Mardin’in Kızıltepe ve Derik ilçelerine bağlı 100’ü aşkın kırsal mahallede, Dicle Elektrik şirketi tarafından kesilen elektrikler nedeniyle 14 Mayıs’tan bu yana binlerce vatandaş yaşamlarını elektriksiz ve susuz sürdürüyor.
Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından “çiftçilerin su kuyularının elektrik borçları” gerekçesiyle kestiği elektrikler köylerde yaşayan vatandaşların mesken abonelerini de etkilemeye devam ediyor.
Elektriksiz ve susuz kalan köylüler su ihtiyaçlarını eski su kuyusundan karşılarken hayvanların beslenmesinde de zorluklar çekiliyor.
Faturalarının şişirilmesinden yakınan köylüler, elektrik fazlarının 3’ten bire indirilmesinden sonra su pompaları ve beyaz eşyalarının çalışmadığını ve sorunlarıyla da kimsenin ilgilenmediğini belirtti.
Elektriksiz ve susuz kalan köylüler: Bir damla suya muhtaç olduk ama kimsenin umurunda değil
Bir aydan fazladır elektriksiz ve susuz olduklarını kaydeden vatandaş, “Hangi kapıyı çalışıyorsak yüzümüze kapanıyor, artık bizde ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bu soruna bir türlü bir çare bulunamıyor. Ekinlerimiz susuzluktan hepsi beyazladı. Bu milli servet heba ediliyor. Coronavirus dolayı temizliğimizi de iyi yapamıyoruz. Çocuklarımız hepsi hastalandı, ambulans çağırıp hastaneye gönderdik. Bu yapılan muamele ahlaki ve insani değildir. Eğer birinin borcu varsa onun elektriğini kesin, tüm köylünün elektriğini kesip bir damla suya muhtaç ettirmek düşman düşmana yapmaz.” dedi.
Elektrik sorunu adliyeye taşınmasına rağmen çözülmedi
Köylüleri susuz bırakan Dicle Elektrik şirketine karşı geçtiğimiz günlerde açılan davada mahkeme, elektrik kesintisinin bitirilmesi yönünde karar vermişti.
Ancak elektrik şirketinin tekrar elektriği kesmesi üzerine toplanan 100’den fazla köylü, Kızıltepe Adliyesine giderek suç duyurusunda bulunmak istemişti.
Mahmut Sarıdağ
“Çiftçiler olarak bugün yapacağımız eylemimiz sabote edildi”
Elektriksiz kalan çiftçiler, bugün traktörleriyle Kızıltepe şehir merkezinde eylem yapma kararı almışlardı, ancak bu eylemin iptal edildiği duyuruldu.
Konuya ilişkin İLKHA muhabire konuşan Akdoğan Mahalle Muhtarı Mahmut Sarıdağ, şöyle dedi:
“Bizler bölge çiftçileri olarak, kırmadan ve dökmeden, kanunların bize tanıdığı haklar dahilinde traktörlerle Buğday Pazarı’na kadar gelip burada gerek düşen devlet süspansiyonları, gerek yüksek girdi fiyatları ve DEDAŞ’ın kanuni olmayan uygulamaları hakkında açıklama yapıp evlerimize dönecektik. Ancak gerek içimizde gerek dışarıda bu duruma engel olmak isteyenler olayı bilinçli bir şekilde farklı yönlere çekip önlemeye çalıştılar. Canları sağ olsun, herkes karakteriyle hareket eder. Bu duruma istinaden güvenlik güçlerinin ricası üzerine eylemimizi durdurma kararı aldık. Bizler çiftçilerimiz ile güvenlik güçlerimizi karşı karşıya getirmek istemiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan çağrı: Milletimiz susuz ve perişan
“Eylemimizin iptal edilmesi ‘pes ettik’ manasına gelmiyor, mücadelemiz hukuki çerçevede sürecektir.” diyen Sarıdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, “Bizler çiftçiler olarak iflas ettik, DEDAŞ tarafından her türlü haksızlığa maruz kaldık. Milletimiz susuz ve perişan, hayvanlarımız ise aç.” dedi.
“Korkuyoruz… Konuşamıyoruz…”
Sarıdağ, “Aslında bizler neyin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Kim kimin arkasında, kim kimden nasıl destek aldığını biliyoruz. Ama içimizde saklı korkularımız var. Korkuyoruz ve konuşamıyoruz. Bütün mesele ‘konuşursam başımıza bir şey gelir mi?’ korkusundandır. Ama iş o kadar büyüdü ki, birileri Allah’ın bize verdiği rızık kapısını kapatmaya dayandı. Bizler aç kalmaktan korkmuyoruz. Aç da susuz da kalırız ama hiçbir elin ailemizin, çocuklarımızın rızkına el uzatılmasına izin vermeyiz. Susuyorsak, kim demiş ki uysal başlı koyunuz. Kesilir ama çekmeye gelmez boynumuz.”
“Toplumsal tepki siyasi hesaplaşmaya dönüşürse bunun altında kalkamazsınız”
Dicle EDAŞ’ın mahkeme kararlarını uygulamadığını dile getiren Sarıdağ, şöyle konuştu:
“Yasalarla bizi icraya veren şirket, bu gün tam aksine mahkemelerin kararlarına karşı geliyor, uygulamıyor. Gönüllüsü olduğumuz düşüncenin temsilcilerine sesleniyorum: Şayet sebep olduğunuz bu toplumsal tepki siyasi hesaplaşmaya dönüşürse bunun altında ne siz ne de biz kalkabiliriz. Kimse bunun altından kalkamaz. Bizde bir söz vardır, ‘baş kesilir ama rızık kesilmez.’ Lütfen ama lütfen baş kesin ama rızık kesmeyin. Gelin adil ve ahlaki bir çerçevede bu sorunu çözün. Bizler ödenebilir her borcumuzu ödemeye hazırız. Bizler şerefli ve gururluyuz.”
“Tellerinizi de sayaçlarınızı da toplayın, istemiyoruz”
Sarıdağ, “İlla da para istiyorsanız buyurun işte traktörlerimiz, doymadıysanız gelin evlerimizi verelim, doymadıysanız gelin tarlalarımızı verelim. Ya da toplayın tellerinizi, sayaçlarınızı alın. İstemiyoruz. Sökmezseniz biz sayaçlarınızı söküp size getireceğiz. Son sözüm: Bu şirket çok becerikli bir şirket! Bu şirket bala konmuş bir şirket! Peygamberimiz vefat ettiği zaman Hazret Ömer, ‘kim Peygamberin ölümünü kabul etmiyorsa bilsin ki Peygamber öldü. Peygamber sevgisi, O’nun yolunu takip etmekten geçer.’ Bizde diyoruz ki, Ömerler öldü, eğer Ömerlere sahip çıkmak istiyorsanız, O’nun yolundan gidin. Adaleti getirin, adaletinizi gösterin. Bizler mağduruz, bizler fakiriz, bizler yok olma yoluna girmişiz. Cumhurbaşkanımıza tekrar sesleniyorum: Lütfen, lütfen, lütfen bu duruma el atın.” diye konuştu. (İLKHA)