‘Milletvekili Seçimi Kanunu’ uyarınca, 1983 yılından bugüne kadar milletvekili seçimlerinde uygulanan yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması ve seçime giren tüm partilerin hazine yardımından yararlanması gerektiği belirtiliyor.

Seçime girme yeterliliğini kazanmış bütün partilerin adil şartlarda siyaset geliştirebilme ve toplum ile yüzleşme imkânına sahip olması gerektiğine dikkat çeken HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, “Biz sıfır baraj derken siyaset kurumunun önündeki tüm engellerin kaldırılmasını kast ediyoruz. Alternatifler desteklenmeli ve adil bir rekabet ortamı muhakkak oluşturulmalıdır. Bu durum siyasette tekelleşmenin de önüne geçecek, temsilde adalet sağlanacak ve hiçbir siyasi anlayış veya parti Türkiye’yi kendine mecbur bırakmayacaktır. Türkiye’nin sorunları cumhuriyet kurulduğu dönemde anayasa dahil tüm yasaların dışarıdan ithal edilmesi ve topluma dayatılması ile başlamıştır. Dolayısıyla hiçbir partinin tek başına Türkiye’nin sorunlarını çözebilmesi mümkün değildir.” dedi.

“Siyaset kurumunun sorunları sadece seçim barajı ile sınırlı değildir”

“Siyaset kurumunun sorunları sadece seçim barajı ile sınırlı değildir.” diyen Demir, şunları söyledi:

“Siyasi Partiler Yasası ve diğer mevzuatlar alternatiflerin gelişmesini ve topluma sunulmasını engellemektedir. Toplumun farklılıkları görme, onları değerlendirme, hatta kendisine yakın hissettiği siyasi anlayışı tercih edebilmesinin önü kapatılmaktadır. Adil bir rekabet imkânı yoktur. Siyasi partilere yapılan hazine yardımları ile ilgili mevzuatta da aynı durum vardır. Bu durum, kaçınılmaz bir şekilde siyasette tekelleşmeye neden olmakta ve toplumun kendisine en uygun olanını tercih edebilmesinin önünü kapatmaktadır.”

“Seçime girme yeterliliğini kazanmış bütün partiler adil şartlarda siyaset yapabilmelidir”

Var olan durumun siyasette akamete neden olduğunu dile getiren Demir, “Siyasi ilke ve ideallerinden emin olan hiçbir siyasi anlayış farklılıklardan korkmaz. Seçime girme yeterliliğini kazanmış bütün partiler adil şartlarda siyaset geliştirebilme ve toplum ile yüzleşme imkanına sahip olmalıdır. Bunu sadece yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması olarak anlamak yetersizdir. Hazine yardımı da buna dahildir. Kitle iletişim araçlarının adil bir şekilde partilerin istifadesine açılması ve partilerin hiçbir engel ile karşılaşmadan kendilerini topluma tanıtabilmesinin önünün açılması da dahil edilmelidir. Bu engeller, siyaset kurumunun temel sorunudur. Bu sorun muhakkak çözülmelidir.” diye konuştu.

 

"Hükümetin, temsilde adaleti sağlamak için değişiklik yapması gerekir"

Temsilde adaletin sağlanması için hükümetin değişiklik yapması gerektiğini ifade eden Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Atik Ağdağ, temsilde adaletin sağlanması için sistemin yeniden dizayn edilmesi gerektiğini söyledi.

Ağdağ, "Sayısal anlamda gücü elinde bulunduranların, şartları kendi lehlerine değiştirmek üzere bu mevzuları gündeme getirmelerini doğru bulmuyoruz. Bu anayasa değişiklikleri için de geçerli, siyasi partiler kanunu ile alakalı da geçerlidir. Aslında bu mevzuların geniş ve rahat zamanda tarafların, ilgililerin, bu meseleye kafa yoranların katkılarının alındığı bir zaman diliminde ve ideali bulmak adına bir çalışma olarak yapılması gerekir. Uzun süre gücü elinde bulunduran o gücü kaybetme dönemine girdiğinde gücünü kaybetmeyeceği şekilde yeni düzenlemeler peşine düşüyor." dedi.

"Temsilde adaleti sağlamak için sistemin yeniden dizayn edilmesi gerekir"

Konuşmasının devamında Ağdağ, "Bundan önceki Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde anayasa değişikliği yapıldığında bir sistem değişikliğine gidildi. Artık parlamenter sistem değil bir başkanlık sistemi var. O zaman, bu sisteme göre Siyasi Partiler Kanunu'nun ve Meclis İç Tüzüğü'nün yeniden revize edilmesi gerekir. Bu konuda revize şartlarıyla alakalı yaklaşımlarımızı ortaya koymuştuk. Bunlardan en önemlisi yönetimde istikrardır. Zaten başkanlık geldiği için yüzde 10 barajı artık gereksiz. Burada tamamen temsilde adaleti sağlamak açısından sistemin yeniden dizayn edilmesi gerekir. Barajı tamamen kaldırıp parlamentoda siyasi partilerin aldıkları oya göre yani bir vekili çıkarma oyu yakalamışlarsa o oranda temsil edilmesine imkân tanımak lazımdır." ifadelerini kullandı.

"Asıl adaletsizlik seçim yardımında ortaya çıkıyor"

Siyasi partilerin paralı güçlerin kontrolüne girmemesi için hazine tarafından destek verildiğini belirten Ağdağ, "1970'lerde siyasi partilerin, paralı bir gücün kontrolüne girmesini engellemek için, devlet (hazine) tarafından desteklenmesi kanaatiyle siyasi partilere hazine yardımı kararı alınmış. Bu karar 80 darbesinden sonra da düzeltilmiş. Bu aslında mantık olarak doğrudur. Siyasi partiler ülkeyi yöneteceği için bir parasal gücün kontrolüne girmemelidir. Kendini idame ettirecek bir desteği bulabilmelidir. Hazine yardımının iki boyutu var. Birincisi seçime girerken alınan hazine yardımı (seçim yardımı) ikincisi ise Meclis'e giren partilerin kendilerinin yapacağı hizmetler için yapılan yardım. Bu yardımlar yapılırken oy oranı esas alınmalı, ama yüzde 3 gibi bir engel de konmadan kim ne oy aldıysa hazineden belirlenen yardımı alabilmelidir. Burada da bir adaletsizlik var ama asıl adaletsizlik seçim yardımında ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu. 

 

Gelecek Partili Üstün: “Tüm partilerin katılımıyla yeni siyasi partiler kanunu yapalım”
Seçimlerdeki yüzde 10 barajının kaldırılması gerektiğini belirten Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, “Siyasi partiler kanununu üzerinde yapılan tartışmaların amacı daha iyi bir kanunun çıkarılması için değildir.” dedi.


 Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız‘Parlamenter Sistem’den ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş yapılan Türkiye’de, yeni sistemde temsilde adaletin sağlanamaması nedeniyle seçim barajına yönelik eleştiriler gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, “Öncelikle şunu belirtmem gerekir siyasi partiler demokratik düzenin vazgeçilmez unsurlarıdır. Hem anayasamızda hem de evrensel hukuk sisteminde bu böyledir. Bunu kabul edersek siyasi partilere karşı bakışımız değişecektir. Ayrıca demokratik düzenin sadece siyasi partiler üzerinden yürüyeceğini kabul edersek, yapılacak olan mevzuatların ve siyasi partiler kanununun en iyisini yapmaya çalışırız. Ancak son günlerde siyasi partiler kanununu üzerinde yapılan tartışmaların amacı daha iyi bir kanunun çıkarılması için değildir. Daha çok yeni kurulan partilerin muhtemel bir erken seçime girmesini önlemek adına ortaya atılmış bir argüman olarak durmaktadır.” ifadesini kullandı.   

“Hazır bu tartışmalar başlamışken, meclisin içindeki ve dışındaki tüm partilerin katılımıyla bu kanunlar değiştirilsin”

“Aslında Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra yeni bir siyasi partiler kanunu ve yeni bir seçim kanununa bu ülkenin ihtiyacı olduğu daha da netleşmiştir.” diyen Üstün, şunları söyledi:

“Bu sisteme geçildikten sonra uyum yasaları çıkmadı ve en önemli uyum yasalarından olan siyasi partiler kanunu ve seçim kanunu olduğu gibi durmaktadır. Madem şu an da bir tartışma var o zaman iktidarın yaptığı gibi antidemokratik bir yaklaşım yerine buradan hem ülke için hem siyasi partiler için hayırlı bir sonuç çıkaralım. Nasıl ki anayasalar tartışmayla, uzlaşma ve geniş bir katılımla yapılıyorsa siyasi partiler ve seçim kanunları da aynı yöntemle yapılmalıdır. Gelecek Partisi’nin programında yeni bir siyasi partiler ve seçim kanunu vaadi yer almaktadır. Hazır bu tartışmalar başlamışken meclisin içindeki ve dışındaki tüm partilerin katılımıyla bu kanunlar değiştirilsin.”

“Yüzde 10 barajı kaldırılıp, her partinin mecliste temsil edilebilmesinin önü açılmalıdır”

Siyasi partiler yasasında değiştirilmesi öncelikli olan konu yüzde 10 barajı olduğunu dile getiren Üstün, yüzde 10 barajın şu an için gereksiz olduğunun altını çizdi.

Üstün, “Yüzde 10 barajı şu anda gereksizdir ve yüzde 10 barajının devam ettirilmesi eski sistemin kısmen de olsa ayakta tutulması gayreti olarak anlaşılmaktadır. Bu açıdan yüzde 10 barajı kaldırılıp, her partinin mecliste temsil edilebilmesinin önü açılmalıdır. Eğer sıfırlanmayacaksa dahi makul seviyelere çekilmelidir. Siyasi partiler kanunundaki bir diğer sorun siyasetin finansmanı konusudur. Siyasetin finansmanı şeffaf olmalıdır. Ancak iktidarın bu yönde bir adım atmadığı ortadadır. İktidar partisi hiçbir alanda olmadığı gibi bu alanda da şeffaf değil. Her parti yaptığı harcamaların hesabını şeffaflık içinde vermelidir. Siyasi partiler kanunu ve seçim yasasındaki diğer bir önemli konu da parti kurulma aşaması ve seçimlere katılabilme hakkı. Bu konuda mutlaka bir düzenleme yapılmalı ve süreç kolaylaştırılmalıdır. Son olarak şu an da siyasi partilerin içerisinde farklı bir görüş ifade ettiğinizde kendinizi kapının önünde buluyorsunuz. Dolayısıyla en ufak farklı bir görüş ifade ettiğinizde disipline verildiğiniz bir siyasi partiler düzeni varsa ve şu an ki kanun ve mevzuatlar sizi korumuyorsa parti içi demokrasiyi yeniden düzenleyecek bir değişiklik yapılmalıdır. Buradan şöyle bir çağrı yapıyorum, bütün partilerin katılımı ile çağdaş, demokratik, evrensel değerlere uygun yeni bir siyasi partiler ve seçim kanunu yapalım.” şeklinde konuştu.

 

Yeniden Refah Partili Sakartepe: "Yüzde 10 barajı temsilde adaleti zedelemektedir"
Yüzde 10 barajının kaldırılması gerektiğini dile getiren Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Sakartepe, seçime giren tüm partilere hazine yardımı verilmesi gerektiğini söyledi.


 Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız"Parlamenter Sistem"den "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi"ne geçiş yapılan Türkiye’de, yeni sistemde temsilde adaletin sağlanamaması nedeniyle seçim barajına yönelik eleştiriler gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Sakartepe, "Siyasi partiler kanunu ve seçim kanununun birlikte değerlendirilmesi gerekir. İki kanunda da anti demokratik olan tüm unsurların kanun metninden çıkarılması gerektiği kanaatindeyiz. Anayasada siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili daha önceki referandumda o madde teklif olarak gelmişti ama geçirilememişti. Dolayısıyla siyasi partilerin kapatılmasının biraz daha zorlaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Siyasi partiler milleti temsil etmektedir. Milletin kanaat ve düşüncelerini siyasete yansıtmaktadır." dedi.

"AK Parti ile MHP’nin nasıl bir teklif verdiklerini bilmiyoruz"

Dünyanın hiçbir yerinde olmayan yüzde 10 seçim barajının kaldırılması gerektiğini belirten Sakartepe, "Bu oran temsilde adaleti zedelemektedir. Yüzde 10 barajının tamamen kaldırılması taraftarıyız. Şu anda iktidardaki koalisyon hükümeti olan AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin nasıl bir teklif verdiklerini bilmiyoruz. Muhalefet olarak bizim önerimiz bu antik demokratik uygulama olan yüzde 10 barajının mümkünse kaldırılmasını eğer mümkün değilse mutlaka aşağılara en azından yüzde 5 veya 3’lere çekilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bunun Türkiye demokrasisi açısından bir yara olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

"Millet iradesi suiistimal edilmiştir"

Türkiye’nin siyasi hayatında vicdanları kanatan bazı siyasi etiğe uymayan uygulamaların olduğunu dile getiren Sakartepe, "1977 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti olarak çıktı ama hükümet kurmaya yeterli olamadı. Önce azınlık hükümeti denedi. Güvenoyu alınamadı. Ondan sonra İstanbul’da Güneş Motel Olayı dediğimiz bir vaka Türk siyasi tarihimize geçti. Adalet Partisi’nin 11 tane milletvekili CHP tarafından kendi partilerinden istifa ettirilerek CHP’nin 77’de kurmuş olduğu hükümete destek verdirildi. Bu destek veren 11 milletvekilinin ekseriyeti bu hükümette bakan olarak yer aldı. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyor anayasa, millet bu egemenlik hakkını, seçimlerle seçilecek milletvekillerine devrediyor. Milletin olan egemenlik hakkının ihlali niteliğindeydi. Millet iradesi suiistimal edilmiştir. Günümüzde bir siyasi parti başka bir siyasi partiye ödünç vekil verdi. Seçilme yeterliliğine sahip olmayan bir siyasi parti teşkilatlarını tamamlayamadı ve kanunun aradığı şartları yerine getiremediği için bir başka partiden grup kuracak kadar milletvekili kendi partilerine geçirmek suretiyle seçime girme yeterliliği aldı. Bu işlemler kanuna karşı hiledir." ifadelerini kullandı.

"Şu anda yüzde 3 oy alan siyasi partilere hazine yardımı yapılacağı ifade edilmektedir"

Yeniden Refah Partisi olarak ödünç vekilliğe karşı olduklarını dile getiren Sakartepe, "İnşallah yeni getirilecek taslakta adil bir düzenin olması gerektiği kanaatindeyiz. Şu anda yüzde 3 oy alan siyasi partilere hazine yardımı yapılacağı ifade edilmektedir. Bu hususta hükümete çağrımız daha adil bir teklifin getirilmesi gerektiği kanaatindeyim. İnşallah teklif geldiği vakit yine sizlerle detaylı olarak değerlendiririz. Şu anda endişelerimizi ve tekliflerimizi sunduk, inşallah somut bir teklif geldiğinde yine sizlerle yüz yüze görüşmeyi umut ediyorum." dedi. (İLKHA)