Eski sömürgesi Mali’ye beklenmedik bir kararla askerî saldırı başlatan Fransa, günlerdir yaptığı hava bombardımanında 100’den fazla sivil hayatını kaybetti, 60 kişi de yaralandı. Fransız savaş uçaklarının 11 Ocak Cuma günü başlattığı saldırılarda bombaladığı yerler arasında kuzey şeridinde bulunan Konna, Gao, Douentza, Nambala ve Lere kentleri yer alıyor. Fransız yönetimi Mali’deki asker sayısını 2 bin 500’e çıkararak hava saldırılarının yanı sıra kara harekâtını da başlatarak ülkeyi resmen işgal etti.
Ensaruddin Hareketi ve Tevhid ve Cihad Hareketi ile Azavad Hareketi (MNLA) 2012 yılı Mart ayındaki askeri darbeyle oluşan iktidar boşluğundan bu yana Mali’nin kuzey bölgelerinde kontrolü elinde bulunduruyor.
Fransa yönetimi başlattığı saldırıyı “Mali ve Batı Afrika istikrarının tehlikede olduğu” şeklindeki ilginç açıklamalarla savunurken, Mali’nin Kuzeyini elinde bulunduran İslami gruplar, Fransa ve destek çıkan ülkeleri hedef alacaklarını duyurdu.
Fransa’nın saldırılarına İngiltere de destek kararı aldı. Afrika ülkelerinden Nijerya, Senegal, Nijer, Burkina Faso, Togo ve Benin de bir kısım askeri kuvvetlerini Mali ordusuna katılması için gönderdi.
FRANSA ALT YAPIYI HAZIRLADI VE SALDIRDI
Uzun süre askeri müdahale seçeneğine karşı çıkan Mali Geçici Hükümeti, Fransa’nın baskıları nedeniyle ülkedeki siyasi krizin çözümü için Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulunarak bir askeri operasyon talebinde bulunmuştu. Ancak Birleşmiş Milletler daha bir karar almadan askeri saldırı başlatan Fransa’nın asıl korkusunun, geçmişten günümüze sömürdüğü Mali’nin zengin kaynaklarının İslami grupların ülke yönetimini yavaş yavaş ele geçirmesiyle elinden çıkacak olması olduğu düşünülüyor. Afrika’nın en büyük yedinci ülkesi olan Mali; altın, uranyum ve tuz gibi doğal yeraltı kaynaklarına sahip.
YÜZSÜZLÜĞÜN BU KADARINA DA PES DOĞRUSU
Öte yandan İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden Independent, Mali konusunda, Avrupalı müttefiklerinden beklediği yardımı alamayan Fransa’nın Körfez ülkelerine yöneldiğine dikkat çekiyor. Gazete, Hollande’ın Salı günü gittiği Birleşik Arap Emirlikleri’nde Arap ülkelerinden lojistik destek ve eski sömürgesindeki operasyonlarını finanse etmek için mali destek istediğini kaydediyor.
CEZAYİR’DE KURTARMA REZALETİ: 50 ÖLÜ
Bu arada Cezayir’in güneyinde bulunan BP doğalgaz sahasına saldıran Malili silahlı grup ‘’Kanla İmza Atanlar Tugayı’’, 7 Amerikan, 2 Fransız, 2 Britanyalı ve bazı Avrupa ülkelerinden olmak üzere 50’ye yakın kişiyi rehin aldı. Ardından bir açıklama yayınlayan ‘’Kanla İmza Atanlar Tugayı’’, rehinelerin yaşaması için Fransa’nın Mali’ye müdahalesini bir an önce durdurması çağrısında bulundu. Ancak gruba havadan operasyon başlatan Cezayir yönetimi 35’i rehine, 15 direnişçi olmak üzere 50 kişiyi öldürdüğü bildiriliyor.
FRANSA BİR YERE ANCAK KENDİ ÇIKARLARI İÇİN MÜDAHALE EDER
Katar’da bulunan Moritanyalı Araştırmacı Yazar Dr. Muhammed Muhtar Eş Şankıti ile yaptığımız görüşmede Eş Şankıti, Fransa’nın Mali’ye müdahalesini sert bir şekilde eleştirdi. Fransa’nın kendi çıkarları için Mali’ye askeri harekât başlattığını belirten Eş Şankıti, bu durumun kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Eş Şankıti, “Fransa’nın Mali Cumhuriyetine askeri müdahalede bulunması stratejik, insani ve siyasi bir hatadır. Fransa bir yere ancak kendi çıkarları için müdahale eder. Oranın sosyal ve siyasal durumu Fransızları pek ilgilendirmez, bu nedenle Fransızların müdahale ettikleri yerlerde sorunlar daha da karmaşık hale geliyor” dedi.
ÇÖZÜM; AZAVAT BÖLGESİNİN OTONOM BÖLGE İLAN EDİLMESİDİR
Mali’de mevcut sorunun bir kimlik sorunu olduğunu ifade eden Eş Şankıti, “Çünkü Azavat bölgesinde bulunan azınlık Arap Tuareg halkının hakları verilmiyor. Mali, Müslüman bir ülkedir; ancak Fransızca’nın resmi dil ilan edilmesinden sora Müslüman halk arasında iletişim koptu. Tuaregler kendi dillerini özgürce kullanacakları bir çözümü istiyorlar. Bunun için en ideal çözüm Azavat bölgesinin otonom bölge ilan edilmesidir.” diye konuştu.
FRANSA MALİ’DE MÜSLÜMAN HALKLARI BİR BİRİNE DÜŞÜRÜYOR
Mali’de sorunun kaynağının siyasi ve etnik olduğunu dile getiren Eş Şankıti, Mali halkının hemen hemen hepsinin Müslüman olduğu için arada dini bir ihtilafın olmadığını belirterek şöyle konuştu; “Sorun diyalogla çok rahat bir şekilde çözülecekken Fransa’nım müdahalesi ve dışardan gelen cihadi gruplar işi daha da karmaşık hale getirdi. Diyaloglar ulaşılacak bir çözüm neticesinde cihadi gruplar kendi ülkelerine gönderilebilir. Burada en çok Fransa’nın müdahalesi toplumsal dokuyu bozarak sorunun içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Fransa Mali’de Müslüman halkları bir birine düşürmeye çalışıyor.”
AZAVAT BÖLGESİNİN SORUNU GEÇMİŞE DAYANIYOR
1960 yılında Mali’nin bağımsızlığını kazandığında Azavat bölgesinin, kuzey komşusu olan Cezayir’e ya da batı komşusu Moritanya’ya bağlanmak istediğini ancak nedense belli olmayan bazı vaatlerle Mali’ye bağlı kaldığını ifade eden Eş Şankıti, sonradan verilen vaatlerin de yerine getirilmediğini dile getirdi.
FRANSA! MALİ’DEN ÇEK ELİNİ!
Arapçanın resmi dil olması gerekirken Mali’de Fransızca’nın resmi dil olduğunu söyleyen Eş Şankıti, bu durumun halkının yüzde 95’i Müslüman olan Mali’nin içinde bulunduğu zıtlığı ortaya koyduğunu ifade etti. Sorunun çözümüne yönelik yaptığı açıklamada Eş Şankıti, “Şu anda çözüm Mali’nin bölünmesi değil, federal bir yönetim şekline dönüşmesidir. Böylece Müslüman halklar bir arada kardeşçe yaşama imkânına kavuşmuş olacaklar. Bunun için Fransa’nın bölgeden elini çekmesi gerekiyor. Bunun yerine İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’nin devreye girerek halkı Müslüman olan Mali’de sorunu çözmesi gerekir” diyerek Mali’deki insani krizin çözüme kavuşabileceğini belirtti.
Sorun Fransa’nın işgaliyle değil diyalogla çözülür
Mali sorununu görüştüğümüz bir diğer isim ise Yusuf İbrahim Kani. Mali’nin başkenti Bamaku’da ikamet eden ve bir üniversitede öğretim görevlisi olan Yusuf İbrahim Kani ile yaptığımız telefon görüşmesinde, “Biz Fransa’nın Mali’ye askeri müdahalesinin sorunu çözeceğine inanmıyoruz. Bu sorun ancak diyalogla çözülür” diyerek Fransa’nın Mali’ye başlattığı askeri operasyonları durdurarak ülkeden çekilmesi gerektiğini ifade etti.
Ülkede klasik manada bir İslami hareketin olmadığını belirten Yusuf İbrahim, İslami olarak cemiyetler, konfederasyonlar ve eğitim kurumlarının bulunduğunu dile getirdi. Bunların kendi çaplarında Müslüman halka İslami hizmette bulunduğunu söyleyen İbrahim, bunlardan birinin de kendinin de içinde bulunduğu İslami Eğitim ve Kültür Konfederasyonu olduğunu belirtti.
MÜSLÜMANLARDAN DUA BEKLİYORUZ
Şu anda olayların ülkenin kuzeyinde cereyan ettiğini kaydeden Yusuf İbrahim, “Şu anda başkent Bamaku’da durum sakin. Olaylar başkentten uzak yerlerde cereyan ediyor. El Kaide’nin Mali de güçlü bir tabanı yok; ancak başka yerlerden gelen savaşçılar bulunuyor. Biz sorunun silahla çözüleceğine inanmıyoruz” diye konuştu. Mali nüfusunun yüzde 95’inin Müslüman olmasına rağmen resmi dilin Fransızca olduğunu vurgulayan Yusuf İbrahim, ülkeye dayatılan zorbalığın sonucu yaşanan çarpıklığa dikkat çekti.
Sorunun diyalogla çözülebileceğine inandığını dile getiren Yusuf İbrahim, tüm dünya Müslümanlarından dua beklediklerini söyledi.
Mali’de yaşanan sorunlar sadece Afrika’yı değil İslam dünyasını da yakından ilgilendiriyor. Fransa’nın çıkar ilişkileri doğrultusunda başlattığı saldırılar, Mali’yi uzun bir savaş sürecine sürükleyebilir. Bunun sonucunda Somali veya Afganistan’da da görüldüğü gibi zarar gören her halükarda Müslüman halk olacaktır. Bu bakımdan İslam Dünyasının temsiliyet konumunda bulunan ülkelerin Müslüman liderleri, Mali sorununu ele almaları ve çözüm için gerekli adımları ivedilikle atmaları gerekmektedir.