Diyab, video konferans aracılığıyla düzenlenen "Suriye ve Bölgenin Geleceğinin Desteklenmesi" başlıklı 4. Brüksel Konferansı'ndaki konuşmasında, Suriyeli mültecilerin acılarını hafifletme yolundaki iş birliğini sürdüreceklerini belirtti.

Suriyeliler ile dayanışma içerisinde olduklarını ancak tek çözüm yolunun güvenli şekilde ülkelerine dönmeleri olduğunu dile getiren Diyab, şöyle devam etti:

 
"Lübnan, (nüfusuna oranla) en çok Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan ülke. Mültecilerin Lübnan'a maliyeti 2015 yılına kadar 20 milyar dolar oldu, bugüne kadar ise 40 milyar doları aştığı görülüyor."

Diyab, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (BMMYK) verilerine göre, Lübnan'daki Suriyeli mültecilerin yüzde 55'inin yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirtti.

 
Ülkesindeki mevcut ekonomik krizle ilgili de konuşan Diyab, hükümet olarak ekonomik krizin önüne geçmek için bir plan hazırladıklarını ve bunun üzerine Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerelere başladıklarını hatırlattı.

Başbakan Diyab, "Çok yönlü ve benzerini görmediğimiz bir krizle karşı karşıyayız. Bu krizden kurtulmak için ilk sorumluluğun biz Lübnanlılarda olduğunun da farkındayız. Ancak devam eden bölgesel çekişmelerin gölgesinde uluslararası barış ve güveni korumak, uluslararası ortak sorumluluktur." değerlendirmesinde bulundu.

ABD'nin Beşşar Esed rejimine yaptırımı öngören "Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası"nı da değinen Diyab, BM ve Avrupa Birliğini, bu kapsamda uygulanacak yaptırımların etkilerinden Lübnan'ı korumaya çağırdı.

Lübnan'ın resmi verilerine göre, 2011'de patlak veren iç savaş nedeniyle yaklaşık 1,5 milyon Suriyeli bu ülkeye göç etti. Ülkede ayrıca 600 bine yakın Filistinli mültecinin yaşadığı belirtiliyor.

Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan ekonomisinin, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşadığı ifade ediliyor.

Hükümet, her yıl 2 milyar dolar olmak üzere 5 yılda toplam 10 milyar dolar kredi için Uluslararası Para Fonu ile müzakerelere başlandığını açıklamıştı