YUSUF CAN – HABER YORUM

Aradan geçen 23 yılda ne değişti? Diye sorulduğunda kısaca şunlar hatırlanır:

-Ergenekoncu Kemalist zihniyet, postmodern darbe ile ülkeye Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki rengi vermeye çalıştı. Ancak yüzüne gözüne bulaştırınca köşesine çekilmek zorunda kaldılar.

-Yargı erki Laik Kemalist zihniyetin en güçlü savunma mekanizması olmaya devam etti.

Ancak zaman içinde Sol fraksiyonlar ve FETÖ’cü yapılanma yargı içinde ciddi anlamda güç kazandı.

-Özellikle 2007’den sonra “Yeni Türkiye” söylemleri çerçevesinde ülke şekillenmeye başlamasına rağmen Yargı’daki durum pek de değişmedi. FETÖ’cü yargı her ne kadar görünen gücü elinde bulunduruyorsa da onun sahne dışına çıkmasından hemen sonra sol-laik- kemalist klik tekrar tüm yargıyı ele geçirmek için çalışmalara başladı.

-Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bir dönem kanlı bıçaklı olduğu Erdoğan’la bir süredir (deyim yerindeyse) can ciğer kuzu sarması.

-Yaklaşık 50 Baro, iktidarın hazırladığı “Çoklu Baro” teklifine karşı Ankara’ya “Savunma Yürüyor” sloganlarıyla yürüyüşe geçtiler. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, burada da iktidardan yana tavır alarak bu barolara karşı bir duruş sergiledi. Fakat gösterdiği tepki bi hayli ilginç idi. Bazı illerin baro başkanlarıyla birlikte tepki olarak ATA’sının huzuruna çıkmayı uygun bulmuş. Anıtkabir’e çıkarak yürüyüş yapan baroları ATA’sına şikayet etmiş!

CHP ve HDP’nin öncülük etmeye çalıştıkları “Demokrasi Güçleri” çerçeveli ittifak çalışmaları tam gaz sürerken, bu ikilinin bazı gayri resmi örgüt ve yapılarla hareket ettikleri sır değil.

Olayın belki de en önemli kısmı burası;

ABD’de siyahi George Floyd’dan sonra başlayan “Irkçılık Karşıtı” gösteri ve protestolar yayılarak Batı (Me)deniyetinin merkezi olan ülkelerde hızla yayılırken birilerinin Türkiye’de de ‘SOKAK HAREKETLERİ! Başlatmak istemesi kadar doğal bir şey yok!

Yıllardır Türkiye’deki bazı odaklar yeni bir GEZİ OLAYI veya yeni bir 6-8 Ekim Olayı gibi bir sokak hareketi tertiplemek için fırsat kolluyor!

Yaşanan yürüyüş hadiselerine bakıldığında toplumdaki mevcut gerginliklerden medet umanlar için bir kıvılcım çakma amacı taşıma potansiyeli taşıdığını da söylemek mümkün.