Yeniden Refah Partisi AR-GE'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aydal yaptığı yazılı açıklamada, "Ülkemizdeki elektrik tüketiminin son yüz yıllık artış grafiği istatistiki olarak incelendiğinde yıllık ortalama artışın yüzde 7,66 olduğu görülmüştür. Son beş yılda maalesef bu artışların olmadığı, ülkemizin elektrik üretimi ve tüketimi bakımından çok gerilediği görülmektedir." diye konuştu.
"Santrallerimiz verimli çalışmıyor"
"2010 yılındaki tüketim verileri her yıl yüzde 7,66 artarak devam etmiş olsaydı TEİAŞ tahmin taleplerine göre 2015 yılı başında 300 bin GW/h değerini aşmış olacaktık. Bu değer, maalesef içinde bulunduğumuz 2020 yılı başında ancak aşılabilmiştir. 2019 yılı sonu itibariyle elektrik tüketim ve üretim değerimiz maalesef 304 bin GW/h seviyesindedir." diyen Aydal, "Üretimdeki düşük değerlerin anlamı çok basit olarak açıklanabilir. Santrallerimiz verimli çalışmamaktadır. Bunun bir diğer anlamı mevcut enerji santrallerimizin ortalama üretim verimliliğinin yüzde 37,6 düzeyinde olmasıdır. Bu üretiminin önümüzdeki yıl çok daha düşeceğini tahmin edilmektedir. Zira ülkemizdeki elektrik üreten santrallerinin dağılımı şöyledir; 2018 yılında elektrik üretimimizin yüzde 37,3'ü kömürden, yüzde 29,8'i doğalgazdan, yüzde 19,8'i hidrolik enerjiden, yüzde 6,6'sı rüzgâr enerjisinden, yüzde 2,6’sı güneş enerjisinden, yüzde 2,5'i jeotermal enerjiden ve yüzde 1,4’ü diğer kaynaklardan elde edilmiştir." dedi.
"Türkiye yeniden karanlığa gömülebilir"
Linyit ile çalışan santrallerin kapatılmasının önemli bir üretim eksikliği oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Aydal, "Rusya ile olan siyasi ilişkilerimizdeki iniş ve çıkışlara bakarak yaşanacak olası bir doğalgaz ve taşkömürü ithalindeki bir krizle Türkiye’nin yeniden karanlıklara gömülmesi an meselesi olacaktır." uyarısında bulundu.
'Ülkenin şimdilik elektrik sıkıntısı yokmuş gibi gözükmesinin sebebi ise sanayi ve ticarethanelerin durmuş ve/veya işleri yavaşlatmış olmalarıdır.' diyen Aydal, "Zira son on yıl dikkate alındığında ülkemizde üretilen elektriğin yüzde 61 ile yüzde 67’si arasında değişen değerlerde sanayi ve ticarethaneler tarafından kullandığı rahatlıkla görülecektir. Sanayi ve Ticarethaneler aynı hızla elektrik tüketmiş olsaydı krizin başlangıç yılı 2015 yılı olacaktı." şeklinde konuştu.
"Enerji krizinin çözümü güneş enerjisi!"
Türkiye'de güneş enerjisi gibi bir nimetin bulunduğunu hatırlatan Aydal, "Yapacağımız en önemli iş, Türkiye’mizin sahip olduğu Güneş Enerjisi potansiyelini mümkün olduğu ölçüde fazla kullanmak için gerekli idari kanun ve yönetmelikleri çıkarmak olacaktır. Ülkemizin sahip olduğu 380 bin MW’lık güneş enerjisi potansiyelini kullanabildiğimizde (kurulu santral gücüne çevirebildiğimizde) ülkemiz enerji ithal eden ülke olmaktan çıkıp, enerji ihraç eden ve bu yolla çok para kazanan bir ülke konumuna gelecektir." dedi. (İLKHA)