10 Haziran tarihli Valiler Kararnamesi ile Diyarbakır Valisi olarak atanan Münir Karaoğlu görevine fiilen başlayarak, görev süresi içerisinde kendisi için meselenin Diyarbakır’ı yönetmek olmadığını aksine Diyarbakır iline layık olmak olduğunu söyledi.
Dün, sosyal medya hesabından göreve başlayacağı için çiçek gönderilmemesini, gönderilecek çiçekler yerine Kızılay’ın hesaplarına bağışta bulunulmasını istediği mesajını tekrardan yineleyen Karaoğlu, çiçek için ayırılan bütçe ve harcamanın Kızılay’ın hesaplarına bağışlamasını istedi.
“Bölgeyi, daha önce çalıştığım için yakından biliyorum”
Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanına teşekkürlerini ileterek konuşmasına başlayan Diyarbakır Valisi Münir Karaoğlu, “10 Haziran 2020 Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Diyarbakır Valisi olarak atandım. Diyarbakır Valiliğine bizleri layık gören sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan ve İçişleri Bakanımız sayın Süleyman Soylu’ya teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, daha önce bölgede çalıştım. Van’da 4,5 yıla yakın Vali olarak çalıştım. Şanlıurfa Harran’da da kaymakam olarak görev aldım. Bundan dolayı bölgeyi bildiğim gibi bölge insanını da tanıyorum. Bölgenin taşına, toprağına ve insanına sinmiş olan irfanının, Türkiye’nin büyük bir zenginliği olduğuna da inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’ın çok eski bir tarihi olduğunu hatırlatan Karaoğlu, “Diyarbakır kadim bir şehirdir. 12 binlik bin yıllık bir derinliğe ulaşan köklerimiz var. Bir ağacın kökleri ne kadar sağlam ise dallarının oluşturmuş olduğu gölge de o kadar sağlam olur. Bizler de Diyarbakır’ın köklerine ne kadar yatırım yaparsak oluşturulacak gölgede insanımızı huzur içerisinde ve birlik-beraberlik içerisinde yaşatma şansımızı artırmış olacağız.” şeklinde konuştu.
“Diyarbakır Peygamberlerin ve sahabelerin şehridir”
Diyarbakır şehrinin çok mübarek olduğunu belirten Karaoğlu, “Diyarbakır mübarek bir şehirdir. Peygamberlerin ve sahabelerin şehridir. İnsanları doğruya, iyiliğe ve güzele davet eden Peygamberlerin mekânı ve makamıdır Diyarbakır şehri. Yine adı Mekke’deki adı Mescid-i Haram, Medine’deki Mescid-i Nebi, Kudüs’teki Mescid-i Aksa, Şam’daki Emevi Cami’sinden sonra İslam aleminin 5’inci Harem-i Şerif’i olan Ulu Camimiz Diyarbakır’ın ululuğunun nişanesidir.” dedi.
Diyarbakır nüfus bakımından Türkiye’nin 12’inci büyük kenti olduğunu belirten Karaoğlu, “Diyarbakır zengin bir şehirdir. Surları, dağları, bağları ve yaylaları ile zengin bir şehirdir. İnsanlığın yeryüzü macerasına eşit olmuş binlerce değerimiz ve binlerce hikayemiz var. Eğer Diyarbakır kentimizin maddi ve manevi değerlerini doğru bir iletişimle insanlığın istifadesine sunmuş olursak görevimizi yapmış oluruz. Aynı zamanda Diyarbakır şehri, Türkiye’de nüfus bakımından 1 milyon 756 bin 330 kişinin yaşadığı bir kent olma özelliği ile Türkiye’de 12’inci sırada yer alarak büyük bir şehir. Bu nüfusun 0-40 yaş arasındaki sayısı, yaklaşık 1 milyon 330 bin 749 kişidir. Bu da genç nüfusun çok büyük olduğunu göstermektedir. Bundan dolayı Diyarbakır’ın genç nüfusu, şehrin vizyonu için büyük bir kazanç olarak görüyorum.” diye belirtti.
“Sorunlarımızı el ele vererek, omuz omuza vererek ve ortak akılla çözeceğiz”
Diyarbakır’daki sorunları ortak akılla çözeceklerini belirten Karaoğlu, “Hayatın doğal parçası olarak ebetteki sorunlarımız da olacaktır. Sorunlarımızı şikâyet ederek ve alt alta sıralayarak ebetteki çözemeyiz. Sorunlarımızı el ele vererek, omuz omuza vererek ve ortak akılla birliğimizi-beraberliğimizi kullanarak sorunlarımızı çözeceğiz. Şahsım adıma söyleyecek olursam benim için mesele Diyarbakır’ı yönetmek değil Diyarbakır’a layık olmaktır. Fiilen bugün göreve başladım. Biliyorum ki her gelecek yakındır. Bundan dolayı bugün Diyarbakır’da göreve başlarken merhaba demek için karşınızdaysam bir gün de elveda demek için karşınızda olacağım. Asıl olan bu süreç içerisinde 12 bin yıldır bu kentte gelip görevini tamamlayanlar gibi biz de giderken kaç Diyarbakırlılar ile dost olabildik diyeceğiz. Yine kaç Diyarbakırlının gönlünü kazandık, Diyarbakır’ın markasına ne kadar katkıda bulunabildik, şehrin kültür değerine neler katabildik, şehirdeki çocuklarla-gençlerle ilgilenebildik, sivil toplumlarla el ele vererek kent için hangi projeleri üretebildik ve hangi sorunlarının çözümünde Diyarbakır’daki taraflarla ortak çözüm ürettik sorularına ayrılırken cevap verebilirsem o zaman görevini yapmış olarak kendimi göreceğim.” şeklinde konuştu.
“Hem benim için hem de Diyarbakır şehri için bugün yeni bir başlangıçtır”
Görev süresi içerisinde her kesimle görüşeceklerini belirten Karaoğlu, “Hem benim için hem de Diyarbakır şehri için bugün yeni bir başlangıçtır. Allah yeniden başlayanlara yardım eder. Rabbim hem Diyarbakır’a hem de şahsıma Diyarbakır Valiliği noktasında yardım etsin. Diyarbakır’da görevim boyunca bütün kesimlerle ve taraftarlarla konuşmaya-dertleşmeye çalışacağım. Önümüzdeki günlerde geçlerimizle, esnafımızla, sanayicimizle, sivil toplumumuzla kısacası herkesle kentin sorunlarını konuşmaya çalışacağız. Pandemi süresince belki elimizdeki teknik ekiplerle bu görüşmeleri yapacağız. Ancak normalleşme ile daha sık ve yüz yüze her kesimle sık görüşeceğiz. Kentin sorunlarını, sıkıntılarını ve dertlerini ortak akılla çözmeye çalışacağız. Bu süreç içerisinde kentin genel sorunlarını sosyal medya ortamında bizlere iletmeye başlayabilirsiniz. Gerek valilik hesaplarından gerekse benim kendi mailimden ulaşıp kentin sorunlarını bizlere iletmeye başlayabilirsiniz.” çağrısında bulundu.
Göreve başladığı için gönderilecek çiçekler yerine çiçeğe harcanan paranın Kızılay hesaplarına bağış olarak yatırılmasını temenni eden Karaoğlu, “Yeni göreve başlayanlara adetten olan çiçek gönderme durumu yaşanıyor. Yeni göreve başlayanın eşi, dostu, akrabası, arkadaşları ve kurum-kuruluşlar çiçek gönderirler. Onun yeni göreve başlamasını kutlamak isterler. Dün bu konu ile ilgili zaten sosyal medyada paylaşım yaptım. Bugün de basın aracılığıyla tekrar duyurmak istiyorum. Diyarbakır Valiliğine göreve başlamadan dolayı bana çiçek gönderecek olanlar çiçek göndermesinler. Çiçeğe ne kadar harcama yapacaklarsa o parayı merhamet çınarımız olan Kızılay’ın hesabına bağışta bulunsunlar. Bu şekilde güzel bir geleneğimizi başka bir güzelliğe dönüştürmüş oluruz. Böylece israfı da engellemiş oluruz.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)