Türkiye’de kene vakalarında bu yıl önceki yıllara oranla 5-6 kat artış var. Üstelik vakalar her zamankinden erken görülmeye başlandı.
Milliyet gazetesinden Aykut Yılmaz'ın haberine göre, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, Covid-19 yoğunlaşmasından dolayı bu yıl kene popülasyonlarında ve KKKA hastalarında artma görüldüğünü belirtirken, 11 ülkeden 13 merkezde aşı çalışmalarının yürütüldüğünü, aşının eylül sonunda insanlarda denenmeye başlayacağını açıkladı.
YÜZDE 80’İ BULUYOR
Dünya genelinde 30’dan fazla ülkede görülen ve kene ile temas sonucu ortaya çıkan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Türkiye’de İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşıyor. Diğer ülkelerde hastalığa yakalananların ortalama dörtte biri hayatını kaybediyor. Bazı ülkelerde bu oran yüzde 80’lere kadar çıkıyor. Türkiye’de ise, uygulanan tedbirler, sürveyans sistemi ve etkin tedavi yaklaşımıyla ölüm oranı yüzde 4’lerde seyrediyor. Bu yıl 10 Haziran itibarıyla Türkiye genelinde KKKA vaka sayısı 480 olarak kayıtlara geçerken 15 kişi ise hayatını kaybetti.
VAKA SAYILARINDA ARTIŞ
Sivas’ta bulunan Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, normalde nisan sonu itibarıyla görülen, kene vakalarını bu yıl daha erken görmeye başladıklarını belirtti. İlk vakaların mart ortalarında gelmeye başladığını belirten Çetin, ayrıca vaka sayısında artış olduğunu kaydetti. Çetin şunları söyledi:
“Geçen senekilerin 5-6 kat daha fazla vaka ile karşı karşıyayız. Vakaların 106 tanesi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi oldu. Bunların yüzde 40’ından fazlası da çevre illerden Yozgat’tan Çorum’dan, Amasya’dan Bayburt’tan gelen hastalar. Normalde KKKA ile mücadelenin en temel yolu kene popülasyonun azaltılması. Bu da özellikle ilaçlamalar yapmak suretiyle oluyor. Bir tane kene 10 bine yakın yumurta bırakıyor. Bunların yüzde 30’u ancak canlı kalabiliyor. Karıncalar bunları yiyorlar.
Kene ile mücadelede doğal mücadelemiz var. Keklik gibi, tavuk gibi, bazı kuş çeşitleri. Bunlar tabiattaki düşmanları olmasından dolayı kene popülasyonunu azaltıyor. Özellikle ikinci mücadele şeklimiz yayılımdan gelen hayvanların ilaçlanması, ahırların, hayvanların toplu bulunduğu alanların ilaçlanması. Bu sene kene ile mücadelenin hayvanlarla ilgili kısmını Tarım ve Orman Bakanlığı yapıyor. Kovid-19 yoğunlaşmasından dolayı bu sene biraz gözden kaçmasından kene popülasyonlarında ve KKKA hastalarında artma görüyoruz.”
AŞI EYLÜL AYINDA İNSANDA DENENECEK
Prof. Dr. İlhan Çetin, KKKA vakalarına karşı aşı çalışmasında olumlu sonuçlar elde edildiğini belirtti. Aşının eylül sonu itibarıyla insanlarda denenmeye başlayacağını kaydeden Çetin, “Eğer sonuçlar olumlu olursa da yıl sonunda kullanılabilecek” dedi.
BAKANLIKTAN AŞI ÇALIŞMALARINA DESTEK
Tüm dünyada KKKA’ya karşı devam eden aşı çalışmaları var. KKKA’ya karşı inaktif (Virüs ya da bakterinin tamamı/bir kısmı kullanılarak hazırlanan aşı) bir aşı Bulgaristan’da kullanılmış olmasına rağmen etkinliği ve emniyeti tartışma konusu. Türkiye’de de bir aşı çalışması yürütülüyor.
Sağlık Bakanlığı, KKKA’nın görülme sıklığının arttığı dönemlerde hasta sevklerinde sorun yaşanmaması ve belirli hastanelerde yığılmaların önlenmesi için bölge merkezleri oluşturdu ve laboratuvar altyapısını güçlendirdi. Ankara, Samsun ve Erzurum’da KKKA referans laboratuvarlar yer alıyor. Bakanlık ayrıca, kene tutunmasıyla gelen kişiler için yaklaşım ve vaka yönetim algoritmaları hazırladı. Bakanlık, aşı gibi koruyucu uygulamaların geliştirilmesini de destekliyor.
KENEDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ NELER?
Özellikle yaz ve sonbaharda görülen KKKA hastalığı kene tutunması veya keneyle temas sonucunda bulaşabilen bir enfeksiyon hastalığı. Hastalık, virüs taşıyan hayvanların ve hasta kişilerin kan ve vücut sıvılarıyla korunmasız temas sonucunda da insanlara bulaşabiliyor. Hastalık kontrolünde kişisel korunma önlemleri büyük önem taşıyor. Sağlık Bakanlığı, KKKA’dan korunmak için şu kurallara dikkat edilmesini vurguluyor:
- Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli.
- Pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı.
- Kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmeli.
- Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde vücutta kene olup olmadığı kontrol etmeli.
- Kene yapışmışsa hiç vakit kaybetmeden, çıplak elle dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven vb.) çıkarmalı.
- Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en kısa sürede en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı.
- Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak elle temas edilmemeli.
- Kenenin üzerine asla sigara söndürmemeli, kolonya, gaz yağı dökülmemeli.
PERİYODİK İLAÇLAMA
Artan KKKA vakalarına karşı Tarım ve Orman Bakanlığı da harekete geçti. 2020 KKKA strajesini belirleyen bakanlık, bu çerçevede sahadaki tüm personeline eğitim toplantılarıyla mücadelenin detaylarını ve kişisel korunma önlemlerini anlatacak. Hastalığın yaygın olduğu alanlarda çiftlik hayvanlarının, kene kaynağı yabani hayvanlardan uzak tutulması için yetiştiriciler uyarılacak. Kenelere karşı ekim ayına kadar periyodik olarak hayvanlar, hayvanların bulunduğu alanlar ilaçlanacak. Riskli 21 ilde 6 milyon 523 bin 320 baş hayvana, 4 milyon TL bütçe ile 222 bin 907 litre harici ektoparaziter kene ilacı uygulanacak.
TOKAT’TA 11 KİŞİ TEDAVİ EDİLİYOR
Tokat’ta, 11 kişi KKKA hastalığı şüphesi ile Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nde tedavi ediliyor. Alınan bilgiye göre, üniversitenin Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezine, nisan ayının sonlarından itibaren KKKA hastalığı şüphesiyle 48 kişi başvurdu.
Bunlardan bazıları ayakta tedavi edilip evine gönderilirken, çoğunluğu ise yatarak tedavi gördü. KKKA şüphesiyle 11 kişinin tedavisi sürerken, kentte bu yıl şimdiye kadar KKKA hastalığı şüphesiyle 1 kişi hayatını kaybetti. -TOKAT AA
KKKA NEDİR?
KKKA, keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığı.