ne yapalım, o zaman istişare yapamazdık, çünkü ateş altındaydık” diyor.
Bölge halkından çok az kişinin okul okuduğu, okuyanlar arasında Üniversiteye gidenlerin parmakla sayılabilecek kadar az olduğu o dönemde siyasalda okuması, başta ağabeyleri olmak üzere akrabaları üzerinde büyük tesir yapmıştı. Bu yüzden bir an evvel okulu bitirip görev almasını istiyorlardı. O dönemde, aile içinde bir siyasal mezununun çıkması, onun bir maliye müfettişi, bir kaymakam, bir vali ve nihayet böyle bir makam sahibi olması demekti ki bu da büyük bir hadiseydi ve akraba çevresi içinde böyle bir beklenti vardı. Şehid Rehber ise, gittikçe derinleşen İslami ilminin, Türkiye’nin siyasi durumunun ve Müslüman halkın içinde bulunduğu şartların etkisiyle, devlet kurumlarında görev almak istemiyor, İslami mücadeleye yoğunlaşmak ve sürdürmek istiyordu. Okula başladıktan sonra bu düşünce O’nda gün geçtikçe daha ağır basmaya başlamış ve son zamanlarda tamamen belirginleşmişti. Bu nedenle çabuk mezun olmak istemeyen ve okulu uzatan Şehid Rehber, 1980 yılında Üniversiteden mezun oldu. Mezun olduktan sonra ise devlet kurumlarında görev almadı ve İslami mücadeleye yoğunluk verdi. Mezuniyetten sonra devlet kurumlarında görev almadığından dolayı yakın akrabaları ve aile bireylerinden bazıları için hayal kırıklığı olmuştu.
Şehid Rehber’in üniversite okuduğu dönemde, İslami gençlik içinde aktif faaliyet gösteriyordu. Ankara’da Yukarı ayrancı semtinde öğrenci yurdunda kalıyordu. Evlendikten sonra bir müddet Demetevler’de Özelif sitesindeki bloklardan birinde kiracı olarak kaldı. Bu blokların sakinlerinin çoğu dindar ve muhafazakar kesimden oluşuyordu.
Devam edecek…