Ülkedeki ekonomik krizden önceki yönetimi sorumlu tutan Diyab, "Her şeyi yıkıp gidenlerin arkalarında bıraktıkları enkazları kaldırmaya yönelik girişimlerimiz yetmiyor mu? Sorumsuzca harcadıkları Lübnanlıların mevduatlarını kurtarmak için çalıştığımız yetmiyor mu? Şu anda yaşadığımız büyük mali çöküşe yol açacak kadar ülkeyi borçlandırmaları yetmiyor mu? Hükümet olarak eski siyasi çekişmelere girmek istemiyorduk ancak ülkeyi bugün yaşadığımız felakete ulaştıranların, siyasetlerinin günahını bizlere yüklemelerine kayıtsız kalmayacağız." dedi.
Diyab, ülkede birilerin dolar krizi üzerinden halkı sokağa çekmeye çalıştığını belirterek, bu tür girişimlerle 17 Ekim 2019'da başlayan devrim hareketine darbe vurulmak istendiğini savundu.
Başbakan, "Devlet iflas etmedi. Mali açıklarımız var ancak gençleri ve kaynaklarıyla zengin bir ülkeyiz." diye konuştu.
Ülkeyi ekonomik kriz çıkmazından çıkarmak üzere yönetime geldiklerini dile getiren Diyab, her türlü engellemelere rağmen "değişimin" gerçekleşeceğine dikkati çekti.
Diyab, halkı ve sermayelerini garantiye almak için Lübnan devletini korumaya almaları gerektiğinin altını çizerek, "Lübnanlıları biraz daha sabretmeye davet ediyorum, çünkü yolsuzlukla zorlu bir mücadele veriyoruz ve bunu başarmamız için güçlü bir temel oluşturduk." ifadelerini kullandı.
Lübnan'da perşembe günü başlayan protesto gösterileri üçüncü gününde başkent Beyrut ve diğer bazı kentlerde devam ediyor.
Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan ekonomisinin, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşadığı ifade ediliyor.
Yerel para birimi Lübnan lirası, Merkez Bankası kuru sabit tutsa da karaborsada her geçen gün değer kaybetmeye devam ediyor. Resmi kurda bir ABD doları 1500 Lübnan lirası olmasına rağmen birkaç gün önce karaborsada 6000 lirayı geçmişti. Hükümetin müdahalesiyle dolar yeniden 4500 liraya geriledi.