YUSUF CAN – HABER YORU

ABD’deki olayın mağduru ve maktulü olan G. Floyd, son dönemde 41 milyonu bulan işsizler ordusundan bir nefer.

Ölümüne yol açan olaylar zinciri de bir marketten 20$’lık sahte parayla yaptığı alışverişle başlıyor.

Market sahibi şikayetçi olunca yakında bulunan polis müdahale ediyor. Müdahale şekli günlerdir ekranlarda yayınlanıyor.

Bu kısa olayda birkaç şey dikkat çekici.

-20$ sahte parayı Floyd’a kim verdi?

-Floyd’un boğazına basarak onu boğan polis daha önce başka bir işyerinde Floyd ile mesai arkadaşlığı yapmış. Zenci nüfusunun en yoğun olduğu Minnesota’da 4 beyaz polis Floyd’a müdahale ediyor ve olayın kötü oyuncusu, Maktul ile tanışmakta…

-Dünyanın en büyük KALPAZANI olduğu söylenen FED’in (Federal Reserve System/Amerika Merkez Bankası) sadece bu Koronavirüs salgını döneminde trilyon doları bulan karşılıksız parayı bastırdığı biliniyor. Karşılıksız trilyonlarca doları kitabına uydurup sistemde göstermeyi başaran FED’in yaptığı kalpazanlık olmasına rağmen kimse çıkıp onu suçlama cesareti gösteremiyor.

Ama (yine suç olsa da cezası kesinlikle ölüm olmayan) 20$’lık sahte para için Floyd’a bu muamele reva görülüyor. İşte şimdi ABD’de bu zihniyet protesto ediliyor.

Bu protestolar sadece bir siyahinin zulümle öldürülmesi olmaktan çıkıp ABD’deki adaletin eleştirilmesi ve dahası SİSTEM’in sorgulanmasıdır.

ABD için de asıl tehlike o zaman başlıyor olacak.

Çünkü ABD halkının yarıya yakını bu sistemi sorgulayacak kıvamda görünüyor.

Daha önce ABD’deki tehlikeli silah satışlarının ve gün be gün artan silahlanmanın önümüzdeki günlerde toplumsal hareketliliğe sebep olabileceğini ve bir adım ötesinin “Eyaletler arasında bölünmenin tartışılması” olacağını defaatle vurgulamıştık.

Şimdi bu sürecin işaret fişeği atılmış sayılır.

Gösterilerin koordinesiz, ideolojisiz ve spontane olduğu bundan dolayı da uzun soluklu olamayacağı öngörülse de bu sadece bir işaret fişeğidir.

Çünkü ABD’nin yaklaşan Kasım seçimleri ve sonrasındaki kaotik süreç, bir de beklenen “İkinci dalga pandemi” ile birlikte ekonomik çıkmaza gireceği bunun da eyaletler arasındaki çekişmeyi artıracağı anlaşılıyor.

-ABD’de tüm fay hatlarını kırarak her gün biraz daha yayılıp ölüm, yaralama, gasp, yağma ve tutuklamalara yol açan olayların Avrupa’da da bazı şeylerin sorgulanmasına yol açması bekleniyor

ABD, Çin’i virüsten dolayı sorumlu tutarken, neredeyse her gün farklı bir coğrafyada Küreselcilerin (Piyon-at-kale-fil…) bir elemanına suikast düzenlerken, dahası tarihi bir seçime hazırlanırken bu olayların tüm hesapları değiştirmesi herhalde sıradan olaylar olarak ele alınamaz!

Ayrıca Trump'ın kameralar önünde İncil ile poz verip Beyaz Saray'dan kiliseye yürüyerek gitmesi de Evangelistlere  "Arkamda durun!" mesajıdır. Olayın rengini Siyahi olmaktan çıkarıp dinsel bir karşıtlıkla izah etmeye çalışması kendisinin hedef olduğunu görmesindendir.

Trump bir yandan Evangelistleri sahaya sürmeye çalışırken diğer yandan da orduya hazır ol komutu vermekte, valilere "Gerekeni yapın yoksa orduyu devreye sokacağım" diyerek ateşi kürüklemekte. 

Kısacası; ABD için, iç savaşa giden olaylar- çatışmalar - krizler- seçim gerginlikleri- ordunun (iç) sahada görülmesi yani kısacası ABD’nin kendi içiyle uğraşma dönemi başlıyor.

ABD’nin de II. Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizlerin sessizce sahneden çekilmesi gibi yerini KÜRESEL DİKTATÖRLÜK denilen DİJİTAL DİKTATÖRLERE yani küçük bir elit grubun yöneteceği YAPAY ZEKA merkezli bir modele terk etmesi bekleniyor!

Ancak tüm bunların beşeri birer hesap olduğunu unutmamak lazım.

Yüce Allah bu dünyayı Firavun ve Nemrut’lar istedikleri gibi yönetsin diye yaratmadı elbet. O’nun da bir hesabı vardır.”

“Hesap görenlerin en hayırlısı da O’dur şüphesiz”