Ankara`daki imza standının ilki Sıhhiye metro çıkışında, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun katılımıyla açıldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Mazlum-Der Başkanı Faruk Ünsal, Başkent Kadın Platformu Başkanı Berrin Sönmez ile Alperen Ocakları Genel Başkanı Serkan Tüzün, sivil toplum kuruluşları ve siyaset camiasının temsilcileri de programa katılarak destek verdi.

Yoğun katılımın olduğu programda konuşan Gündoğdu, Memur-Sen ailesi olarak, milletimizin hissiyatına öncülük etmek üzere başlattığımız 10 milyon imza kampanyamızın Ankara’daki stantlarının ilkini siyasi parti başkanlarımız ve sivil toplum örgütü temsilcilerimizle birlikte açıyoruz” dedi.

Kuruluş felsefelerinin gereği temel hak ve özgürlükleri her platformda savunduklarını vurgulayan Gündoğdu, her zaman haksızlığa uğrayanların yanında olduklarının altını çizdi. Başörtüsü yasağı ve katsayı adaletsizliğiyle başlayan baskıcı dönemlerde de aynı tutumu sergilediklerini hatırlatan Gündoğdu, bu anlayışlarından asla taviz vermeyeceklerini söyledi.

ÖZGÜRLÜK İÇİN EYLEM…

Temel hak ve özgürlüklerin tam anlamıyla sağlanması, din ve vicdan hürriyetinin en geniş manada yaşanabilmesi için birçok eylem yaptıklarını söyleyen Gündoğdu, şöyle devam etti: “Savunduğumuz değerlere yönelik dayatmaların her zaman karşısında durduk. Bu kararlılığımızın yansıması olarak 30 Kasım 2012’de TBMM önünde başlattığımız ‘Kamuda Kılık-Kıyafet Özgürlüğü’ eylemini, ülkemizdeki en büyük insan hakkı ihlali olan başörtüsüne özgürlük için 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde 81 ilde yaptığımız eylemle devam ettirdik. Kılık-kıyafet özgürlüğü talebimizdeki kararlılığımızın altını çizmek için 2013’ün ilk mesai gününde ülke genelinde işyerlerine serbest kıyafetle giderek, sivil itaatsizlik gösterdik. Memur-Sen ailesi olarak 9 Ocak 2013’te milletimizin desteğini de yansıtacak ‘Özgürlük İçin 10 Milyon İmza’ kampanyasını başlattık. Şimdi ise imza kampanyamızın stantlarını bir bir açıyoruz.”

YASAKLAR TÜRKİYE’YE YAKIŞMIYOR

İttihatçı zihniyet yüzünden özgürlüklerin kısıtlandığını ifade eden Gündoğdu, despotik yaptırımlarla toplum mühendisliği yapanların, Türkiye’ye çok şey kaybettirdiğini söyledi. Başörtüsü nedeniyle öğrencilerin üniversitelere alınmadığını, kamu çalışlarının işlerinden olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Ötekileştirmeler çok can yaktı, bunun doğal sonucu olarak milletine yabancı devlet ve devletine küskün millet ortaya çıktı. Bu nedenle devletle millet arasındaki makas giderek açıldı” tespitini yaptı. 1982 model Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki Personelin Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği’nin kadın çalışanların ayakkabısının topuk boyundan, giydiği pantolonun kumaşına, başının açık olup olmadığına kadar her şeyine karıştığını hatırlatan Gündoğdu, bu anlamsız uygulamanın günümüz Türkiye’sine yakışmadığını ifade etti. Öğrenciler için tek tip kıyafet uygulamasının kaldırıldığını söyleyen Gündoğdu, “Öğrencilerin ne giyeceklerine kendilerinin karar vereceği bir ortamda; kamu çalışanlarına ‘ne giyeceğinize biz karar veririz’ demek ne kadar doğru?” sorusunu yöneltti.  Halkın, anayasa referandumunda kadınlara pozitif ayrıcalık hakkı tanıdığını belirten Gündoğdu, kamuda çalışan kadınlar arasında yönetmeliklerle ayrımcılık yapıldığını ifade etti. Bu yanlışa biran önce son verilmesini isteyen Gündoğdu, inancı gereği başörtüsü takan kadınların kamuda çalışma hakkını Anayasa ve yasaların engellemesinin söz konusu olamayacağını vurguladı. Gündoğdu, darbe döneminden kalma yönetmelikle, ‘olmayan bir yasağın’ 30 yıldır dayatıldığına dikkat çekti.

“Bir yanda yeni Türkiye ideali, diğer yanda ise kılla, tüyle uğraşan tek tipçi devlet mantığı anlayışı devam ettiriliyor” diyen Gündoğdu, 1930’da kadına seçme hakkının, 1934’te ise seçilme hakkının verildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Buradan sesleniyorum: 83 yıl önce seçme, 79 yıl önce seçilme hakkını verdiğimiz kadınlar; yıl 2013 ve ne giyeceğini seçme hakkına sahip değiller. Milletin seçtiği vekiller kendi kıyafetini dahi seçememekte, kadınlarımız çalışma hayatında inancının gereği olarak örtünme hakkını kullanamamaktadır.”

İMZALAR BAŞBAKANLIĞA SUNULACAK

Yurtdışında başörtülü kadınların milletvekili, belediye başkanı seçilebildiğini söylen Gündoğdu, Türkiye’de ise milletin seçtiği vekilin Meclis’ten haddi bildirilerek çıkarıldığını söyledi!  Geçmişin kirlerinden, tortularından, anlamsızlıklarından bir bir kurtulmaya çalışan, darbe ve darbecilerle yüzleşen Türkiye’nin artık darbe dönemine ati her şeyden kurtulmasını beklediklerini ifade eden Gündoğdu, “Bir ayıptan daha kurtulma zamanı gelmiş ve geçmektedir. Şubeler ve temsilciliklerimiz vasıtasıyla açtığımız stantlardan, işyeri temsilcilerimizce kurumlardan ve www.ozgurlukicinonmilyonimza.com sitesi üzerinden toplayacağımız 10 milyon imzayı kampanya bitiminde Başbakanlığa sunacağız.”

SİVİL TOPLUM VE SİYASET CAMİASINDAN DESTEK

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ise Memur-Sen’in başlattığı imza kampanyasına parti olarak destek verdiklerini söyledi. Kamalak, milletin inanç ve değerlerini hedef alan hiçbir uygulamanın kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, “Yıllardan beri süren bir başörtüsü yasağıyla karşı karşıyayız. Bu anlamsız tutum için laiklik deniliyor ancak bu laiklik değildir. Laiklik herkesin inanç ve hürriyetini dayatmalar olmadan yaşayabildiği bir anlayıştır. Türkiye’de laiklik adı altında bugüne kadar zorbalık yapıldı. Artık bunların son bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Mazlum-Der Başkanı Faruk Ünsal da kadınlara yönelik uygulanan haksız uygulamalarla artık yüzleşme vaktinin geldiğini belirterek, kamu alanındaki bütün yasakların kaldırılmasını istedi. Memur-Sen’in kamu alanındaki yasakların son bulması için başlattığı eylemin anlamlı olduğunu belirten Ünsal, “Hiçbir şart koşulmadan dayatmaların son bulması için yapılan çalışmalara destek vermeye hazırız” dedi.

Başkent Kadın Platformu Başkanı Berrin Sönmez de kamuda kıyafet özgürlüğü için başlatılan 10 milyon imza kampanyasının desteklediklerini belirterek, anlamsız yasakların biran önce son bulmasını istedi.

Alperen Ocakları Genel Başkanı Serkan Tüzün de inanç ve kültür değerlerine yönelik yasakların karşısında olduklarını söyledi. Temel hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamaların meşruluğunun olmayacağına dikkat çeken Tüzün, Memur-Sen’in bu yönde attığı adımı sonuna kadar desteklediklerini sözlerine ekledi.

(memursen.org)