Seyhan ilçesi Alidede Mahallesi'nde ikamet eden Sabri Şenevi (62), çocukluk yıllarında arkadaşlarıyla beraber çöplerden sinema afişleri toplamaya, ailesiyle beraber gittiği yazlık sinema sonrasında beyaz perdeye ilgi duymaya başladı.

Kentte 15 yıl gönüllü olarak sinema makinistliği yapan Şenevi, beyaz perdeden hiçbir zaman gelir elde etmediğini ve tamamen tutkusundan dolayı bu uğraşın içinde olduğunu ifade etti.

 

Evinin zemin katını restore ederek 2011 yılında sinema evine dönüştüren Şenevi, bugüne kadar 260 makara film, 4 film makinası, 25 bin dijital film ve 10 bin film afişi biriktirdi.

Evini film müzesine çeviren Şenevi, ziyaretçilerden ücret talep etmezken, gönül muhabbeti ile demlediği çaylarını misafirlerine ikram ediyor.

Baba ve annesiyle ilk defa 5 yaşında gittiği yazlık sinemada beyaz perde ile tanıştığını ifade eden Şenevi, "Film başlayıp ışıklar sönünce annem uyudu. İzlediğim filmdeki karakterler beni filmin içine çekti. Babam annemi eve götürmek için bisikletine bindi ve beni sinemada bıraktı. Sonrasında arkadaşlarımla beraber çöplere atılan film afişlerini toplamaya başladık." şeklinde konuştu.

Maddi amaçlı olarak sektöre başlamadığını ve bir kazanç da elde etmediğini vurgulayan Şenevi, "Babamın yanında tenekecilik yapıyordum. Akşam vakitlerinde ise bir makinistin yanına gidip gönüllü olarak çalışıyordum. Bu şekilde 1990'lı yıllarına kadar gönüllü olarak çalıştım." dedi.

"Sinema benim için hayattır"

Emekli maaşını film, afiş ve makinelere harcadığını da aktaran Şenevi, konuşmalarını şu ifadelerle sürdürdü:

Ziyaret için üniversite ve liseden öğrenci ve sinemacılar geliyor. Burada keyifli vakitler geçirdiklerini söylüyorlar. Sinema benim için bir hayattır. Beni geçmişe götürüyor. Kapım her zaman herkese açıktır. Bu müzeyi oluşturmakta ki amacım, nesillerimize sinemayı tanıtmaktır. Hayatımdaki birçok şeyi izlediğim filmlerden öğrendim.

"Kendimizi kahvehane gibi ortamlardan soyutluyoruz"

Hayatın gürültüsünden uzaklaşmak ve ruhunu dinlendirmek için sürekli buraya geldiğini ifade eden ziyaretçi Nevzat Kaya, sinema seven bir kişi olarak zamanını burada geçirdiğini söyledi.

Kaya konuşmasının devamında, "Burası bizim için gerçekten ayrı bir dünya. Buraya gelen birçok arkadaşımız gibi bizler de bu ortamda huzur buluyoruz. Kendimizi kahvehane gibi ortamlardan soyutluyoruz. Adana'mızın belediyeleri ve diğer yetkililer bu müzeye sahip çıkmalı." şeklinde konuştu.

Sinemayı aşk, sanat ve dünyaya açılan bir pencere olarak değerlendiren Umut Bekler ise," Buradaki tüm afişler tarihidir. Boş vakit geçirmek istemiyoruz. Dışarıda amaçsız bir şekilde dolaşmak yerine böylesi sanatsal bir ortamda bulunmak bizim için çok önemli." dedi. (İLKHA)