DİYARBAKIR- Uzmanlar, yaşamı fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden olumsuz etkileyen alerjik rinitin, çocukların okul başarısını ve davranışlarını önemli oranda etkilediğini belirterek, yetersiz anne sütü alımının, hayvan ve toz akarları gibi kapalı mekan alerjenlerine maruz kalma, sigara dumanına maruz kalma, hayvansal yağ tüketimi, artan sanayileşme ve alerjik yapıya sahip olmak, alerjik rinit gelişimi için risk faktörleri olduğu bildirildi.

 

Burun tıkanıklığı, geçmeyen öksürük varsa dikkat

Memorial Diyarbakır Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü`nden Op. Dr. Fuat Bulut, çocuklarda sık görülen alerjik rinitin tanı ve tedavisi hakkında bilgi vererek, \"Hapşırma, burun kaşıntısı ve akıntısı, burun tıkanıklığı ve kanaması, boğaz ve geniz kaşıntısı, geniz akıntısı, uzun süreli öksürük, boğaz ağrısı, yorgunluk hissi, ağız solunumu, horlama, göz yaşarması, koku ve tat alma duyularının azalması, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı ve kusma, çocuklarda görülen alerjik rinitin en önemli belirtileridir. Alerjik rinit çocuklarda orta kulakta sıvı birikimine de neden olabilir ve erken dönemde belirti vermeyebilir\" dedi.

 

Genetik yatkınlık hasta hikayesinde önemli

\"Hastanın şikayeti, ne kadar süre devam ettiği, sıklığı, mevsim, gün içindeki zaman ve bulunduğu yerle olan ilişkisi önemlidir\" olduğu ifade eden Bulut, \"Aile bireylerinde rinit, astım, dermatit gibi hastaların görülme sıklığının da araştırılması gerekir. Alerjik morluklar olarak tanımlanan göz altındaki karanlık çizgiler, yüz buruşturma ve ağız solunumu, alerjik açıdan dikkat edilmesi gereken sorunlardır. Yapılacak testler, hasta hikayesi kadar yeterli bilgi vermeyeceğinden, hastanın hikayesi tanı açısından birinci derecede önemlidir\" şeklinde bilgi verdi.

 

Çevresel maruziyet kadar yakın takip önemlidir

Alerjik hastalıklara karşı öncelikle çevresel etkenlerin kontrol edilmesi ve alerjene maruz kalmaktan kaçınılmalıdır diye Bulut, hastanın ilaç tedavisinin, alanında uzman doktor gözetiminde yapılması gerektiği uyarsısında bulundu. Alerjenden özellikle kaçınma, tedavinin stratejisinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiğinin altını çizen Bulut, son olarak, \"Uygun hasta takibi, hastalığı kontrol altında tutmayı sağlayacak en düşük ilaç dozunu bulmayı sağlar. Hasta, aile ve hekim arasındaki etkili işbirliği ile alerjik rinitin başarı ile takibi yapılarak, hastanın yaşam kalitesi yükseltilebilir\" ifadelerini kaydetti. (Osman İçli-İLKHA)