HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, ABD’nin Minnesota eyaletinde polis tarafından gözaltına alınırken öldürülen siyahi George Floyd için düzenlenen protestolara ilişkin yaptığı değerlendirmede, ABD’ye karşı insanlığın ve dünyanın sesinin daha gür çıkması gerektiğini kaydetti.
Sağlam, yaptığı haftalık dış gündem değerlendirmesinde; Tunus’ta darbe girişimi iddiaları ve Libya iç savaşı, Dr. Afiye Sıddıki ve ABD’de polis şiddeti ile işgal rejimiyle normalleşme adımları gibi gündemin öne çıkan başlıklarını masaya yatırdı.
Tunus’ta darbe girişimi iddiaları ve Libya iç savaşı
Tunus’ta darbe girişimi iddialarına dair görüşlerini sunan Sağlam, “Tunus, 2011’de Zeynel Abidin Bin Ali’nin devrilmesinden bu yana siyasi ve toplumsal istikrarını korumayı başarmıştır. Halk iradesine yönelik son müdahale girişimlerinin temelinde BAE’nin Libya politikası vardır. BAE; Libya’da doğal kaynaklardan istifade etmek, askeri ve siyasi hâkimiyetini pekiştirmek için Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti müttefiki olan Tunus yönetimini yönetimden uzaklaştırmak istemektedir. Bu doğrultuda yayınlar yapan BAE basını, toplumsal ayaklanmayı sağlamak için yoğun bir propaganda yapmaktadır. Tunus yönetimi, sivil halkın taleplerini dikkate alarak kargaşanın önüne geçmeli, istikrarın korunmasını sağlamalıdır.” dedi.
Libya iç savaşının uluslararası güçlerin çıkarlarına göre yönlendirildiğine dikkat çeken Sağlam, “2011’den bu yana devam eden ve komşu ülkelerin siyasi istikrarı için tehdit noktasına gelen Libya iç savaşı, uluslararası güçlerin çıkarları doğrultusunda yönlendirilmektedir. Suriye’den sonra ikinci vekâlet savaşı sahası konumuna gelen ülkede kaosun sona ermesi için ivedilikle paralı askerlerin bölgeden tahliyesi sağlanmalı ve ambargoya rağmen bölgeye yönelik silah tedariki engellenmelidir.” ifadelerini kullandı.
Dr. Afiye Sıddıki’ye özgürlük ve ABD’de polis şiddeti!
17 yıldır ABD zindanlarında olan Dr. Afiye Sıddıki için dünya insan haklarına çağrıda bulunan Sağlam, “Dini kimlik ve ilmi çalışmalarından ötürü 17 yıldır haydut ABD zindanlarında bulunan Dr. Afiye Sıddıki kamuoyu tepkisine rağmen serbest bırakılmamaktadır. Pandemik hastalık ile mücadele sürecinde tüm dünyada tutukluların serbest bırakılmasına yönelik çağrılar yapılırken, Afiye Sıddıki için İslam ülkelerince güçlü bir çağrının yapılmamış olması üzüntü vericidir. Tutulduğu hapishanede pandemik hastalık sebebiyle ölümlerin başlamış olması Sıddıki’nin sağlık durumuyla ilgili endişe duyulmasına sebebiyet vermektedir. Ailesi tarafından; ABD makamlarınca haysiyeti ve güvenliği sağlanamadığı dile getirilen Sıddıki için başta Pakistan makamları olmak üzere tüm İslam ülkeleri ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının harekete geçmesi gerekir. Dünyaya insan hakları ve özgürlük propagandası yapan ABD’nin Dr. Sıddıki’ye yaptığı zulüm ile en ağır hak ihlallerinin sorumlusu olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.” dedi.
ABD’nin Minnesota eyaletinde polis tarafından gözaltına alınırken öldürülen siyahi George Floyd’un ardından çıkan olaylara değinen Sağlam, “Dünyanın farklı birçok bölgesinde milyonlarca insanı öldürme hakkını kendinde gören ABD, kendi vatandaşı olan siyahileri de katletmeye devam etmektedir. Polislerin 2019 yılında 1000’in üzerinde kişiyi vurarak öldürdüğü ABD’de özellikle siyahiler hedef alınmaktadır. ABD güvenlik güçlerinin siyahilere yönelik katliamlarına rağmen güvenlik politikasında reforma gidilmemesi ırkçı politikaların yönetim tarafından desteklendiğini ortaya koymaktadır. Barbarlığı ve katliamları düstur edinen ABD’ye karşı insanlığın ve dünyanın sesi daha gür çıkmalıdır.” ifadelerini kullandı.
"İşgal rejimiyle normalleşme adımları durdurulmalıdır!"
İşgal rejimiyle normalleşme adımlarına değinen Sağlam, “Filistinlileri kimliksizleştirmeyi ve topraksızlaştırmayı hedefleyen yüzyılın ihanet anlaşmasının ilanının ardından, işgal rejiminin işgal faaliyetleri ve katliamları artış göstermiştir. İnsanlık dışı bu faaliyetlerini tarihi bir adım olarak niteleyen işgal rejiminin adımları karşısında İslam ülkeleri ve uluslararası kurumlar pasifliğini sürdürmektedir. Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan’ın işgal rejimiyle yüzyılın ihanet anlaşmasının uygulanması için iş birliği yaptıkları işgal rejimi basınında yer almıştır. İşgal rejimiyle normalleşme kapsamında ekonomik ve siyasi iş birliğini güçlendiren bazı İslam ülkeleri de ihanet anlaşmasının ekonomik sponsoru konumundadır.” dedi.
İslam ülkelerine çağrıda bulunan Sağlam, “İslam ülkeleri, tüm bölgede istikrarsızlığa sebebiyet veren terör devleti ile normalleşme adımlarını durdurmalı ve Müslümanların ortak problemi olan Kudüs davası etrafında tekrar birleşmelidir. Türkiye de Doğu Akdeniz politikası gerekçesiyle işgal rejimiyle asla bir normalleşme sürecine girmemelidir. Ekonomik ve siyasi getirisi her ne olursa olsun Doğu Akdeniz’de işgal rejimi ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları yapmamalıdır. Kudüs ve Filistin davasını bitirmek anlamına gelecek olan benzer anlaşmaları Türkiye, hiçbir surette dünya Müslümanlarına izah edemez. İslam ülkeleri hiçbir şart ve koşulda işgal rejimiyle iş birliği yapmamalı, işgal rejiminin durdurulması için birlikte hareket etmelidir.” şeklinde ifade etti. (İLKHA)