Malatya Turgut Özal Üniversitesi tarafından üniversitenin Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (MTÜ-UZEM) sistemi üzerinden gerçekleştirilen “Covıd-19 Salgın Sürecinde Malatya’da Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panel kurumsal sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlandı.
Panelin moderatörlüğünü yapan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım, bugün itibariyle dünyada salgının yayılmadığı ülke kalmadığına dikkat çekerek, “Covid-19 dünyada eğitim, ekonomik, eğitim, sağlık, tarım, turizm ve gıda sektörleri başta olmak üzere tüm sektörleri etkiledi. Tarım sektörü ekonomik olarak konjonktürel hareketler karşısında esnekliğinin düşük olmasının avantajını bu kriz döneminde yaşayacaktır. Salgın sonrasında gıda güvencesini ve tarımsal üretimde kendisine yeterliliği sağlayan ülkeler ekonomik bağışıklığı güçlü olacağından bu süreci en az zararla atlatacakları öngörülmektedir.” dedi.
“Kayısının sağlık boyutuna da bakıyoruz”
“Salgın, Gıda ve Bağışıklık Üçgeninde Kayısının Rolü” konusunda konuşan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Çiftçinin el emeği göz nuru olan kayısısına katkısı olacak şekilde Tarım ve Orman Bakanlığımızın katkısını bekliyoruz. Kayısının Malatya için çok ciddi ekonomik değeri var. Kayısının sadece ekonomik boyutuna bakmıyorum, aynı zamanda bir sağlıkçı olarak, bir biyokimyacı olarak uzun yıllar kayısının sağlığa olan çok ciddi katkıları üzerine de çalıştık. Kayısının kükürt sorunu, kayısı çekirdeğini sağlığa etkileri gibi birçok çalışma yaptık. Covid-19 salgının ciddi olarak her şeye yansıması oldu. Buna bağlı olarak da çiftçilerimizin de baktıkları ürünlere bakışı da değişti." diye konuştu.
2019 yılı rakamlarına göre Malatya’nın 99 bin ton tutarında bir kuru kayısı ihracatının olduğunu vurgulayan Karabulut, "Kayısının üretildiği andaki değeri çok önemli ve piyasaya sürülme fiyatı çok önemli. Asıl sorun kayısının yetiştirilmesinde. Kayısı üretiminde azalma olursa, bu azalmanın çiftçilerimiz açısında telafisi ne olabilir? Kayısının sağlığa olan etkisini, Covid-19 sürecinin sağlığa olan etkisinin üretim ve tüketimle bir üçgen oluşturduğumuzda birbirini bağlaması gerekiyor. Hepsi aslında birbiriyle bir döngü halinde. Bizler bu yüzden Tarım ve Orman Bakanlığımızın desteğini bekliyoruz. Bizde Malatya Turgut Özal üniversitesi ve Ziraat Fakültesi olarak her türlü akademik desteği vermeye hazırız.” ifadelerini kullandı.
“2020 yılında bitkisel üretimde geçen yılın üstünde bir rekolte bekliyoruz”
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir ise şunları söyledi: “Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği büyük öneme sahip. Salgının küresel boyutta ilk ortaya çıktığından beri süreç takip edilmiş ve ülkemize yönelik etkilerini en aza indirmeye yönelik gerekli her türlü tedbir alınmıştır. Ülkemizde vakaların artması ile birlikte temel gıda maddelerinde arz güvenliğini sağlayacak şekilde stok ve tedarik yönetimi gerçekleştirilmiştir. Tarımsal ürünlerin tedariğinde ve pazarlanmasında en ufak bir sorun yaşanmamaktadır. 2020 yılında bitkisel üretimde geçen yılın üstünde bir rekolte bekliyoruz. Son 15 yılda kuru kayısı birim fiyatlarında yüzde 35 bir artış söz konusudur. Bu yılın ilk 3 ayında geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık 600 ton daha fazla kayısı ihracat edildiği anlaşılmaktadır. Covid-19 sürecinde kayısı ihracatının kesintiye uğramadan devam ettiği görülüyor.”
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Tarımın geliştiği illerde özellikle sanayileşme kültürünün de tarıma yönelik olması bu anlamda üretim yapan çiftçiler anlamında da sağlıklı bir yapının oluşmasına zemin hazırlıyor. Çiftçimiz ürettiği ürünü pazarda kime satacağına dair kaygı duyuyor. Fiyatın düşmesinden dolayı mağdur olan çiftçimiz bu anlamda yükü üzerinde topluyor. Çiftçimiz bazen çalıştırdığı işçinin maaşını ödeyemiyor. Özellikle Malatya’da bir kayısı birliğin olması gerekiyor. Kayısı ihracatçılarının da yaşadığı sorunlar var, kükürt sorunu var. Kayısı Monilya hastalığı nedeniyle ürün kaybı yaşanıyor. Tarım ve Orman Müdürlüğünce yağmurlama döneminde özellikle çiftçilerin bilgilendirilmesi gerekiyor. Sözleşmeli ürün satışını resmiyete dökmeli ve çiftçilerin mağduriyetinin önüne geçilmeli.” dedi.
“Tarım, bir ülkenin ayakta kalması için en önemli sektörlerden biridir”
Kayısının Malatya’nın ortak paydası, Malatya ekonomisinin en güçlü ve en önemli aktörü olduğunu ifade eden Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, şunları kaydetti:
“Malatya tarım şehri olma adına çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Malatya’nın bir taraftan sanayisi güçlenirken, bir taraftan sanayi alt yapısı ivme kazanırken, bir taraftan da tarım şehri olma konusunda gerçekten emin adımlarla ilerliyor. Bizim en büyük avantajlarımızdan birisi kuru kayısı. Kayısı, mili ürünlerimizden de birisidir. Malatya kuru kayısısı bölgesel ürün değil, bir stratejik üründür. Covid-19 salgını süreci ile birlikte dünya tarımın ne kadar önemli olduğunu yeniden keşfetti. Sanayisi ile çok övündüğünü gördüğümüz ülkelerin bir taraftan da tarımını ihmal ettiğini gördük. Tarım, bir ülkenin ayakta kalması için en önemli sektörlerden biridir.”
"Çiftçilerimizin mutlaka bahçelerinde arı bulundurmaları gerekiyor”
Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit, “Malatya’da bu yıl yağış boldu, bunun avantajların yanında, dezavantajları da oldu. Biz bu süreçte basında çok yer alacak şekilde yayınlar yaparak çiftçilerimizi bilgilendirdik. Malatya çiftçisi bilgili ve bilinçlidir. Mühendis anlamında güçlü bir yapıdayız ve her çiftçinin bir danışmanı var. Çiftçilerimize SMS gönderdik. Yağıştan dolayı çiftçilerimizin bazıları fırsat bulamadılar. Yağışlardan dolayı çiftçilerimiz ilk ilaçtan sonra Monilyanın açığa çıkmasının ardından biz şikâyet edilen ilaçları laboratuvarlara gönderdik. Monilya tam atak yapmadan önce biz bu çalışmalarımızı yaptık. Bu konuda bir rapor hazırladık. Organik bahçelerin tamamında da sorun olduğunu gördük. Ben kayısı bahçemde arı bulunduruyorum. Çiftçilerimizin mutlaka bahçelerinde arı bulundurmaları gerekiyor.” diye konuştu.(İLKHA)