TBMM Genel Kurulu'nda Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 20 maddeden oluşan birinci bölümü kabul edildi.

Teklifin kabul edilen maddelerine göre, Anayasa Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kesin nitelikli kararının taraflara tebliğ edilmeden iki haftalık hak düşürücü sürenin başlatılmasını, hak arama hürriyetine aykırı bularak iptal etmesinin ardından bir düzenleme yapılıyor.

Buna göre, görevsizlik veya yetkisizlik kararının kesin olması halinde de kararın taraflara tebliğ edilmesi, dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine ilişkin 2 haftalık süre, tebliğ tarihinden itibaren başlayacak.

Öngörülen sürede dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi için gerekli başvurunun yapılmaması durumunda dava, kanun gereği açılmamış sayılacak.

Bu konuda görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece resen karar verilecek.

Düzenlemeyle, duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli yapılması halleri arasına, "yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin bulunması" hali de eklenecek. Bu durumda, duruşmaların bir kısmı veya tamamı gizli yapılacak.

Hakimin reddi nedenlerine, daha önce aynı uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış olma halleri eklenecek.

Hakimin reddi talebine ilişkin karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak da verilebilecek. Ret nedeni sabit olmasa bile merci bunu muhtemel görürse, ret talebini kabul edebilecek. Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamayacak.


İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURABİLECEK
Teklif, davaların gereksiz yere uzamasının önlenmesi ve çelişkinin giderilmesini de amaçlıyor. Hakimin reddine ilişkin merci kararlarına karşı dava konusunun miktar ve değerine göre derhal istinaf kanun yoluna başvurulabilecek.

Hakim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilecek. Bu takdirde hakim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi, hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklayacak ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar edecek.

Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilecek, bu şekilde verilecek ikinci süre kesin olacak ve yeniden süre tanınmayacak.

 

Teklif, uygulamada belirsiz alacak davasıyla ilgili görülen sorunlara ilişkin de düzenlemeler içeriyor.

Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu, alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi halinde hakim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek 2 haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilecek.

Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanacak.

"Kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir." hükmü mevzuattan çıkarılıyor.

Delil avansının, dava açarken mahkeme veznesine yatırılması zorunlu olmayacak.


DEVREDEN VE DEVRALAN YARGILAMA GİDERLERİNDEN SORUMLU OLACAK
Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilecek. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilecek.

Davanın açılmasından sonra davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devretmesi halinde davacı isterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralan kişiye karşı davaya devam edecek.

Dava, davacı lehine sonuçlanırsa dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacak. İsterse davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürecek.

Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilirse devralan kişi görülen davada davacı yerine geçecek, dava kaldığı yerden devam edecek.

Dava davacı aleyhine sonuçlanırsa dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacak.

HAKİM TARAFLARI TEŞVİK EDECEK
Düzenlemeyle ek cevap verme süresinin hangi andan itibaren başlayacağı da açıklığa kavuşturuluyor. Buna göre ek süre, 2 haftalık cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlayacak.

Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve incelemeyi tamamladıktan sonra ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirecek.

Çıkarılacak davetiyede; duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar, tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları ihtar edilecek.

Duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edilemeyecek.

 

Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları istenecek.

Bu hususların verilen sürede yerine getirilmemesi halinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği belirtilecek.

Hakim ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinleyecek, daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit edecek.

Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hakim, tarafları sulh ve arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatarak sulhe veya arabuluculuğa teşvik edecek; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edecek.

Yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilecek.

Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilecek veya değiştirebilecek. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ise bunlar yapılamayacak.

Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat ve sözlü yargılama için duruşmaya davet edilecek.

Taraflara gönderilecek davetiyede belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilecek.

Tahkikatın sona erdiği duruşmada kural olarak sözlü yargılamaya geçileceği ancak sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi halinde ayrıca taraflara davetiye gönderilmeyeceği belirtilecek.

Tarafların sözlü yargılama için belirlenen duruşmaya gelmemesi halinde yokluklarında hüküm verileceği hususları da davet yazısında ihtar edilecek.

TANIK, BİLİRKİŞİ VEYA UZMAN AYNI ANDA SES VE GÖRÜNTÜ YOLUYLA DİNLEYEBİLECEK
Ses veya görüntü nakli yoluyla duruşmanın yapılması usulü yeniden düzenlenecek.

Mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın veya vekilinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine karar verebilecek.

Mahkeme, tarafların rızası olmak kaydıyla; tanığın, bilirkişinin veya uzmanın;  tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerde ilgililerin aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine karar verebilecek.

Mahkeme, fiili engel veya güvenlik sebebiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına, yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun uygun görüşünü alarak karar verebilecek.

Islahın zamanı ve şekline ilişkin yapılan değişiklikle ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilecek.

Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilecek.

Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamayacak.

"Toplu Mahkemelerde Tahkikat" başlıklı yeni düzenlemede, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra talep edilen delil tespiti, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki koruma tedbirleri de dahil olmak üzere toplu mahkemenin görevine giren dava ve işlerde tüm yargılama aşamaları heyet tarafından yerine getirilecek ve karara bağlanacak.

Heyet, diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, iş veya davanın özelliğine göre tahkikatın, tahkikat hakimi olarak görevlendirilen bir üye tarafından yapılmasını kararlaştırabilecek.

Tahkikatın heyetçe yürütüldüğü iş veya davalarda mahkeme başkanı, belirli bazı tahkikat işlemlerini yapmak üzere üyelerden birini naip hakim olarak görevlendirebilecek.

Mahkeme başkanı, mahkemenin uyumlu, verimli ve düzenli çalışmasını sağlayacak ve bu yolda uygun göreceği önlemleri alacak.

SÖZLÜ YARGILAMA AŞAMASI
Mahkeme, tahkikatın bittiğini bildirdikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçecek.

Duruşma, bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine iki haftadan az olmamak üzere ertelenecek.

Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyecek.

Sözlü yargılamada şartları oluşmuşsa taraf tasarruf ilkesi dikkate alınarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun, "tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması" başlıklı maddesi uygulanacak.

Teklifin ikinci bölümü üzerindeki görüşmeler devam ediyor