Mısır’da ilk defa baskı altında olmadan 2012 yılında yapılan seçim sonrasında oyların büyük çoğunluğunu alarak Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi’nin şehadetinin ardından bir yıl geçti. 2013 yılında yapılan darbe sonrasında tutuklanan binlerce İhvan üyesi gibi kendisi de tutuklanıp tek kişilik hücreye atılan Mursi, geçirdiği rahatsızlığa rağmen yeteri kadar tedavi edilmedi. Cezaevinde uzun süre hastalıkla mücadele eden ve darbecilere hiçbir zaman boyun eğmeyip dik duran Mursi, 17 Haziran 2019’da şehadete kavuştu.

Muhammed Mursi, şehadetinin birinci yıl dönümü münasebetiyle İhvan üyeleri tarafından, İstanbul Saraçhane Parkı’nda düzenlenen programla anıldı.

Çok sayıda vatandaşın sosyal mesafe kuralına riayet ederek katılım sağladığı anma etkinliğinde İhvan-ı Müslimin Cemaati Resmi Basın Sözcüsü Talat Fehmi, Mısırlı Parlamenterler Birliği Başkanı Dr. Muhammed El Fıtrı, Darbe Karşıtı Ulusal Koalisyon üyesi Atiye Adlan, Türkiye İslam Âlemi İlişkileri Merkezi Başkanı Ziad Boumakhla ve UMAD Başkanı Abdulvahap Ekinci gibi birçok önemli isim Muhammed Mursi ve Mısır devrimi ile ilgili konuşmalar yaptı.

Etkinlikte bir konuşma yapan İhvan-ı Müslimin Cemaati Resmi Basın Sözcüsü Talat Fehmi, Muhammed Mursi’yi rahmet ve minnetle anarak konuşmasına başladı.

“Muhammed Mursi Mısır’ı kendi haline bırakmadan dış siyasete yöneldi”

Fehmi, “Allah şehidimiz Dr. Muhammed Mursi’ye rahmet etsin. Onun misyonu başarısızlığa uğramadı ve uğramayacak. Darbeci sisi’nin de dediği gibi, ‘biz onu çıkardık çünkü Mısır’ın kimliğini değiştirmeye çalıştı. Eğer o başarısız olsaydı biz onu işi bitene kadar kendi haline bırakırdık.’ İşte gerçek budur. O Mısır için özgürlük, izzet ve onur istiyordu. Mısır’ı tek başına ve kendi haline bir devlet olmaktan çıkararak dış siyasete yöneldi. Rusya, Hindistan, Çin, Pakistan, İran, Türkiye ve Brezilya’ya siyasi ziyaretler gerçekleştirdi. Arap âleminde ise, ilk olarak Suudi Arabistan’a ziyaret gerçekleştirdi. Mısır’ın stratejik ve milli güvenliği konusunda Sudan, Libya ve Filistin tehlikesini idrak etmişti. Onlarla ve onların meseleleriyle kaynaştı. Savaşların arkasındaki gizli elin Siyonistler olduğunu idrak etmiş ve İslam ülkelerinde yerlerinin olmadığını ifade etmişti.” diye konuştu.

Muhammed Mursi’nin, ülkenin güvenliği ve halkın bağımsızlığı için kendi gıdasına, ilacına, silahına sahip olması gerektiğini vurguladığını belirten Fehmi, bu yüzden savaş sanayisini kalkındırmaya çalıştığını, tarıma önem vererek çiftçinin buğdayını satmasına imkân oluşturup, çiftçiye değer verdiğini söyledi.

“Mursi toplumun sorunlarını görüp ona göre adımlar atmaya başlamıştı”

Çözüme giden yolun bilim ve araştırmada olduğunu idrak ederek öğretmenlerin ve eğitim kurumlarında çalışanların maaşlarına zam yaptığını hatırlatan Fehmi, şunları kaydetti:

“Muhammed Mursi, Mısır’ın kalkınması için var gücüyle işe koyuldu. Mısır’dan dünyaya açılarak dünyadaki fabrikaları Mısır’a getirdi. Sina Yarımadası’nın kıymetini idrak etti. Ona ve halkına kıymet vererek onları onurlandırdı. Cumhuriyet köşküne girerken, Sina Yarımadası’nın önemine vurgu yaptı. Mısır’ın incisi ama Siyonistlerin açgözlülüğü için bazıları onu yakıp yıktığını söyledi. Toplumda kadını bekleyen tehlikeleri idrak etti. Onlara kıymet verdi. Ev hanımlarına evlerinde kalmaları ve temmuz ayından itibaren kişi başına 700 cüneyh maaş bağlanacağını söylemişti. Ama ona bu ayda darbe yaptılar. O hiçbir gazeteciyi görüşünden dolayı hapsetmedi. Hapis yatan gazeteciler için genel af çıkardı. ‘Benim dönemimde bir gazeteci hapis olarak yatsın, benim uykum gelmez.’ derdi. İnsanlar onun döneminde rahatça protestolarını yapabiliyordu. İnsanlar onun kıymetini anladı.”

“Mısır kesinlikle ölmeyecek ve devrimimiz yok olamayacak”

Darbecilere seslenen Fehmi, “Ona darbe yapan ve ona cephe açan herkse söylüyoruz, ona karşı size vaat edilen şeyleri gerçekten alabildiniz mi? Yoksa yaptığınızın bir yıkım olduğunu Mısır’ı kurtarmak olmadığını gördünüz mü? Darbeci Hafter’e destek vererek tüm Mısırlılar tehlike içerisine alındı. Tiran ve Sanafir adalarını sattınız. İşte şimdi ey Mısırlılar! Hastalık belinizi bükmüş ve açlık sizi öldürüyor. Korku evlerinize kadar girmiş. Başkanınızın misyonuna baktığımızda siz bunun neresindesiniz? Başkanını devirmek için sokaklara dökülenler, yaptıkları şeyin tehlikesini fark etmedi mi? Buradan Necla Hanıma diyoruz ki sen bizim başımızın tacısın. Ahmet’e, Şeyma’ya, Usame’ye ve Ömer’e siz daima kalbimizde yaşayacaksınız diyoruz. En iyi eş, kız ve evlatlardınız. Şehid Muhammed Mursi’yi ve Şehid Abdullah’ı sundunuz. Sizin rızkınıza ve evlerinize savaş açtılar. Ama siz yılmadınız. Biz diyoruz ki bizim yolumuz bu yönde, bu mücadelede ve bu çalışmada ilerliyor. Vazgeçmeyecek ve asla susmayacağız. Yolumuzda ilerlemeye devam edeceğiz. Dünyaya mesajımız, Mısır kesinlikle ölmeyecek ve devrimimiz yok olamayacak. Tutuklularımıza diyoruz ki bizler sizinleyiz. Sizden vazgeçmeyeceğiz. Tüm özgür ve şerefli insanlara diyoruz ki bizler yolumuza devam ediyoruz.” seslenişinde bulundu.

Mısırlı Parlamenterler Birliği Başkanı Dr. Muhammed El Fıtrı ise, Muhammed Mursi’nin idareciliğine ve ahlakına değinerek Mursi’nin hayalinin bir gün mutlaka gerçekleşeceğini belirtti.

El Fıtrı, Muhammed Mursi hakkında şunları söyledi:

“Eşi benzeri olmayan bir başkan. Bizi, benzeri zor görülen bir başkan yönetti. Adalet, güzel ahlak, din, istikamet, ilim ve güç sahibi bir adam. Bir hayal olan şeyi Allah bize nasip etmişti. Halkın iradesiyle Mısır’ı yönetmeye gelmişti. Halkın özgür bir hayat sloganlarına icabeten geldi. Bu özgürlük hayali ölmedi ve sadece bir rüyadan ibaret de olmadı. Bu bir gün gerçekleşecek bir hayaldir. Halkın iradesiyle geldi ve kimseye zulüm etmedi.  Kimsenin kalemini kırmadı. Hiç bir adadan vazgeçmedi. Toprağını satmadı ve Nil Nehri’nden vazgeçmedi. Hiçbir partiyi ayırmadı. Biliyordu ki onu seçen halk ondan adil olmasını istiyordu. Mursi’ nin fotoğrafına bakarken, onun gözlerinin içine bakamıyorum. Ona karşı utanıyorum. Sen vatanın uğruna şehit olmuşken, bizim hayatta olmamız bizi sana karşı utandırıyor.”

“Muhammed Mursi haricinde hiç kimse Mısır halkını tamamıyla temsil etmiyordu”

Muhammed Mursi’nin, Mısır’ın seçilmiş tek Cumhurbaşkanı olduğunu ve Arap Baharı devriminin Cumhurbaşkanı olduğunu söyleyen Darbe Karşıtı Ulusal Koalisyon Üyesi Atiye Adlan,O Siyonistlerin önündeki engeldi. Bunlar herkes tarafından bilinen gerçeklerdi. O tüm Mısır halkının Cumhurbaşkanıydı. Ondan önceki yöneticilerin hepsi baltacıydı. Onun zamanına kadar hiçbir yönetici Mısır halkını tamamıyla temsil etmiyordu. Neden darbe gerçekleştiğini öğrenmek için Şehid Mursi’nin başa geldikten sonra neler yaptığına bakabiliriz.” dedi.

“Mursi’nin anlayış, Allah’ın izni ile idarede, siyaset ve davet alanında hâkim olacaktır”

Adlan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün Mısır’a baktığımız zaman gazı, toprağı, petrolü, insanları ve hatta insanların onurları birkaç yıl içerisinde satılmıştır. Allah’ın izniyle bu yıl yeryüzündeki tüm mustazaflar için ilham kaynağı olacaktır. Bugün insanlık tüm dünyada zor bir imtihandan geçmektedir. Batı menfaatçi davranışı gören insanlık, onlara artık dur diyecektir. Bununla birlikte insanlık yeryüzüne hakkı ve adaleti hâkim kılacaktır. Ey şehid Mursi! Sen bugünlerin ilham kaynağısın. Onlar Muhammed Mursi hakkında her şeyi gizlemeye çalıştılar ama Allah buna izin vermedi. Göreceksiniz Muhammed Mursi’nin ismi kıyamete kadar zikredilecek ama ona bu zulmü reva görenler yeryüzünde silinecektir. Muhammed Mursi’nin anlayış, Allah’ın izni ile idarede, siyaset ve davet alanında hâkim olacaktır. Bugün burada toplanan kalabalık, yükseltilen bu pankartlar, Allah’ın izni ile tüm dünyanın meydanlarında yükselecek ve özgürlük nişaneleri olacaktır.”

“Mursi, tüm insanlığa ilham kaynağı olacaktır”

Muhammed Mursi’nin davasına sahip çıkılması gerektiğini belirten Adlan, konuşmasını şu şekilde noktaladı: “Allah’tan niyazımız Mursi’nin katledilmesinde parmağı olan herkesten hakkını almasıdır. Allah sisi ve avanelerini kahretsin. Bu aziz ve büyük lidere yapılan suikastta kimin parmağı varsa Allah hepsini kahretsin. Bu büyük ve kutlu davaya sahip çıkmalıyız. Bu dava tüm ümmetin davasıdır. Çünkü Mursi ümmetin istişaresi sonucu ortaya çıkan sembol biridir. Onun esareti döneminde dünyanın dört bir yanından Müslümanlar her gün arar onun durumu hakkında bilgili isterlerdi. Allah’ın izni ile bu şahıs tüm insanlığa ilham kaynağı olacaktır.”

“Allah’ın izni ile yakın zamanda Mısır ve Suriye’de de bu zulümler son bulacak”

Suriyeli Mülhim Ed Derubi ise, Muhammed Mursi’nin, dün Suriye devriminin yardımcısı bugün ise, şehidi olduğunu vurguladı.

  Ed Derubi,Mısır ve Tunus’ta devrimler başarılı olduktan sonra, Suriye devrimi de başladı. Sonrasında zalim Beşar Esad’ın zulmünden kaçan kadın ve çocuklardan oluşan birçok sivil Suriye’den çıkmak zorunda kaldı. Mısır o zaman binlerce Suriyeliye sahip çıktı. Bu Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi döneminde oldu. Muhammed Mursi sadece bu kadarıyla yetinmeyip, Suriye devriminin başarıyla sonuçlanmasını için elinden gelen her şeyi yapmaya çalıştı. Bir elinde Mısır bayrağı, diğer elinde Suriye bayrağını kaldırırken, düşmanlar anladı ki bu lider önlerinde duracak bir engeldir. Bu yüzden onun Mısır Cumhurbaşkanlığından alınması için komplolar hazırlamaya başladılar. Darbeden hemen sonra, Suriye ve Mısır’ın düştüğü durumu görüyoruz. Bir tarafta dünyanın bugüne kadar görmediği büyük bir yıkım, diğer tarafta ise, fakir Mısır halkının zenginliklerinin başkalarına peşkeş çekilmesi. Ama elhamdülillah bu darbeyi Türkiye’de yapamadılar. Allah’ın izni ile yakın zamanda Mısır ve Suriye’de de bu zulümler son bulacak.” temennisinde bulundu.

“Kendi ülkelerimizde özgürlüğü geri getirmek için elimizden gelen tüm çabayı sarf etmeliyiz”

Mısır’da devrim başlamayana kadar Tunus devriminin de yetim olduğunu ve orada başlayan devrimle Tunus devriminin başarıya ulaştığını hatırlatarak konuşmasına başlayan Türkiye İslam Âlemi İlişkileri Merkezi Başkanı Ziad Boumakhla, “Buradan Mısır zindanlarında kararlılıklarını sürdürenleredir. Allah’ın izni ile özgürlük duyguları o pranga ve zincirlerinizi kıracaktır. Evet, sizin bu kararlılığınız bilinen ve bilinmeyen zulümlerin sonunu getirecektir. Çünkü Mısır’ın şanlı tarihi bizlere bu göstermektedir. Değerli kardeşlerim, özgürlük yolculuğu uzun bir yolculuktur. Esaret altındaki vatan topraklarını özgürleştirmek uzun soluklu ve uğrunda bedeller ödenmesi gereken bir yoldur. Maalesef bizler bugün İslam ve Arap topraklarında yani kendi topraklarımızda özgürlüğü arama peşine düşmüşüz. Bugün dünya ülkeleri kendi halklarına en iyi şekilde nasıl yardımcı olmaları gerektiğinin peşine düşmüşken, bizler kendi topraklarımızda özgürlük aramaktayız. Bunca şeye rağmen bizler yine de kendi ülkelerimizde özgürlüğü geri getirmek için elimizden gelen tüm çabayı sarf etmeliyiz.” dedi.

Muhammed Mursi, Mısır’ın belli siyasi partilerinin savunması gereken bir şahıstan öte tüm dünya özgürlerinin savunması gereken bir şahıs olduğunu vurgulayan Boumakhla,  Muhammed Mursi’ nin, fikri ve anlayışının Allah’ın izni ile tüm topraklarda var olacağını, Mısır’da olduğu gibi attığı tohumunun şu anda Tunus’ta da yeşerdiğini, fikir ve davasının tüm dünyaya yayılacağını ifade etti.

“Muhammed Mursi ümmetin şehididir”

Muhammed Mursi sadece Mısır’ın değil, tüm İslam ümmetinin sahiplenmesi gereken bir şahsiyet olduğunu söyleyen Uluslararası Müslüman Âlimler Derneği (UMAD) Başkanı Abdulvahap Ekinci, “Çünkü kendisi hayattayken, ‘Gayemiz Allah, önderimiz Resulullah, anayasamız Kur'an, yolumuz Cihad, en büyük arzumuz Allah yolunda şehid olmaktır.’ diyen bir şahıstır. Kendisi zaten şehadet sebebini daha hayattayken bize söylemişti. O yalnız Mısır’ın değil, aynı zamanda Mescid-i Aksa ve Filistin şehididir. Çünkü onu şehid edenler Siyonistlerin uşaklarıydılar. Bu büyük insanı şehid etmek için plan ve projeler yürütenler, Siyonistlerdi. İslam hilafetini yıkan ve Kudüs topraklarını satmayan Sultan Abdülhamid’i şehid edenlerde bunlardır. Çünkü bunlar Muhammed Mursi’nin en kısa zamanda onları mukaddes topraklardan temizleyeceğini biliyorlardı. Bu yüzden o ümmetin şehididir. Ona şehid diyoruz çünkü onun tek gayesi Allah rızasıydı.” diye konuştu.

Gelecek İslam’ın ve Müslümanların olacaktır”

Şehitlerin kanlarına sahip çıkmanın tüm Müslümanların sorumluğu olduğunu hatırlatan Ekinci, son olarak şu ifadelere yer verdi:

“Neslimizi, çocuklarımızı, torunlarımızı ve toplumumuzu bu yönde bilinçlendirmek en büyük vazifemizdir. Arkadaşlar, şehadet bizleri hedeflerimize ulaştırmanın yoludur. Başta sisi olmak üzere, yeryüzündeki tüm diktatörler bilsin ki onların devri bitmiştir. Bizler Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in bize duyurduğu müjdeye yaklaşmış bulunmaktayız. Birincisi nübüvvet dönemi, ikincisi hilafet dönemi, üçüncüsü saltanat dönemi, dördüncüsü diktatör ve ceberutların dönemi ve beşincisi İslam ve Müslümanların dönemidir. Biz bu beşinci dönemin başındayız. Evet, Muhammed Mursi verdiği sözde durdu ve Allah yolunda canını feda etti. Ey kardeşler! Size müjdeler olsun ki gelecek İslam’ın ve Müslümanların olacaktır. Gelecek barış dolu günler olacaktır. Gelecek günler bu zalimlerden uzak olacaktır.” (İLKHA)