Ayasofya Camisi’nin yeniden ibadete açılması için toplumun her kesiminden talepler gelmeye devam ediyor.
İstanbul’un işgal yıllarında bile cami olarak kalan Ayasofya’nın, milli mücadeleyi kazanan bir millete kapatılmış olması, bağımsızlığa gölge düşürdüğünü belirten Albeni, Ayasofya’nın bir Peygamber müjdesi olduğunu söyledi.
Albeni, “Ayasofya, Anadolu topraklarının İslamlaşmasının bir sonucu olarak cami olmuştur. İnancımızın ve zaferimizin sembolü olan Ayasofya Camisi’nin müze olarak kalması, fetih ruhunu söndürmek, çağ açıp, çağ kapatan zaferimizi toplumsal hafızadan silmektir. Ayasofya, fetih hakkı, fethin sembolü ve fetih camisidir. Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet Han’ın bu millete emanet ettiği, bir İslam mülkü ve vasiyetidir. Ayasofya, 1453’ten 1934’e kadar İstanbul’umuzun, ulu ve baş camisidir. Ayasofya, Çanakkale’dir, Büyük Taarruz ’dur. Ayasofya, Millet olmanın ve millet olarak kalmanın teminatıdır.” dedi.
“Küresel güçlerin, siyonizm’in ve diğerlerinin bu topraklar üzerinde bir hesaplarının olduğunu artık biliyoruz.” diyen Albeni, şunları kaydetti:
“Ayasofya Camisi, her daim milletimizin gündeminde olmuştur. Bu millet, ihtilallerden ve baskılardan kurtulduktan sonra, seçtiği kişilerden ilk olarak Ayasofya’nın ibadete açılmasını istemiştir. Bugün de yarın da bu talepten asla vazgeçilmeyecektir. Cumhurbaşkanımızın, Ayasofya’nın ibadete açılması yönünde yapmış olduğu açıklamalar, milletimizde büyük bir sevinç meydana getirmiştir. Cumhurbaşkanımızı takdir ve tebrik ediyoruz. Ayasofya’nın ibadete açılması siyasi bir tercih değil, hukuki bir zorunluluktur. O günlerde karar alıcılar, Ayasofya’nın müze kararını, hukuku zorlayarak almışlardır. Neden böyle bir kararın alındığı artık tarihçilerin ilgi alanına girmiştir. Ancak bugün ülkemiz, devlet- millet bütünlüğü için de bölgesinde daha güçlü, dünyada da daha saygın hale gelmiştir.” (İLKHA)