ABUZER ATASOY - DOĞRUHABER

ABD'nin Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde George Floyd adlı siyahi ABD vatandaşının gözaltı işlemi sırasında polis tarafından vahşice boğularak öldürülmesi, ülkede infiale yol açtı. ABD, sık sık polislerin siyahileri insan dışı muamelelerle gözaltına alması ve sebepsiz yere öldürmesiyle gündeme geliyor.

Görüntülerde, bir polisin gözaltı işlemi sırasında, elleri arkadan kelepçelenmiş olarak yüzükoyun kaldırıma yatırılan Floyd'un boynuna dizini dayayarak dakikalarca nefes almasını engellediği, adamın defalarca "Nefes alamıyorum." diye uyarmasına rağmen dizini boynundan çekmediği ve sonunda nefessiz kalan kurbanın can verdiği görülüyor.

Bir restoranda güvenlik görevlisi olarak çalışan ve bir market alışverişi sırasında sahteciliğe teşebbüs suçundan gözaltına alınan Floyd'un sokak ortasında polis gözetiminde can vermesi, ülkede benzeri olaylarda ortaya çıkan polis şiddeti ve ırkçılık tartışmasını yeniden gündeme getirdi.

4 POLİS GÖREVDEN ALINDI

Görüntülerin sosyal medyaya düşmesiyle birlikte ABD polisinin siyahi vatandaşlara yönelik tutumu bir kere daha gündem olurken, Floyd'u gözaltına alan 4 polis görevden ihraç edildi.

Öte yandan olayın gerçekleştiği Hennepin ilçesi savcılığı ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Floyd'un ölümünden sorumlu polisler hakkında soruşturma başlattı.

BELEDİYE BAŞKANI SİYAHİ VATANDAŞLARDAN ÖZÜR DİLEDİ

Olayın ardından açıklama yapan Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, polislerin tutumu nedeniyle siyahi vatandaşlardan özür dileyerek, "Siyah olmak, ölüm cezası olmamalı. Beş dakika boyunca beyaz bir polis memurunun dizini siyah bir adamın boynuna bastırmasını izledik. Beş dakika boyunca! Biri sizden yardım istiyorsa yardım etmeniz gerekir. Bu polis memuru en basit insani duygudan yoksundu." Diye konuştu.

FLOYD'UN AİLESİ CİNAYETTEN YARGILAMA İSTİYOR

Floyd'un ailesi ise olaya karışan 4 polisin cinayetten yargılanmasını istiyor.

Ulusal televizyonlara açıklama yapan aile üyeleri, polislerin, Floyd'un "Nefes alamıyorum" şeklinde defalarca yalvarmasına tepkisiz kalmasını eleştirdi.

Floyd’un kız kardeşi Bridgett Floyd, ABC'ye verdiği mülakatta, olaya karışan polislerin işine son verilmesinin kendisi ve ailesi için yeterli olmadığını vurgulayarak, "Onların tutuklanarak hapse atılmasını istiyorum çünkü benim kardeşimi öldürdüler." diye konuştu.

CNN'e konuşan Flody’un erkek kardeşi Philonise ise kardeşinin kimseyi incitmediğini kaydederek, polislerin kardeşine hayvanlardan daha kötü muamelede bulunduğunu belirtti.

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ: KATİL POLİS HESAP VERMELİ

Korkunç olayla ilgili Uluslararası Af Örgütü’nden de bir açıklama geldi.

Örgütün ABD Şubesi Ceza Adalet Programları Kıdemli Sorumlusu Kristina Roth, Floyd’un ölümüne neden olan polis hakkında, "Söz konusu polis memuru, mensubu olduğu polis teşkilatının politikalarını da ihlal eden öldürücü güç kullanımı nedeniyle hesap vermelidir." ifadesini kullandı.

Roth, "Hiç kimse, her gün bir polis memurunun hayatına son verip vermeyeceğinden emin olmadığı bir güne uyanmamalı." değerlendirmesinde bulundu.

ÖLDÜRÜLDÜĞÜ CADDEDE PROTESTO

Diğer yandan görüntülerin sosyal medyaya düşmesinin ardından binlerce kişi, Floyd'un öldürüldüğü noktada toplanarak polis şiddetini protesto etti. "Nefes alamıyorum", "Katil ırkçı Ku Klux Klan polisleri" yazılı dövizler taşıyan protestocularla polis arasında arbede çıktı. Polis protestoculara göz yaşartıcı gazla müdahale etti.

“NEFES ALAMIYORUM”

Floyd’un öldürülmesinin ardından ABD’de polisler tarafından öldürülen siyahi vatandaşlar mevzusu tekrar gündeme geldi.

New York şehrinde 2014 yılında Eric Garner adlı siyahi ABD vatandaşı, Floyd'a benzer şekilde gözaltı sırasında boğularak hayatını kaybetmişti. Garner da Floyd gibi polislere nefes alamadığını söylemiş ancak polisler tarafından ciddiye alınmamıştı.

Garner'ın son sözü "Nefes alamıyorum" (I can't breath) ifadesi, protestolarda siyahilere karşı polis şiddetini sembolize eden en önemli sloganlardan biri haline gelmişti.

Olayı soruşturan heyet, Garner'ın ölümüne neden olan polis Daniel Pantaleo'nun yargılanmasına gerek olmadığı yönünde karar vermişti.

“SİYAHLARIN HAYATI DEĞERLİDİR”

Garner'ın öldürülmesinden kısa bir süre sonra Missouri eyaletine bağlı Ferguson kasabasında, 18 yaşındaki Michael Brown'ın silahsız olduğu halde polis tarafından vurularak öldürülmüştü.

Olayın ardından ülke çapında "Black Lives Matter" (Siyahların Hayatı Değerlidir) sloganıyla protestolar düzenlenmişti.

SİYAHİLERE YÖNELİK DİKKAT ÇEKEN POLİS ŞİDDETİ

ABD’de polislerin uyguladığı şiddeti raporlayan “mappingpoliceviolence” adlı internet sitesine göre, geçen yıl ülkede 1,099 kişi polisler tarafından öldürüldü. ABD’deki siyahilerin ülke nüfusuna oranı yüzde 13 olmasına rağmen, polisin doğrudan ateş etmesiyle öldürülenler arasında siyahilerin oranı yüzde 24.

Ülkedeki Hispanikler de bu sayıdan çıkarıldığında bir gözaltı sırasında siyahilerin, beyazlara göre 3 kat daha fazla ölüm tehlikesi yaşadığı belirtiliyor.