Göktaş, Doğruhaber Gazetesi'ndeki köşesinde "Hoca efendiler! Buyurun Kemalist tapınmayı konuşalım!" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Göktaş, köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Sizin gündeminizde niçin bu yok? Siz de biliyorsunuz ki seksen küsur milyonluk koskoca bir millet çocuklarıyla, gençleriyle, okullarıyla, her seviyedeki yöneticileriyle yaklaşık bir asırdan bu yana bir puta tapmaya zorlanıyor. Bin yıldan bu yana İslam’ın bayraktarlığını yapmış, İslam’la aziz olmuş, Allah’tan başkasının önünde eğilmeyerek yeryüzünün en büyük medeniyetini kurarak yirminci yüz yıla ulaşmış olan bu millet son yüz yılda İslam’ın yerine Kemalist bir din dayatmasıyla karşı karşıyadır.
Muhterem hoca efendiler, söyleyin bir millet için bundan daha büyük bir felâket ne olabilir? Niçin sizin gündeminizde bu yok?
Birkaç kadının bir türbeye gidip orada el açmasından, bir yerlere çaput bağlamasından, dua ederken orada yatanları aracı edinmesinden dolayı Tevhid adına aslanlar gibi kükreyen, ekran ekran koşuşturan, sayısız makaleler kitaplar yazan hocalar, akademisyenler, size sesleniyorum;
Bir asra yakın zamandır milyonlarca yavrunun, milyonlarca öğrencinin bir puta taptırılmasına söyleyeceğiniz bir sözünüz yok mudur? Yoksa bu mesele Tevhid’in konusu değil midir?
“İslam’da Mevlüt gecesi yoktur, İslam’da Mirac yoktur, Berat yoktur, Kadir gecesi yoktur, bütün bunlar bid’attır, hurafedir” diye birer kahraman edasıyla haykıran hocalar!
Bu ülkenin meclisinin, en üst yöneticilerinin, bakanlarının, yüksek bürokratlarının, genel müdürlerinin ve bütün yöneticilerinin bir heykelin önünde kıyam etmelerinin, ilkelerine bağlı kalacaklarına dair yemin etmelerinin İslam’daki yeri, Tevhid’deki yeri hakkında söyleyeceğiniz bir şey yok mudur?
Ehli Sünnet savunuculuğu adına herkesi kırıp geçiren hocalarımız!
Söyleyin Allah aşkına, bu ülkede bir asra yakındır Allah Teâla’yı gazaba getirecek daha büyük bir cürüm var mıdır?
Eften püften meselelerle hiç durmadan birbirlerine düşen, birbirleriyle çekişen ve bundan dolayı Müslümanları üzdükçe üzen, sadece İslam düşmanlarını sevindiren hoca efendiler!
Buyurun, bu konuda da bir şeyler söyleyin bu ümmet sizin gözünüze bakıyor.
Buyurun sayın Mustafa İslamoğlu, sayın Mehmet Okuyan nedir bu Kemalizm, indirilmiş din midir, uydurulmuş din midir?
Sayın Mustafa Öztürk, el an devam eden bu tapınmayı tarihselcilikle mi izah edeceksin ne yapacaksanız yapın.
Sayın Abdülaziz Bayındır hocam, niçin meydana çıkıp bu hususta bir şeyler demiyorsunuz? Sahuru yarım saat geciktirme, iftarı birkaç dakika önce yaptırma konusundan daha mı önemsiz?
Sevgili İhsan Şenocak, Ebubekir Sifil hocam, bir şeyler söyleyin bu ümmete dayatılan şu Kemalizm hakkında! Yoksa “Mustafa Kemal nihayetinde Ehli Sünnettir, bir sakıncası yoktur” mu diyorsunuz?
Muhterem Cübbeli Ahmed hocam, bu konuda da sizden bir şeyler duymak istiyoruz. Yoksa bu işi kabirlerinden Gavs’lar mı halledecek düşüncesindesiniz?
Bu hususta devlete bir şeyler söyleyelim, çünkü Kemalizm devlet tarafından dayatılmıştır ve devlet tarafından bu dayatma kaldırılacaktır.
Allah şahittir ki sizleri tahkir etmek için yazmıyorum. Ama unutmayın ki bu ülkenin akli selim Müslümanları hocalar arasındaki ölü gündemler üzerinden yaptıkları tartışmalardan, çekişmelerden bıkmış, bizar olmuş durumdalar. İstiyoruz ki İslam âlimleri layık oldukları izzet ve itibarı kazansınlar." (İLKHA)