Atun böyle bir oyun çerçevesinde yahudi yerleşimcilerin özellikle bazı yerlerde Talmudi ayinlerini yapmalarına fırsat verilmesinin ve Müslümanların namaz kılmak için buralara girmelerine izin verilmemesinin söz konusu olabileceğini, bunun da sinsi bir oyunla mekânsal paylaşımı emrivaki haline getirmek için zemin oluşturulması sonucuna götürebileceğini hatırlattı.

Atun yaptığı basın açıklamasında, bu tür oyunların hedefinin planlananı bir emrivaki olarak zihinlere yerleştirmek olduğunu, sonra da ortaya çıkan durumu kabul ettirmek için taktiğe başvurulabileceğini dile getirdi.

Atun açıklamasında siyonist işgal rejiminin, kimsenin Mescidi Aksa ve Kudüs üzerinde siyasi egemenliğinin olmadığı, Ürdün Krallığı'nın da Mescidi Aksa üzerinde dini bir otoritesinin bulunmadığı mesajlarını Filistinlilere açık bir şekilde gönderdiğine dikkat çekti.

Atun açıklamasında; "İşgal rejimi 'burada söz sahibi olan benim, ben istediğime karar veririm ve Kudüs'te işlerin ne yönde gideceğine ben karar veririm' demek istiyor." dedi.

İşgal rejiminin Kudüs'teki yahudileştirme planlarının önünü açmak ve bu konuda önceden hazırlanan planları uygulamaya geçirmek için Arap dünyasının içinde bulunduğu durumdan istifade etmeye çalıştığına dikkat çeken Atun, son dönemde dini ve ulusal sembolik kişilere, gençlere, bayanlara ve çocuklara uzaklaştırma cezaları verilmesinin de demografik yapıyı değiştirme amacıyla yürütülen savaşın bir parçası olduğunu vurguladı. (İLKHA)