HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Osman Aktaş, 27 Mayıs 639'da İslam ordularınca fethedilen Diyarbakır'ın fethinin 1381. Yıldönümü münasebetiyle İLKHA’ya açıklamalarda bulundu.
Mekke'nin fethinin ardından İyaz bin Ganem komutasındaki ordu tarafından fethedilerek İslam toprağına katılan Diyarbakır fethinin 1381'inci yıl dönümü. Peygamberler ve sahabeler şehri Diyarbakır'ın Mekke'nin fethinden 10 yıl sonra İslam orduları tarafından fethedilmesinin ve İslam topraklarına katılmasının 1381'inci yıldönümü kutlanıyor.
Diyarbekir’in fethinden önceki dönemi ve fetih sonrasını anlatan Aktaş, "27 Mayıs 639, Diyar-ı Bekir’in, ünlü İslam Komutanı İyaz bin Ganem komutasındaki İslam ordusu tarafından fethedilişinin yıldönümüdür. İslam ordusunun Diyarbekir’i fethedişinden önce bu coğrafyada zaman zaman Bizans ve Sasanilerin el değiştirmesiyle zulümler ve toplu katliamlar yaşanıyordu. Böyle bir dönemde İyaz Bin Ganem komutasındaki Sahabiler Urfa’dan sonra Diyarbekir Surlarına dayandılar.
İslam’ın adaletini ve İslam ordusunun iyi muamelesini önceden duyan halk, İslam ordusunun Diyarbekir’e gelişini bir kurtuluş müjdesi olarak gördüler. Zira Müslümanların feth ettikleri bölgelerde inanç ve etnik ayırımı gözetmeksizin adaletle hükmettikleri haberleri kendilerine ulaşmıştı. Bundan dolayı halk direniş göstermeden İslam Ordusuna teslim oldular. Diyarbekir’in Fethinde insanlara zulmedilmedi. Kilise ve havralarda ibadete çekilmiş din adamlarına dokunulmadı. Böylesine kutlu bir fetih ki, tıpkı Mekke’nin fethi gibi kimse zarar görmedi." dedi.
"Diyarbekir’in Fethi belki Mekke’nin fethi kadar önemlidir"
Diyarbekir Fethinin önemine değinen Aktaş, "Diyarbekirimiz, fethedildiği 639 yılından bugüne kadar, bir daha küffara teslim olmadı. O günden bu yana küffar bir daha bu beldeye giremedi, ezanları susturamadı ve kirli emellerini gerçekleştiremediler. Evet, Diyarbekir bu fetihle Diyar-ı İslam olmuştu. Halk özlem duyduğu adaleti bu fetihle yakalamıştı. Halk bu kutlu fetihle şeref bulmuş, İslam bayrağı altında huzuru yakalamıştı. İslam’ın Anadolu’ya açılması yönünde Diyarbekir’in Fethi belki Mekke’nin fethi kadar önemlidir.
Diyarbekir’in fethiyle Anadolu’nun kapıları İslam’a açılmış, 1071’de Malazgirt ve 1453’teki İstanbul’un Fethi’ne zemin hazırlanmıştır. Diyarbekir’in fethiyle bu diyarlar İslam’ı sevdi. İslam da bu diyarları sevdi. Bundan dolayıdır ki, başta Süleyman bin Halid bin Velid ve nice sahabe arkadaşı burada defnedilmişlerdir. Ne kutlu bir Fetih, ne kutlu fatihler ve ne kutlu bir belde." ifadelerine yer verdi.
"Her yıl Muhammedî Sevda bu mübarek beldeden arş-ı ala’ya yükseliyor"
Diyarbekir Fethinin her yıl coşkuyla kutlandığını söyleyen Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Diyarbekir ve bölge halkı bu fetihle kendini buldu. Bölgede mukim olan başta Kürtler olmak üzere diğer halkalar, Yüce İslam dininin yeni müntesipleri olarak can-u gönülden bu dini benimsediler ve bu dinle şeref buldular. Ardından da günümüze kadar Yüce İslam’ın sadık hizmetkârları oldular. Gün geldi Selahaddin gibi kılıçlarıyla bu dini müdafaa ettiler. Gün geldi Feqiyê Teyran, Ahmed-i Xani, Melayê Bateyi ve Melayê Cezerî’nin beyt ve recezleriyle Allah’a olan aşkı Yunus ve Mevlana gibi haykırdılar. Gün de geldi Said olup zalime ilk kıyam ettiler. Ve halen de bu coşkuyla her yıl Muhammedî Sevda bu mübarek beldeden arş-ı ala’ya yükseliyor."
"Bu ruhu her zaman diri tutmak biz Müslümanların en birinci vazifesidir"
Fetih ruhunun daima diri tutulmasının önemine vurgu yapan Aktaş, "Bu ruhu her zaman diri tutmak biz Müslümanların en birinci vazifesidir. Her zaman için Allah’a olan imanımızı güçlü tutup dinimize sımsıkı tutunmalıyız. Ta ki bu iman kuvvetiyle Ümmete ümit olup Kudüs’ten Arakan’a mazlum coğrafyanın hamisi olabilelim. Bu minvalde Fetih düşmanlarına fırsat vermemeli, modern haçlı saldırılarına göğsümüzü siper etmeli ve yerli işbirlikçilerine karşı daima uyanık ve teyakkuzda olup maskelerini düşürüp onların anladıkları yöntemlerle rezil ve rüsva edip mağlup etmeliyiz. Yüce Rabbimiz her daim Nusret elini biz Müslümanlarla beraber kılsın.
Diyarbakır’ın fetih ruhunun canlı tutulması lazımdır. Fetih, insanların gönüllerinin İslam’la fethidir. Gönüller İslam ile fethedilince adalet ve huzur her yerde kendini gösterir. Bugün emperyalist batı İslam gençliğinin kalbindeki fetih ruhunu yok etmek için mücadele veriyor. Sinsice ve kimsenin anlayamayacağı şekilde toplumumuzun genleriyle oynayıp gerçek benliğinden uzaklaştırma çabasındadır. Bu kirli oyunlara karşı uyanık olunmalıdır. Rabbim bu beldelere bir daha düşman musallat etmesin. Bu vesile ile bütün Diyarbekirli hemşerilerimin fetih yıldönümünü tebrik ediyorum." şeklinde konuştu. (İLKHA)