Ayasofya'nın yeniden cami olarak açılmasının gündeme gelmesi üzerine Mısır Fetva Kurumu Facebook'ta, İstanbul'un fethini Osmanlı işgali olarak tanımladı.

Müslüman Alimler Birliği'nden tepki

Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, Mısır Fetva Kurumu'nun İstanbul'un fethini "Osmanlı işgali" olarak nitelendiren açıklamasının kurum için utanç lekesi olduğunu belirtti.

Ali Erbaş'tan Mısır Fetva Kurumu'na tepki

Bir tepki de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'tan geldi.

Mısır Fetva Kurumu'nun İstanbul'un fethini "Osmanlı işgali" olarak nitelendiren paylaşımını kınayan Erbaş, açıklamanın Müslüman inancına ve ahlakına yakışmayan, tarihi gerçeklere, akıl ve vicdana aykırı talihsiz ve çirkin bir paylaşım olduğunu ifade etti.

 Erbaş açıklamanın devamında, "Fetih, İslam düşüncesinde büyük bir ideali ve ahlakı ifade eder. Özgürlük, adalet ve merhamet uğruna yapılan kutlu bir mücadeledir. Sevgili Peygamberimizin Müslümanlara gösterdiği önemli bir ufuktur. Özellikle İstanbul'un fethi, sevgili Peygamberimizin hadis-i şerifinde yer alan bir müjdedir. Bu müjdeye nail olmak için Müslümanlar asr-ı saadetten itibaren pek çok defa İstanbul'u İslam'la buluşturmaya çalışmışlardır. Kutlu fetih ise ümmetin büyük devleti Osmanlı'nın asil hükümdarı Fatih Sultan Mehmed Han'a nasip olmuştur.

Akıl ve vicdan sahibi herkes bilmektedir ki, Müslümanların ve Sultan Fatih'in gayesi İstanbul'u İslam'ın aydınlık ilkeleri, barış, adalet ve merhamet dünyası ile buluşturmaktır. Nitekim fetihten sonra İstanbul, tüm farklı ırk ve inanç topluluklarının birlikte huzur ve barış içinde yaşadığı özgür bir şehir olmuştur. Önemle ifade etmeliyim ki İstanbul halen özgürlük ve birlikte yaşama kültürünün hakim olduğu örnek bir medeniyet merkezidir.

Bu sebeple, Mısır'da devlete bağlı bir kurum olan Daru'l İfta'nın, Peygamber müjdesine mazhar olan İstanbul fethini "işgal" kelimesiyle ifade etmesi; Müslüman inancına ve ahlakına yakışmayan, tarihi gerçeklere, akıl ve vicdana aykırı talihsiz ve çirkin bir paylaşımdır. Başta Ebu Eyyub el Ensari olmak üzere fetih ideali ile yollara düşen nice örnek şahsiyetlere karşı bir vefasızlıktır. Bu söylem, en hafif ifadeyle sığ ve cahilce bir yaklaşım veya İslam medeniyetinin barış ve merhamet dünyasına karşı kötü niyetli ve haince bir bakıştır.

Söz konusu iddianın sahiplerini şiddetle kınıyorum. İlgili devletin yetkililerinden, tarihi hakikatleri tahrif eden, Müslümanların ortak hafızasına, birliğine ve kardeşliğine en büyük zararı veren söz konusu açıklamayı yapanlarla ilgili derhal hukuk ve ahlakın gereğini yerine getirmelerini bekliyorum. Aksi halde yeryüzündeki tüm Müslümanların vicdanında mahküm ve tarihin huzurunda mahcup olacaklarını ifade ediyorum.

Bu vesileyle ilgili ülkede ve dünyanın her yerinde, Müslümanların ortak geçmişi ve beraber geleceği konusunda büyük hassasiyet gösteren kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyor, fitne ve tefrikalara karşı bizi uyanık ve güçlü kılmasını yüce Rabbimizden niyaz ediyorum" dedi.