AĞRI - `Ümmet Bilincimiz ve Suriye` adlı konferans için Ağrı`ya gelen Gazeteci-Yazar Ramazan Kayan, başörtü yasağı ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Yasakçı zihniyet miadını doldurduğunu vurgulayan Kayan, başörtü yasağın kaldırılması için tepkilerinin yetersizliğinden yakınırken, Hükümetin yasağa sessiz kalmasına tepki gösterdi.
Başörtüsü yasağını dile getiren sesin kısık olmasının düşündürücü olduğunu ifade eden Kayan, "Birçok bedeller ödeyen inançlı kesimin, hakları için ısrarlı ve kararlı olması gerekiyor. Çünkü özgürlükler, ödünç, bağışlanmış özgürlükler ile olmuyor. Zaten bu insanlar bedel ödediler, bedellerin iadesi ve gerçekleşmesi için bu konuda kararlı ve ısrarlı olmak gerekiyor. Bu konuda yetkililerin sessizliği, insanların taleplerinin hesaba katılmıyor olması acı bir durum. Ve bu acı durumun sürmesine iki yönüyle bakmak lazım. Yasağı sürdürenler açısından ve yasağa muhatap olanlar açısından derin bir sessizliğin, sükutun olmasını şiddetle eleştirmek ve kınamak gerekir" dedi.
`Ödediğimiz bedelin arkasını getirmek lazım`
Başörtü konusunda çok bedeller ödendiğini ve bu bedelin arkasında durmak gerektiğini dile getiren Kayan, `Tepkilerin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bu konudan dolayı okulundan olanlar, yıllarca yargılananlar, ülke dışına kadar gitmek zorunda kalanların, hakkına kavuşacağı sırada, işi oluruna bırakmaları anlaşılır bir durum değil. Yoksa başörtüsü algısının önceliğinde mi bir değişiklik var. Tesettür bir öncelik iken acaba hangi öncelikler baskın çıkıyor ki, bu konudaki eylemlilik ruhu profilinin düşük olduğunu görüyoruz. Bunda hepimizin belki payı var. Yeterli bilincin oluşması için ısrarla bu konu üzerinde durmamız lazım. Dediğim gibi bağışlanmış özgürlükler değil, ödediğimiz bedelin arkasını getirmemiz lazım` diye konuştu.
Başörtü konusunda çok bedeller ödendiğini ve bu bedelin arkasında durmak gerektiğini dile getiren Kayan, `Tepkilerin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bu konudan dolayı okulundan olanlar, yıllarca yargılananlar, ülke dışına kadar gitmek zorunda kalanların, hakkına kavuşacağı sırada, işi oluruna bırakmaları anlaşılır bir durum değil. Yoksa başörtüsü algısının önceliğinde mi bir değişiklik var. Tesettür bir öncelik iken acaba hangi öncelikler baskın çıkıyor ki, bu konudaki eylemlilik ruhu profilinin düşük olduğunu görüyoruz. Bunda hepimizin belki payı var. Yeterli bilincin oluşması için ısrarla bu konu üzerinde durmamız lazım. Dediğim gibi bağışlanmış özgürlükler değil, ödediğimiz bedelin arkasını getirmemiz lazım` diye konuştu.
`Sivil iradenin, siyasi irade vesayetinden kurtulması gerekir`
Hükümetin bazı alanlardaki açılım ve atılımlarının olumlu olduğunu ancak özellikle tesettür konusunda adım atmamasını garipsediğini belirten Kayan, bunu da aşabilmenin yolunun sivil iradenin siyasi iradenin önüne geçmesi olduğunu söyledi. Kayan, "Sivil iradenin, siyasi irade vesayetinden kurtulması gerekir. Sivillerin sorumluluklarını siyasi iradeye ihale etmekten vazgeçmeleri lazım, siyaseti de belirleyecek olan sivil iradedir, sivil insiyatiftir. Dünyada da bu zaten böyle, bu bakımdan cemaatlerin, sivil toplum örgütlerinin, gönüllü kültür teşekküllerin, vakıfların, tüm mağdur ve mazlum yapıların bu noktada bir siyasi nüfuz kullanmaları, siyaset üstü bir siyasetle, tabiri caizse, siyaseti yönlendirmeleri gerekir. Yoksa siyasilerin kendi politikalarına terk ettiğin zaman, belki kaç seçim daha bekleyip seçim dönemlerinde seçim malzemesi olarak karşımıza çıkacak bu iş" dedi.
Hükümetin bazı alanlardaki açılım ve atılımlarının olumlu olduğunu ancak özellikle tesettür konusunda adım atmamasını garipsediğini belirten Kayan, bunu da aşabilmenin yolunun sivil iradenin siyasi iradenin önüne geçmesi olduğunu söyledi. Kayan, "Sivil iradenin, siyasi irade vesayetinden kurtulması gerekir. Sivillerin sorumluluklarını siyasi iradeye ihale etmekten vazgeçmeleri lazım, siyaseti de belirleyecek olan sivil iradedir, sivil insiyatiftir. Dünyada da bu zaten böyle, bu bakımdan cemaatlerin, sivil toplum örgütlerinin, gönüllü kültür teşekküllerin, vakıfların, tüm mağdur ve mazlum yapıların bu noktada bir siyasi nüfuz kullanmaları, siyaset üstü bir siyasetle, tabiri caizse, siyaseti yönlendirmeleri gerekir. Yoksa siyasilerin kendi politikalarına terk ettiğin zaman, belki kaç seçim daha bekleyip seçim dönemlerinde seçim malzemesi olarak karşımıza çıkacak bu iş" dedi.
(Ömer Adıgüzel, M. Emin Çetin - İLKHA)