BİR AYET-İ KERİME
“(Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti:)
Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.
İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah, kendini beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez.
Yürüyüşünde tabiî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin sesidir!”
(Lokman Suresi, 16-19)
BİR HADİS-İ ŞERİF
Abdullah b. Abbas (r.a) diyor ki:
“Bir gün Rasulullah (s)’in terkisinde iken bana:
-"Ey oğul! (veya yavrucuğum) Allah’ın seni faydalandıracağı bazı kelimeleri sana öğreteyim mi?” diye sordu.
Ben "Evet!" deyince Rasulullah (s) şöyle buyurdu:
-“Sen Allah’ı (dinini) koru ki Allah da seni korusun. Sen Allah’ı (dinini) koru ki Allah’ı önünde bulasın. Rahatlık zamanında Allah’ı bil ki, darlık zamanında da Allah seni bilsin.
İstediğin zaman Allah’tan iste! Yardım dilediğinde de Allah’tan dile!
Bil ki olacak her şey yazılmış ve kalem kurumuştur.
Eğer bütün insanlar Allah’ın senin için yazmadığı bir faydayı sana vermek için toplansalar buna güç yetiremezler. Yine sana Allah’ın senin için yazmadığı bir zararı vermeye çalışsalar buna da güç yetiremezler.
Şunu da iyi bil ki! Senin hoşlanmadığın şeye sabretmende pek çok hayır vardır.
Yardım ve başarı sabırla, kurtuluş da sıkıntılarla birliktedir.
Hiç şüphesiz zorlukla birlikte kolaylık vardır.”
(Ahmed b. Hanbel)
BİR HİKMETLİ SÖZ
"Oğlum! Namaza durduğunda dünyaya veda etmek üzere olduğunu ve oraya bir daha dönmeyeceğini düşün. Şunu iyi bil ki, mümin iki iyilik arasında Rabbine kavuşur; biri yaptığı biri de yapmaya niyet ettiği.”
Muâz b. Cebel (r.a)