Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'nün Ankara'da bulunan anti serum üretim laboratuvarında 10 kişilik personel ve 4 veteriner çalışıyor ve 1950 yılından bu yana anti serum çalışmaları yapılıyor.
Şanlıurfa ve Diyarbakır'dan toplanarak getirilen canlı akreplerden, laboratuvarda uygun yaşam koşulları sağlanarak, elektrikli uyarımlar uygulanıp, venomlar elde ediliyor.

Venomlar, aşıya dönüştürülüp, porsiyonlandıktan sonra Polatlı ilçesindeki işletmede atlara zarar vermeyecek şekilde uygulanıyor.
 Daha sonra atlardan bu venomlara karşı oluşmuş koruyucu antikorlar toplanıp, saflaştırılıyor.
Üretilen anti serumlar, kalite kontrol testlerinin yapılmasının ardından akrep zehirlenmelerine karşı insanlarda kullanılması için Sağlık Bakanlığı'na teslim ediliyor.
Veteriner Mehmet Ali Kanat, akrepleri ayda bir adet çekirge vererek, beslediklerini söyledi.

Kanat, "Yaklaşık 20 yıldır burada olan ve bize zehir veren akrebimiz var. Uzun süre burada yaşıyorlar; ama bazılarının geldiği andaki durumunu bilemediğimiz için daha erken ölümler olabiliyor veya uzun yıllar yaşayıp doğal olarak ölenler de oluyor.
Akreplerimiz öldükçe biz Şanlıurfa ve Diyarbakır bölgesindeki akreplerden ihale ile alıma çıkıyoruz ve o bölgeden toplatıp tekrardan sayımızı 400 civarında muhafaza ediyoruz.
Yılda 10 bin doz akrep panzehri üretiyoruz. Yaklaşık 2 bin doz yılan panzehri üretiyoruz. 3 bin doz difteri antitoksik serum üretiyoruz. 5 bin dozda tetanoz antitoksik serum üretiyoruz.

Kuduz çalışmaları yeni başladı. Kuduzda da hedefimiz 150 bin civarında kuduz anti serumu üretmek" diye konuştu.

 Yılanlarla ilgili anti serum üretiminin 2019 yılında başladığını belirten veteriner Kanat, 'Anadolu engereği', 'koca engerek' ve 'boynuzlu engerek' gibi en zehirli engerek türlerine karşı anti serum ürettiklerini kaydetti.
Gelecek yıllarda buna diğer endemik türler olan 'radde' ve 'berus' türlerini de eklemek istediklerini belirten Kanat, "Aynı zamanda Avrupa'daki engerek türlerini de eklemek istiyoruz ve koruyuculuğunun dana geniş olması için çalışmalar yapıyoruz" dedi.

Akrep soktuktan sonra yapılacak tedavilerin başında anti serum uygulaması geldiğini aktaran Kanat, "Çünkü başka türlü bunu tedavi edemezsiniz. Yılan ısırmalarında, sokmalarında da yine bu panzehri uygulamanız gerekiyor. Başka bir tedavi yöntemi yok.

 Önümüzdeki hedeflerden biri, modern standartlarda bir tesisin kurulmasını sağlayarak, uluslararası ruhsatlandırma aşamasından sonra gerek yılan anti serumunu gerek akrep panzehrini uluslararası alanda pazarlanmasını sağlamak istiyoruz. Bizim bu akrep türümüzün çok önemli bir özelliği var. Buna karşı ürettiğimiz anti serum, panzehir gerçekten de dünyadaki birçok akrep türüne karşı koruyucu özelliği olan bir panzehir
 

Yılan panzehrinin de alanı genişletildiği taktirde tüm Avrupa ve Rusya’nın yılan panzehri ihtiyacını karşılayabileceğimizi inanıyorum. Fakat her şeyin başında yatırım ve modern bir tesis gerekiyor" diye konuştu.
Veteriner Mehmet Ali Kanat ayrıca kendisini laboratuvarda bu zamana kadar hiç akrep sokmadığını; fakat teknisyenlerden akrep sokmasına maruz kalan arkadaşları olduğunu belirterek, "Bu tip iş kazaları nadir de olsa oluyor. O arkadaşlarımıza da gerekli anti serum ve tedavi imkanlarını hemen uyguluyoruz" diye konuştu.