Dış Haberler Servisi - Cezayir'deki en büyük İslami eğilimli parti Barış Toplumu Hareketi'nin Başkanı Abdurrezzak Mukri, Fransa'nın 1830-1962 yıllarındaki sömürge döneminde işlediği 12 suç bulunduğunu ve Paris'in bunları itiraf etmesinin zaman aşımına uğramayacak bir gereklilik olduğunu bildirdi.
Mukri, Barış Toplumu Hareketi'nin Facebook sayfasında paylaşılan "Hangi suçlar zaman aşımına uğrar?" başlıklı makalesinde şu ifadelere yer verdi:
"Fransa'nın ülkede işgalden bağımsızlığa kavuşulana kadar işlediği suçlar sayısızdır. Tüm bu suçların tanınması, özür ve tazminat talebi, zaman aşımına uğramayacak daimi bir gereklilik olarak duruyor."
10 MİLYON CEZAYİRLİYİ KATLETTİLER
"Vahşi şekillerde soykırım ve kitlesel öldürme olayları" başta olmak üzere 12 başlık altında toplanacak sömürge suçlarının işlendiğine dikkati çeken Mukri, güvenilir tarihçilere göre, Fransa'nın o dönemde nüfusun yarısına tekabül eden 10 milyon Cezayirliyi öldürdüğünü aktardı.
Mukri, sömürge suçlarının arasında "Cezayir zenginliklerine, milli servetine el konulması, doğal kaynaklarının çalınması", "sistematik işkence, tecavüz ve çete tecavüzlerinin" de bulunduğunu kaydetti.
Bu suçlardan bir diğerinin de "halkın tamamını cahil bırakmak" olduğuna işaret eden Mukri, Fransa ülkeye girdiğinde Cezayirlilerin yüzde 90'ının okur-yazar olduğunu ancak sonrasında halkın yüzde 90'ından fazlasının cahil bırakıldığını vurguladı.
Binlerce Cezayirlinin sömürüye direndikleri için tehcir edildiğini, birçok Cezayirlinin yoksulluk, soykırım ve mallarına el konulması nedeniyle topraklarından ayrılmak zorunda kaldığını ifade eden Mukri, makalesinde "Cezayir'e kültürel savaş, Arap-İslam eğitimini yok etmek, Cezayir'in sosyal yapısını parçalamak ve Osmanlı ve öncesindeki farklı tarihi dönemlere ait belgeleri ve haritaları içeren ülke arşivinin çalınması" gibi konulara da değindi.
‘HİROŞİMA’YA ATILANDAN DAHA ŞİDDETLİ TESTLER YAPTILAR’
Şehitlerin naaşlarının ve direniş liderlerinin kafataslarının dahi kaçırıldığını, bunların bir kısmının geri alındığını belirten Mukri, sömürgecilerin ülkeden ayrılmadan önce tahrip ettikleri hayvan ve bitki çeşitlerini dahi ülke dışına naklettiklerini ifade etti.
Mukri makalesinde, doğaya ve insanlara ciddi etkileri olan, Hiroşima'ya atılandan daha şiddetli nükleer testlerin yapıldığından bahsetti.
500’DEN FAZLA KAFATASI HALA FRANSA’DA
Cezayir’deki Fransız işgaline karşı 1830-1962 arası gösterilen direnişin liderlerinden 24'ünün naaşı, iki hafta önce Fransa’daki bir müzeden Cezayir’e gönderilmiş ve merasimle toprağa verilmişti.
Cezayir Başbakanı Abdulaziz Cerrad, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, Fransa tarafından 170 yıldır alıkonulan Cezayirli direnişçilerin naaş kalıntılarından 24'ünün Cezayir'e getirilmesiyle ilgili, "İnşallah, sayıları 500'ü aşan diğer kafataslarını da geri getireceğiz." demişti.
MÜZAKERELER FRANSIZLARIN CİDDİYETSİZLİĞİ NEDENİYLE DURDURULDU
Cezayir yönetimi, Fransa'daki arşiv belgeleri ile direnişçilerin naaş kalıntılarının geri alınması, Fransa'nın 1960-1966 tarihlerinde Cezayir çölünde gerçekleştirdiği nükleer deneylerin kurbanlarına tazminat ödenmesi ve 1954-1962 bağımsızlık savaşı sürecinde kaybolan 2 bin 200 kişiyle alakalı olmak üzere toplam 4 meselede Fransa'yla 4 yıldır müzakereler yürütüyor.
Cezayir Savaş Gazileri Bakanı Tayyib Zeytuni, bu yılbaşında yaptığı açıklamada, Fransa'nın ciddiyetsizliği nedeniyle söz konusu müzakerelerin durdurulduğunu söylemişti.