HABER MERKEZİ
Çin'in Vuhan kentinde başlayan ve dünyaya yayılan Kovid-19 salgını insanların sosyal hayatlarında büyük değişikliğe sebep oldu. Salgını önlemek için hayata geçirilen kurallar nedeniyle insanlar alıştıkları birçok şeyden mahrum kaldı. Kovid-19 sürecinde camilerde teravih kılınmadığı, toplu iftarların yapılamadığı ramazan ayını geride bırakmaya hazırlanan İslam alemi, bu Ramazan Bayramı’na da eski alışkanlıklarından uzak girecek. Bugünden itibaren 4 gün boyunca sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan ülkemizde alınan karar gereği bayram namazı da camilerde kılınamayacak.
“RAMAZAN AYINA ELVEDA DİYORUZ”
Büyük bir hüzünle ramazan ayına ‘elveda’ diyen Molla Cemal Çınar, “Bir Ramazan ayını daha geride bırakıyoruz. Öncelikle Rabbim bizi Ramazan ayını hakkıyla idrak etmiş olup, Rabbimizin rahmetini kazananlardan eylesin inşallah. Bu Ramazan ayını diğer geçmiş Ramazan aylarından farklı olarak birkaç yönüyle tarif etmek mümkündü. Dünyaya musallat olan malum virüs nedeniyle İslam coğrafyasında ve ülkemizde insanların çoğu vaktini evde geçirmek zorunda kaldı.
Ne de alışmıştık sana, on bir aylık yoldan geldin, bizi bağrına bastın, farklı alemlere götürdün. Kalplerimizi yumuşattın, sabrı öğrettin, yaradılış gayemizi hatırlattın, bizler harama gidecekken her defasında elimizden tuttun, bizi engelledin. Bizleri Rabbimize daha da yaklaştırdın, şeytandan uzaklaştırdın. İşte bu duygularla Ramazan ayına elveda diyoruz!” ifadelerini kullandı.
ÖNCE FİİLİ DUALARIMIZI SONRA KAVLİ DUALARIMIZI ÇOĞALTMAMIZ LAZIM
“İslam coğrafyaları da çok önemli imtihanlarla karşı karşıya.” Şeklinde konuşan Çınar, “Bizim bu imtihanı bir ayet olarak okumamız gerekiyor. Her ne kadar insanlar farklı nazarlarla da bakıyorlarsa da bu koronavirüsün Rabbi de Allah’tır. Onunla da hayır murat etmektedir. Bu hikmeti kaçırmamamız gerekiyor. Her Ramazan’ımız farklı bir acıyı yaşayarak geçiyor. Bugün 2 milyar İslam coğrafyası darmadağın vaziyette. Suriye’nin hali içler acısı, Doğu Türkistan, Yemen öyle, Irak öyle, Arakan öyle, ve bugünler de dünyanın her yerini kaplayan bir musibetle karşı karşıyayız. Madem Ramazan yardımlaşma ayıdır, tefekkür ayıdır, özellikle ümmetin fertleri olarak birbirimizi hatırlama noktasında bir sorumluluğumuz vardır. Bu ayı bu manada bir mektebe dönüştürmemiz gerekiyor. Ne olursa olsun, şartlar neye zorlanırsa zorlansın ferdi ve toplumsal sorumluluklarımızı hatırlamamız lazım. Şu anda yaraları sarma noktasında elimizden geleni yapmamız lazım. Elimizden gelenleri yaptıktan sonra da ellerimizi açıp Rabbimize sığınmamız lazım. Bu fiili duanın ardından yapılan kavli duadır. Önce fiili dualarımızı sonra kavli dualarımızı çoğaltmamız lazım. Bu ümmetin bir ferdi olarak ümmet coğrafyalarında oluşan yangınları söndürme adına da elimizden ne geliyorsa ortaya koymamız gerekiyor.” dedi.
“SEVİNCİ VE GÜZELLİĞİ İÇERİSİNDE BİR BAYRAMA GİRMİŞ OLACAĞIZ”
Çınar, son olarak şunları dile getirdi; “Ramazan’la kulluk çıtasını yükselten bizler, doğruluk istikametinde istikrarı korumak için ömrümüze gün, hafta, ay olarak biçilen zamanı bir fırsat bilelim. Tüm zamanları kaçırılmayacak fırsat, tepilmeyecek imkân olarak sayalım. İşte bu sene biz Müslümanlar olarak, kimsenin sahiplenemediği İslam dini, kendini tüm dünyaya bir medeniyet inşa ettiğini ve bugün de medeniyetini sürdüre birliğini kabul ettiğinin sevinci ve güzelliği içerisinde bir bayrama girmiş olacağız. Bu senenin bayramı bu yönüyle diğer senelerin Bayramı'ndan çok daha farklı olacak. Şimdiden bütün Müslümanların Ramazan Bayramı’nı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ederim.”
BURUK, HÜZÜNLÜ BİR BAYRAM OLACAK
Aile büyüklerinin ellerinin öpüldüğü, gönüllerinin hoş edildiği bayram ziyaretleri gerçekleştirilemeyecek. Kutlamalar bu sene telefonla veya görüntülü görüşmelerle yapılacak. Bayramlarda en çok yol gözleyen 65 yaş ve üzerindekiler bayramın ilk günü 24 Mayıs Pazar günü sokağa çıkabilecek. Bayram öncesi memleketlerine gitme imkanı tanınan ve seyahat belgesi başvuruları onaylanan 65 yaş ve üzerindekiler bayramı memleketlerinde geçirebilecek. Şeker için komşularının ya da hiç tanımadıklarının kapısını çalan çocuklar da bu yıl eski sevinçlerinden uzak bir bayram geçirecek. Arife gününden itibaren yoğunluk yaşanan kabristanlar da bu sene sessizleşecek.
"NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR"
Türkiye'de son dönemde herkesin ısrarla sorduğu birçok reklama konu da olan "Nerede o eski bayramlar" sorusu bu bayram daha da anlam kazanacak. Akraba komşu ziyaretleri yerine birer tatil imkanı gözüken bayramlarda ziyaretlerin azalması, bunun yerine telefonla bayram kutlamalarının artması şimdi bu salgın döneminde karşımıza çıkacak. Sadece yaşlıların değil, orta yaştakilerin de dile getirdiği eski bayramlarda hazırlıklara çok önce başlanırdı. Bayram temizlikleri yapılır, hazır tatlılar yerine baklavalar evlerde açılırdı. Börekler, yaprak sarmaları ve çeşitli ikramlar bayram ziyaretlerinde tüketilmek için yapılırdı. Geniş aile sofralarının kurulduğu eski bayramlarda el öpenlerin sayısı daha fazlaydı. Yaşlıların kapıları daha fazla çalınır ve sokakta çocukların sesleri daha fazla duyulurdu.
Ziyaret edilemeyen yakınların bayramı içindeki birkaç fotoğrafla kartpostallar aracılığıyla kutlanırdı. Kovid-19 sürecinde tüm bu alışkanlıklardan ayrı geçirilecek olan Ramazan Bayramı ise "Nerede o eski bayramlar" sözünü güçlü bir şekilde hatırlatacağı benziyor.