ADANA- Mustazaflar Cemiyeti Adana Şubesi "İslam Şehitlerini Anma ve Anlama" etkinliği düzenledi. Seyhan Kültür Merkezi`nde gerçekleşen etkinliği, bay ve bayanlar ayrı bölümlerde izlerken, programın iki taraflı izlenebildiği Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek salonları dar gelince yüzlerce konuk programı ayakta ve kapı önünde izledi.
Sunuculuğunu Gökhan Dağtekin`in yaptığı etkinlik, Veysi Sonkaya Hocanın Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Programa şehitlerin hayatlarının konu edildiği sinevizyon gösterimi ile devam edildi. Sinevizyon gösteriminde asrımız şehitlerinden; Hasan El-Benna, Abdullah Azam, Murtaza Mutahhari, Abbas Musavi, Şeyh Said, Cevher Dudayev, Şeyh Ahmed Yasin, Abdulaziz Rantisi, Metin Yüksel, Molla Zeki, İbrahim Kızmaz, Ubeydullah Durna ve Mavi Marmara Gemisi şehitlerinin şahadet olayları kısaca anlatıldı.
Program; sanatçı Remzi ile Grup Kervan ve Grup İhya sanatçılarının şehadet üzerine söylediği Türkçe-Kürtçe ilahi ve ezgilerle devam etti.
Geceye konuşmacı olarak katılan Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Araştırmacı Yazar Mehmed Göktaş hoca, sözlerine hamd ve selamla başladı.
Amellerin karşılığı kat kat verilecek
Allah`ın yapılan hiçbir ameli zayi etmeyip karşılığını kat kat vereceğini belirten Göktaş Hoca, "Kim bir iyilik yaparsa sanki on iyilik yapmış gibi muamele görür. Bu Allah`ın asgari ücretidir. Kim de bir kötülükle gelirse ona da bir tane kötülük yaptı denilir. Bu yalnız normal ameller, sıradan ameller için Allah`ın verdiği karşılıktır. Bir de Allah yolunda ilahi kelimetullah için, Allah davası yüce olsun diye yapılan amellerin tarifesi vardır. Kim Allah yolunda malını infak edenler için aynen toprağa atılmış bir tane ve topraktan yedi başak çıkmış ve her başakta yüz adet tane var yani yedi yüz kat karşılık var. Bu eğer malınızı Allah yolunda infak ederseniz böyledir. Ama dikkat edin bu sadece asgari ücreti. Ve buyuruyor ki; Allah dilerse katlar. Dikkat edin katlamanın matematikte tarifi şudur: Bir şey en az ikiye katlanır. Bu Allah yolunda malı infak etmek içindir. Buna bir de Allah yolunda can vermeyi kıyasladığınızda nasıl bir karşılık bulacağını artık siz düşünün. Onun için şehadet Müslümanlar için, inanalar için Allah`u teala`nın öyle cömert bir kapısıdır ki O`nun verdiğini hiç kimse veremez."dedi.
Allah`ın yapılan hiçbir ameli zayi etmeyip karşılığını kat kat vereceğini belirten Göktaş Hoca, "Kim bir iyilik yaparsa sanki on iyilik yapmış gibi muamele görür. Bu Allah`ın asgari ücretidir. Kim de bir kötülükle gelirse ona da bir tane kötülük yaptı denilir. Bu yalnız normal ameller, sıradan ameller için Allah`ın verdiği karşılıktır. Bir de Allah yolunda ilahi kelimetullah için, Allah davası yüce olsun diye yapılan amellerin tarifesi vardır. Kim Allah yolunda malını infak edenler için aynen toprağa atılmış bir tane ve topraktan yedi başak çıkmış ve her başakta yüz adet tane var yani yedi yüz kat karşılık var. Bu eğer malınızı Allah yolunda infak ederseniz böyledir. Ama dikkat edin bu sadece asgari ücreti. Ve buyuruyor ki; Allah dilerse katlar. Dikkat edin katlamanın matematikte tarifi şudur: Bir şey en az ikiye katlanır. Bu Allah yolunda malı infak etmek içindir. Buna bir de Allah yolunda can vermeyi kıyasladığınızda nasıl bir karşılık bulacağını artık siz düşünün. Onun için şehadet Müslümanlar için, inanalar için Allah`u teala`nın öyle cömert bir kapısıdır ki O`nun verdiğini hiç kimse veremez."dedi.
Eğer İslam davası uğrunda ölenler, bedeller verenler varsa bunlardan söz etmek gerekir
Şehitlikle beraber İslami mücadelenin de anlatılması gerektiğini belirten Göktaş Hoca, "Eğer bir beldede İslam davası varsa uğrunda ölen, bedeller verenler varsa bunlardan söz etmek gerekir. Geçmişte birçok bedeller ödeyen şehit olanlar oldu, bunlara bizler de şahitlik ettik. Ama bu gün bir İslam davası, özellikle bir bölgeden çığ gibi geliyorsa, katlana katlana geliyorsa ve bunu da birileri özellikle görmemezlikten geliyorsa, özellikle anlayamamazlıktan geliyorsa, anlatacağım biraz. `Bunlar nereden çıktı` diyor! `anlayamadım` diyor. Anlayamazsın, çünkü görmek istemiyorsun. Ben ölenlerden değil, yaşayanlardan bir tanesini anlatacağım. İslami davadan yakalanmış bir delikanlı genç, gözaltından hapishaneye gidiyor. Girdiği koğuşta da alim bir Seyda var.
Şehitlikle beraber İslami mücadelenin de anlatılması gerektiğini belirten Göktaş Hoca, "Eğer bir beldede İslam davası varsa uğrunda ölen, bedeller verenler varsa bunlardan söz etmek gerekir. Geçmişte birçok bedeller ödeyen şehit olanlar oldu, bunlara bizler de şahitlik ettik. Ama bu gün bir İslam davası, özellikle bir bölgeden çığ gibi geliyorsa, katlana katlana geliyorsa ve bunu da birileri özellikle görmemezlikten geliyorsa, özellikle anlayamamazlıktan geliyorsa, anlatacağım biraz. `Bunlar nereden çıktı` diyor! `anlayamadım` diyor. Anlayamazsın, çünkü görmek istemiyorsun. Ben ölenlerden değil, yaşayanlardan bir tanesini anlatacağım. İslami davadan yakalanmış bir delikanlı genç, gözaltından hapishaneye gidiyor. Girdiği koğuşta da alim bir Seyda var.
Zindan`da ibretlik bir olay
O Seyda anlatıyor: O genç, delikanlının öyle bir yüzü var ki, genç yaşta çilelerle dolu. Neler çektiyse. Geldi. Selam verdi oturdu biraz. Dinlendikten sonra kalktı ikindi namazını kıldı. Fakat namazdan sonra kalkıp biraz daha namaz kılıyor. Bunun üzerine ona, `hayırdır, ikindi namazından sonra nafile namaz kılınmaz. Sen neden ikindiyi kıldıktan sonra başka namaz kıldın, diye soruyorlar. O genç de biraz durduktan sonra `kaza namazı kıldım` diyor. Soruyorlar `hayırdır ne zaman kaza ettin?` Zindanda bazı namazlarım var onları kılıyorum. Kılamadın mı? Diye sorulunca da `hayır kıldım ama herhalde kabul olmadı zannediyorum.` `Niye?` diye soruyorlar. Oda; `29 günlük zindanın 15 günü çıplaktım, anadan üryandım, öyle kıldım. Orada yalvardım, bari şu iç çamaşırımı olsun verin, Allah için diye yalvardım, vermediler. Ben de oturarak ima ile kıldım. Bazen abdestim de yoktu diyor. O çelik duvarlardan teyemmüm yaptım diyor. Bazen ellerim arkaya bağlı olduğu için avret yerlerimi örtemedim ama yinede kıldım diyor. Ama kıbleyi de bilmiyordum, oda eksikti. Namazın şartları hiç yerine gelmedi biliyorum. Ne abdestim var, ne kıbleyi biliyorum ne setri avretim var. Hocam benim okuduğuma göre bu namazın şartları hep eksikti, onun için kaza edeceğim diye anlatıyor. Ama o Seyda hüngür hüngür ağlayarak ayağa kalkıyor hayır, diyor. Vallahi o namazlarının hiç birini kaza etmeyeceksin ve Allaha götüreceksin onları. Benim öyle abarta abarta anlattığımı sanmayın. Allah yolunda eğer bir bedel ödenmişse Allah onu daha cennette değil bu dünyada bunun karşılığını bizlere gösteriyor ve bu kardeşlerinizin Allah yolunda sundukları canlarını, uğraşlarını, mücadelelerini bizim önümüze getiriyor. Şu güzel heyecanı yaşıyorsak bu kardeşlerimizin Allah`a ödedikleri bedellerden dolayıdır. "diyerek Türkiye`de bazı Müslümanların verdiği mücadeleler ve çektikleri sıkıntıları anlatan bir konuşma yaptı.
O Seyda anlatıyor: O genç, delikanlının öyle bir yüzü var ki, genç yaşta çilelerle dolu. Neler çektiyse. Geldi. Selam verdi oturdu biraz. Dinlendikten sonra kalktı ikindi namazını kıldı. Fakat namazdan sonra kalkıp biraz daha namaz kılıyor. Bunun üzerine ona, `hayırdır, ikindi namazından sonra nafile namaz kılınmaz. Sen neden ikindiyi kıldıktan sonra başka namaz kıldın, diye soruyorlar. O genç de biraz durduktan sonra `kaza namazı kıldım` diyor. Soruyorlar `hayırdır ne zaman kaza ettin?` Zindanda bazı namazlarım var onları kılıyorum. Kılamadın mı? Diye sorulunca da `hayır kıldım ama herhalde kabul olmadı zannediyorum.` `Niye?` diye soruyorlar. Oda; `29 günlük zindanın 15 günü çıplaktım, anadan üryandım, öyle kıldım. Orada yalvardım, bari şu iç çamaşırımı olsun verin, Allah için diye yalvardım, vermediler. Ben de oturarak ima ile kıldım. Bazen abdestim de yoktu diyor. O çelik duvarlardan teyemmüm yaptım diyor. Bazen ellerim arkaya bağlı olduğu için avret yerlerimi örtemedim ama yinede kıldım diyor. Ama kıbleyi de bilmiyordum, oda eksikti. Namazın şartları hiç yerine gelmedi biliyorum. Ne abdestim var, ne kıbleyi biliyorum ne setri avretim var. Hocam benim okuduğuma göre bu namazın şartları hep eksikti, onun için kaza edeceğim diye anlatıyor. Ama o Seyda hüngür hüngür ağlayarak ayağa kalkıyor hayır, diyor. Vallahi o namazlarının hiç birini kaza etmeyeceksin ve Allaha götüreceksin onları. Benim öyle abarta abarta anlattığımı sanmayın. Allah yolunda eğer bir bedel ödenmişse Allah onu daha cennette değil bu dünyada bunun karşılığını bizlere gösteriyor ve bu kardeşlerinizin Allah yolunda sundukları canlarını, uğraşlarını, mücadelelerini bizim önümüze getiriyor. Şu güzel heyecanı yaşıyorsak bu kardeşlerimizin Allah`a ödedikleri bedellerden dolayıdır. "diyerek Türkiye`de bazı Müslümanların verdiği mücadeleler ve çektikleri sıkıntıları anlatan bir konuşma yaptı.
Ben şehit anası olmayı çok istiyorum
Konuşmasında Hz Ebu Bekir`in kızı Esma (R.A)ile oğlu Abdullah bin Zübeyr arasında geçen bir hadiseyi de anlatan Göktaş Hoca; "Emeviler döneminde Yezidin dönemi gelmiş, Haccac`ın dönemi gelmiş. Abdullah bin Zübeyr (RA) Hicaz bölgesini Emeviler`e vermemiş, Haccac`a vermemiş, Yezid`in adamlarına vermemiş ve orada 9 yıl halifelik yapmış. Ama sonunda Emeviler dört bir taraftan Mekke`yi kuşatmışlar. Ve artık hayatının sonunun yaklaştığını görmüş ve annesi Esma`nın yanına gelmiş. Etrafımız Haccac`ın ordusu tarafından sarıldı bana neyi tavsiye edersin? Teslim mi olayım? Yoksa şehit mi olayım? Esma (RA); ben şehit annesi olmayı çok istiyorum, diyor. Dikkat edin, Ana! Ben şehit anası olmayı çok istiyorum, diyor. Yani çarpış, şehit ol diyor." dedi.
Konuşmasında Hz Ebu Bekir`in kızı Esma (R.A)ile oğlu Abdullah bin Zübeyr arasında geçen bir hadiseyi de anlatan Göktaş Hoca; "Emeviler döneminde Yezidin dönemi gelmiş, Haccac`ın dönemi gelmiş. Abdullah bin Zübeyr (RA) Hicaz bölgesini Emeviler`e vermemiş, Haccac`a vermemiş, Yezid`in adamlarına vermemiş ve orada 9 yıl halifelik yapmış. Ama sonunda Emeviler dört bir taraftan Mekke`yi kuşatmışlar. Ve artık hayatının sonunun yaklaştığını görmüş ve annesi Esma`nın yanına gelmiş. Etrafımız Haccac`ın ordusu tarafından sarıldı bana neyi tavsiye edersin? Teslim mi olayım? Yoksa şehit mi olayım? Esma (RA); ben şehit annesi olmayı çok istiyorum, diyor. Dikkat edin, Ana! Ben şehit anası olmayı çok istiyorum, diyor. Yani çarpış, şehit ol diyor." dedi.
Kardeşler bu dava adak istiyor!
Allah yoluna adanmak hakkında da konuşan Göktaş Hoca, "Allah`u Teâlâ kendi yolunda bize bir şeyleri harcamayı nasip eylesin. Malımız mülkümüzü, canımızı, vaktimizi, özellikle vaktimizi. Hayatım ölümüm her şeyim Allah için. Yani sadece dünya için yaşayıp da bir gün Allah için ölmeyi düşünmek bu biraz zor bir şey. Vaktimizi Allah`a vermeliyiz. Kardeşlerim, cumartesi öğleden sonraki İslami çalışmalarla, Allah`ın dini bu ülkeye hakim olmaz. Saat 5`ten 6`dan sonraki gayretlerle İslam, bir memlekete hakim olmaz. Birileri tam olarak kendini Allah`a adayacak. Hani benzetmek gibi olmasın birileri fuldaim diyorlar, 7 çarpı 24 diyorlar. Bu nedir? Haftanın 7 günü 24 saat emrinizdeyiz diyorlar. Müslümanlar da Allah`ım! Ben de Sana 7 çarpı 24 saat emrindeyim demesi lazım. İnanın bu bir slogan değil, bu böyledir. Allah davası böyle yarım yamalak çalışmalarla olmuyor. Zaruret halinde olanlar öyle olsun. İşlerini güçlerini bıraksınlar demiyorum. Kardeşler bu dava adak istiyor. Yani Hz Meryem gibi adanmışları istiyor, Biz de kendimizi Allah`a adamalıyız. Biz kendimizi Allah`a adarsak Allah buna öyle bir bereket verecek ki bütün teknolojisine rağmen şeytan da şaşıracak, dostları da şaşıracak buna, hatta bu birazcık oluyor da. Allah`ım! Senin yoluna adayacak evlatlar, ömürler ver bize. Senin yoluna adamayı, adanmayı sevdir bize, hoş göster biz Ya Rabbi!"diyerek konuşmasını tamamladı.
Allah yoluna adanmak hakkında da konuşan Göktaş Hoca, "Allah`u Teâlâ kendi yolunda bize bir şeyleri harcamayı nasip eylesin. Malımız mülkümüzü, canımızı, vaktimizi, özellikle vaktimizi. Hayatım ölümüm her şeyim Allah için. Yani sadece dünya için yaşayıp da bir gün Allah için ölmeyi düşünmek bu biraz zor bir şey. Vaktimizi Allah`a vermeliyiz. Kardeşlerim, cumartesi öğleden sonraki İslami çalışmalarla, Allah`ın dini bu ülkeye hakim olmaz. Saat 5`ten 6`dan sonraki gayretlerle İslam, bir memlekete hakim olmaz. Birileri tam olarak kendini Allah`a adayacak. Hani benzetmek gibi olmasın birileri fuldaim diyorlar, 7 çarpı 24 diyorlar. Bu nedir? Haftanın 7 günü 24 saat emrinizdeyiz diyorlar. Müslümanlar da Allah`ım! Ben de Sana 7 çarpı 24 saat emrindeyim demesi lazım. İnanın bu bir slogan değil, bu böyledir. Allah davası böyle yarım yamalak çalışmalarla olmuyor. Zaruret halinde olanlar öyle olsun. İşlerini güçlerini bıraksınlar demiyorum. Kardeşler bu dava adak istiyor. Yani Hz Meryem gibi adanmışları istiyor, Biz de kendimizi Allah`a adamalıyız. Biz kendimizi Allah`a adarsak Allah buna öyle bir bereket verecek ki bütün teknolojisine rağmen şeytan da şaşıracak, dostları da şaşıracak buna, hatta bu birazcık oluyor da. Allah`ım! Senin yoluna adayacak evlatlar, ömürler ver bize. Senin yoluna adamayı, adanmayı sevdir bize, hoş göster biz Ya Rabbi!"diyerek konuşmasını tamamladı.
Program; sohbetin ardından ilahi ve ezgilerle devam etti, Molla Ekrem Derdiyok tarafından okunan dua ile son buldu. Salonu dolduran izleyiciler, yaklaşık 3 saat süren etkinliği son anına kadar ilgiyle izledi.
Programın sonunda Şehadet Gecesi Etkinliği`nin amacına ulaştığını ve gecenin yoğun katılımla ve oldukça güzel geçtiğini belirten Mustazaflar Cemiyeti Adana Şubesi yetkilileri, organizasyonda emeği geçenler ile katılan izleyicilere teşekkür ettiler.
Öte yandan; Kültür Merkezi girişinde Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından Memur Sen`in Türkiye genelinde başlattığı başörtüsüne "Özgürlük İçin 10 Milyon İmza" kampanyasına destek için stantlar kuruldu. Katılımcılar, kampanyaya yoğun ilgi gösterip imza attılar.
(Ayhan Kaya-İLKHA)
(Ayhan Kaya-İLKHA)