Akıllara durgunluk veren olay, özel bir mağaza zincirinde meydana geldi. İddiaya göre, mağaza sorumlusu, işverenden daha yüksek prim alabilmek için fire oranlarını düşük gösterdi. Envantere de fire ürünleri düşük gösteren müdürün oyunu mağaza çalışanlarının işverene verdiği ifadelerle ortaya çıktı. Mağaza sorumlusu, tazminatsız şekilde kovuldu. İş Mahkemesi'nin yolunu tutan mağaza sorumlusu; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücret alacağı olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etti. Davalı mağaza sahibi ise davacının yüksek prim alabilmek için güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu öne sürdü. Mahkeme, davanın kabulüne hükmetti. Kararı davalı temyiz etti.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, geçtiğimiz günlerde emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; davalı şirketin mağaza sayımlarında fire ürün sayısının şirketçe belirlenen miktardan az çıkması halinde mağaza sorumlusu olarak görev yapan personele prim adı altında belirlenen miktarda ödeme yapıldığı hatırlatıldı.
Kararda şu ifadelere yer verildi: "Davacının iş akdinin fire ürünleri kasadan geçirerek parasını ödemesi ve fire oranını düşük göstermeye çalışması ve yine personelden de para almak suretiyle ürün alması bu şekilde hem mağazayı başarılı göstermek hem de prim alma amacı taşıdığı doğruluk ve dürüstlük ilkesine aykırı davrandığı gerekçesi ile fesih yapılmıştır. Davacının açıklanan şekilde davranarak fire sayısını azaltarak envanter sayımında fire miktarının düşük çıkmasını ve işverence verilen envanter priminden faydalanmasını amaçladığı, mağaza sorumlusu olan davacının iş akdinin bu davranışları ile güveni sarstığından 4857 sayılı Yasa'nın 25/II-e maddesi uyarınca haklı nedene dayalı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. İşverenin güveninin kötüye kullanıldığı bu gibi durumlarda, işçinin sağladığı ekonomik yararın azlığı ve çokluğu fesih nedeninin oluşmasında etkili değildir. Önemli olan husus işverenin çalışanına karşı olan güvenini yitirmesi olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Somut uyuşmazlıkta davacının fesih sebebi yapılan davranışları 4857 sayılı Yasa'nın 25/II maddesi kapsamında kalmakta olup işverenin güvenini kötüye kullanma niteliğindedir. Bu durumda işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yerinde görülmeyen yazılı gerekçesi ile tazminat taleplerinin kabulüne karar vermesi bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir."