BİNGÖL-Başörtüsüne `Özgürlük için 10 Milyon İmza` kampanyası çerçevesinde Bingöl Memur-Sen İl Başkanlığı Dörtyol saat kulesinde önünde yaptığı basın açıklamasıyla start verdi.
 
Memur-Sen Konfederasyonu olarak, kurulduğu günden beri temel hak ve özgürlükleri savunarak, haksızlığa uğrayanların yanında olduklarını belirten Şube BaşkanıMücahit Çelik, ``Başörtüsü yasağı ve katsayı engeliyle başlayan baskı ve dayatmaların yoğun olduğu zamanlarda, bu duruşumuzdan taviz vermeden mücadelemize devam ettik. Temel hak ve özgürlüklerin tam anlamıyla sağlanması, din ve vicdan hürriyetinin en geniş şekilde yaşanabilmesi için birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirdik. Savunduğumuz değer ve ilkelere yönelik dayatmaların da her zaman karşısında durduk. Bugün bu çalışmalarımıza, milletimizi dahil ederek `Özgürlük için 10 Milyon İmza` kampanyasını başlatıyoruz. Düzenlediğimiz kampanya sonucunda toplanacak imzaları, Başbakanlığa sunacağız`` dedi.
 
"Her vatandaş, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir``
Çelik, darbe ürünü Anayasa`nın 70. maddesinde bile "Her vatandaş, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez" hükmü yer alıyorken, buna rağmen bazı sorular cevapsız kalmaktadır. Başı açmak, kravat takmak, sandalet giymek, bıyığı dudak hizasından kesmek görevin gerektirdiği niteliklerden mi sayılıyor? Başörtülü bir kadın mühendis, mühendislik bilgisini mi kaybediyor? Kravat takmayan bir erkek öğretmenin, pedagojik formasyonu mu kayboluyor? Doktor arkadaşım sakallı görev yaptığında, tedavi için gereken tıbbi bilgilerinden mi yoksun kalıyor? Sandalet tipi ayakkabı giyen bir hemşire kardeşimiz, hastanın tansiyonunu veya ateşini ölçme yeteneğini mi kaybediyor. Devletin istediği gibi giyinmek değil, millete hak ettiği şekilde hizmet etmek istediğimizi haykırmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
 
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelikle kadın çalışanların ayakkabısının şekline, saçını tarama şekli ve modeline, tırnak kesimine, gömleğinin kol ve yaka şekline, başını örtüp örtemeyeceğine kadar düzenleme yapma yetkisini kendisinde bulan çarpık zihniyetin bakiyesinin halen devam ettiğine dikkat çeken Çelik,
"Aynı yönetmelikte erkek çalışanların ayakkabısından, çizmesine, topuğuna, bıyığına, favorinin bitiş noktasına, kravat ve giyilecek süvetere kadar müdahale etme hakkını kendinde bulan zihniyetin hazırladığı yönetmeliğin bıyıkla ilgili bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum: "Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabiî olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez, üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir" açıklamasında bulundu.


"Milletin seçtiği vekiller, ne yazık ki kendi kıyafetini seçememektedir``
Bir yanda yeni Türkiye ideali, bir yanda kılla, tüyle uğraşan tek tipçi devlet mantığı, 1930`da kadına seçme hakkını, 1934`te ise seçilme hakkını verdiğini söyleyenlere seslendiklerini belirten Çelik, ``83 yıl önce seçme, 79 yıl önce seçilme hakkını verdiğimiz kadınlar; yıl 2013 ve ne giyeceğini seçme hakkına sahip değiller. Milletin seçtiği vekiller kendi kıyafetini dahi seçememekte, kadınlarımız çalışma hayatında inancının gereği olarak örtünme hakkını kullanamamaktadır. Bizim Meclis`ten haddini bildirerek gönderdiğimiz Merve Kavakçılar Belçika meclisinde ayakta alkışlanmakta, Bosna`da belediye başkanı seçilmekte, Avrupa`da baş tacı edilmektedir. Ülkemizde ise milletin seçtiği vekiller, ne yazık ki kendi kıyafetini seçememektedir`` dedi.
 
"Saydığımız gerekçelerden dolayı saç, sakal, bıyık, favori ve tırnak
uzunluğu ile ilgilenen, kadınlara başı açık olmayı dayatan, kazağın yakasıyla, pantolonun kumaşıyla, ayakkabının topuk boyuyla ilgilenen, Anayasada ve herhangi bir kanunda olmayan 1982 model darbe dönemi kalıntısı kılık-kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesini istiyoruz" diyen Çelik daha sonra basın açıklamasını "Referandumda kadınlara ayrıcalık hakkını onaylayan milletimiz bilsin ki; kamuda kadınlar kategorize edilmekte ve kadınlar arası ayrımcılık uygulanmaktadır. Ülkenin hür ve eşit bütün yurttaşları aynı hakları kullanamamakta, kadın kadın eşitsizliğine neden olunmakta, özellikle inancı gereği başörtüsü takan kamu çalışanlarına zorla başları açtırılmakta ve bu uygulamayla bizzat devlet tarafından kadına psikolojik şiddet uygulanmaktadır. Yapılan, cinsiyet ayrımcılığıdır, demokratikleşme yolunda önemli adımlar atan ve lider ülke olma konumunda olan Türkiye, bu ayıbından en kısa zamanda kurtulmalıdır`` ifadeleri ile devam ettirdi.
 
Başörtüsü yasağının kalkması taleplerini de içeren ve 30 günde toplayacakları imzaları hayata geçirilmek üzere Başbakanlık`a sunduktan sonra konuya ilgi ve destekleri için başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere TBMM ve siyasi partilere de bilgi vereceklerini ifade eden Çelik, ``Bunun yanı sıra, toplumsal duyarlılığı olan sivil toplum örgütleriyle, kurum ve kuruluşları imza kampanyamıza destek olmaya çağırıyoruz. İmza kampanyamız, konfederasyonumuza bağlı 11 sendika, şube başkanlıkları, il, ilçe ve işyeri temsilcilikleri tarafından stantlar açılarak yürütülecektir. İmza kampanyamız konuyla ilgili yapılacak sempozyum, panel, konferans, afiş ve benzeri çalışmalarla gündemde tutulacaktır. Şubelerimizde toplanacak imzalar daha sonra konfederasyonumuza aktarılacak ve tüm genel başkan ve genel merkez yöneticilerimizin katılımıyla Başbakanlığa teslim edilecektir`` ifdeleri ile basın açıklamasını bitirdi. (Nihat Kanat-İLKHA)