YKS’nin birinci oturumu olan TYT’de cinsel sapkınlığa verdiği destekle bilinen şarkıcı Mabel Matiz'in sorulmasıyla ilgili İLKHA'ya yazılı açıklamada bulunan Psikolog Kerem Gümüş, bu tarz sorulardan etkilenmeyen güçlü bir nesil yetiştirmek gerektiğini söyledi.

Söz konusu şarkıcının gençlere örnek olamayacağını belirten Gümüş, “Umarım yanlışlıkla yapılmış bir seçimdir. Çünkü sorulan karakterin müziğini ve şarkı sözleri hakkında yorum yapmak istemem ama psikolojik karakterinin gençliğimize pek uygun örnek olmadığı kanaatindeyim. Sorulan bir soruyla gençler olumsuz etkileniyorsa orada biz kendi eğitimci kimliğimizi sorgulamalıyız.” dedi.

“Hükümetin yapması gereken en büyük girişim, bakanlıkları koordineli bir şekilde çalıştırmaktır”

Hükümetin dindar nesil, “Asım’ın Nesli” tarzında söylemlerine ilişkin de konuşan Gümüş, “Hükümet dediğiniz olgu, en doğru ve en sağlıklı kararı verebilen olmalıdır. Burada sağlık, bilimsel verilere göre belirlenir. Pandemi döneminde sağlık anlamında alınan kararların ne kadar yerinde ve oturaklı olduğunu anladık. Eğitim ülkemizin geleceği. Fakat sağlık olmadan eğitimin bir manası olmaz. Burada hükümetin yapması gereken en büyük girişim, bakanlıkları koordineli bir şekilde çalıştırmaktır.” ifadelerini kullandı.

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği denilen olgu; fiziksel, psikolojik ve zihinsel sağlık açısından uygun değildir”

Açıklamasının devamında Gümüş, “Milli Eğitim, sağlık anlamında belli ki bazı kararları doğru veremiyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği denilen olgu; fiziksel, psikolojik ve zihinsel sağlık açısından uygun değildir. Bunun uygun olmadığı da sağlık alanında birçok yapılmış çalışmayla ispatlanmış durumda. En büyük tavsiyemiz, doğruyu baz alırken düşmanca düşünceler baz alınmayıp sağlık ve bilim ne diyorsa onu baz almaktır.” Diye konuştu.

“Güçlü karakterle yetişen çocuklara ihtiyacımız var”

"Sorulan bir soruyla gençler olumsuz etkileniyorsa orada biz kendi eğitimci kimliğimizi sorgulamalıyız” diyen Gümüş, “Biz, anne-baba-çocuk ilişkisini, eğitim içeriklerini güçlendirelim. Öğretmenlerimizi güçlendirelim. Değil bir soru, bin soru sorulsa çocuk doğru bir kimlik seçimine gidecektir. Soru, ergen tavırlara magazin malzemesi olur, birkaç gün sonra unutulur. Ama kimlik bunalımı ne olacak? Buna eğilmek gerekiyor. Güçlü karakterle yetişen çocuklara ihtiyacımız var.” şeklinde konuştu.

“Bizim güncel ve popüler sanatçılarımız neden yok?”

Söz konusu şarkıcının neden sorulma ihtiyacı duyulduğunun sorgulanması gerektiğini belirten Gümüş, şöyle devam etti:

“Aslında burada bizim bir eksiğimiz söz konusu. Sonuçta birileri sanat üzerinden çocuklara ve gençlere ulaşıyor, hatta etkiliyor. Bizim güncel ve popüler sanatçılarımız neden yok? Neden güzel parçalar, şarkılar, eserler, içerikler üretemiyoruz? Ergenlikte en önemli durumlardan bir tanesidir. Bir şeyi yasaklıyorsan yerine başka bir şey koymalısın. Bu çocuklar belli ki müziği seviyorlar. O zaman bizim müzik alanında başarı gösterip gençlere ulaşmamız lazım.”

“Önce halk bilinçlenmeli ardından çocuğunu sağlam bir karakterle yetiştirmeli”

Milli eğitim ve farklı yapılar üzerinden yürütülmek istenen projelere karşı öncelikle halkın bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayan Gümüş, “Pandemi yayılırken doktorlar çıkıp ne açıklama yaptılar? Dediler ki uyku düzeninize, yeme düzeninize dikkat edin. Vitaminlerinizi alın. Stres ve kaygı yönetimi gerçekleştirin! vs vs. Doktorlar alın elinize kova kova çamaşır suyu, sokakları temizleyin dedi mi? Demedi. Çünkü yanlış olurdu. Bu konuda da halk önce kendi bilinçlenmeli, kendi psikolojik sağlamlığını güçlendirmeli, akabinde çocuğunu güçlü ve sağlam bir karakterle yetiştirmeli. Hani bir söz var, herkes kendi kapı önünü temizlese bütün mahalle temizlenir. Aynı o hesap. Hayat evde başlar. Sen evde kendi sağlığını, eşinin sağlığını akabinde çocukların sağlığını koru sonra bütün mahalle sağlıklı bir şekilde yaşamış olur.” dedi.

“Nesli kurtarmak biz anne-babaların elinde”

Sağlıklı bir nesil için şiddetsiz iletişimi tavsiye eden Gümüş, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Bu iletişimi eşler birbirinde oturttuktan sonra çocuklarıyla olan iletişimlerini sağlıklı hale getirmeliler. Sonrasında da doğru model olunmalı. İletişimi sağlıklı kurup doğru model olabiliyorsa anne-babalar; Allah’ın izniyle korkulacak bir şey kalmamıştır. Buna rağmen eksik ve yanlış bir şeyler gittiğini düşünüyorlarsa da muhakkak profesyonel destek alsınlar. Nesli kurtarmak biz anne-babaların elinde.”(İLKHA)