AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çelik, MYK toplantısında Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu konularında yapılacak değişikliklerin de değerlendirildiğini ifade etti.

Bingöl’de dün meydana gelen depremden dolayı büyük bir üzüntü yaşandığını bildiren Çelik, hayatını kaybeden korucuya Allah’tan rahmet, yaralılara şifalar diledi.

Pençe-Kartal Operasyonu

TSK’nın Irak’ın kuzeyinde PKK’lilerin üs olarak kullandığı yerlerin imhasına yönelik Pençe-Kartal Operasyonu başlattığını hatırlatan Çelik, şunları söyledi:

“Son zamanlarda terör örgütünün üyelerinin bazı karakollara, sınır bölgemize tacizleri görülmektedir. Bu sebeple Pençe-Kartal Operasyonu dün gece itibarıyla başladı. Teröristlerin üs olarak kullandıkları yerlerin tamamı son derece başarılı bir şekilde imha edildi. Karakollarımıza, üslerimize yaptıkları saldırılarda kullandıkları barınaklar bu şekilde imha edilmiştir. Şunu bir kere daha ifade etmek isterim ki insanımıza, vatandaşımıza, ülkemize ve tüm insanlığa düşman terör örgütü ve terör örgütleriyle bu mücadelemiz kararlı bir şekilde ve güçlenerek devam edecektir.”

“En büyük düşmanımız rehavettir”

Salgın sonrası normalleşme ile ilgili adımların yakından takip edildiğini belirten Çelik, “Bir kere daha ifade etmek isterim ki en büyük düşmanımız rehavettir. Maske, mesafe ve temizlik konusundaki hassasiyetimizi devam etmesi gerekiyor. Normalleşmenin devam etmesi, normalleşmenin daha da normale geçmesi için maske, mesafe ve temizlik üçgenine ne kadar riayet edersek elimiz o kadar güçlü olur. Dolayısıyla bu meseleyi tedbirli bir normalleşme olarak almak lazım. Rakamları yakından takip ediyoruz ama maske, mesafe ve temizlik konusunda hassas olunmazsa sonuç olarak gelinen noktanın birtakım rakamların artışına yol açtığını görüyoruz. Bu da son derece üzüntü verici bir durumdur. Şu önemli bir şeydir rehavet düşmanımızdır. Rehavetten ne kadar uzak durursak, tedbirler konusunda ne kadar titiz olursak normalleşme o kadar güçlü olacak. Rehavet ve normalleşmeyin yan yana yürümesi mümkün değil. Tabii bütün dünya normalleşmeye geçtikçe bu meseleleri daha güçlü bir şekilde tartışıyoruz.” dedi.

“Irkçılığa ne kadar karşıysak, yağmacılığa da şiddete de o kadar karşıyız”

Pandemi sonrasında dünyanın bir sarsıntı geçirdiğinin görüldüğünü anımsatan Çelik, “Her kriz sonrasında dolaylı ve dolaysız bir takım siyasi sonuçlar ortaya çıkar. İlk ortaya çıkan siyasi sonuç, küresel düzeyde Amerika Birleşik Devletleri'nde ırkçılığa karşı başlayan gösterilerdir. Daha önce de ifade ettim, ırkçılığa ne kadar karşıysak, yağmacılığa da şiddete de o kadar karşıyız. Bu yeni normal düzene geçilmesi için siyasetin de çeşitli konularda kendini rehabilite etmesi gerekiyor. Bu meselelerin güçlü bir şekilde tartışılması gerekiyor. Irkçılık, İslam düşmanlığı, antisemitizm ve göçmen düşmanlığı bu karşılaştığımız krizlerle doğrudan bağlantılı meseleler olarak önümüze geliyor.” diye konuştu.

ABD’deki protestolar

ABD’deki protestolara da değinen Çelik, “Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan protestoların sadece Amerika Birleşik Devletleri ile sınırlı kalmadığı, bunun dünyanın her tarafında etkisinin olduğunu görüyoruz. Enteresandır dünyanın her tarafında bu ırkçı kimlikli kişilerin köle tacirlerinin heykelleri yakılırken bir tek Fransa'dan 'Biz bu değerlerimizi de koruyacağız. Fransa tarihini tam olarak koruyacağız.' gibisinden maalesef bu meselenin tam kavranmadığını gösteren açıklamalar geldi. İnsanın biyolojik güvenliği kadar insanın haysiyetinin kimliğinin güvenliği birbirini tamamlayan şeylerdir. Irkçılığın, İslamofobia'nın, antisemitizmin bütün bu nefret suçlarının, insan hayatını tehdit eden virüsler, bakteriler ve genetik saldırılarına aynı düzeyde ele alınması gerekir.”

Libya meselesi

Libya'da yaşananlara ilişkin, Çelik, "Türkiye, Serrac hükümetinin ve Libyalı kardeşlerimizin yanındadır. Askeri destekten diğer alanlara kadar tüm destekler Cumhurbaşkanımızın talimatı ile verilecektir." diye konuştu.

Ayasofya Camisi tartışmaları

Çelik, “Ayasofya ile ilgili hassasiyet tartışılırken Sultanahmet de müze olsun diye bir anlayış ortaya çıktı. Acaba partilerinden bir açıklama gelir mi, düzeltirler mi diye bekledik. Bu konularda CHP sabıkalı bir parti… Tam diyorsunuz ki, biraz daha demokratik dil ortaya çıktı. İçlerinden bir Bekçi Murtaza çıkıyor. CHP'nin Ayasofya dili Türkiye içindeki ayrımcı dildir. Bugüne kadar ki en İslamofobik açıklamadır. Sultanahmet Camisi'ni müze yapalım gibi bir yaklaşım, şimdiye kadar gördüğümüz en İslamofobik yaklaşımdır. Milletin talebiyle hukuk içinde hareket ediyoruz. Bu sorun hakkaniyet içinde çözülmelidir.” dedi. (İLKHA)